Hemşire Hafize Işıklar, "Diyabet hastalığı, pankreas tarafından yeterince insülin üretilememesi ya da üretilen insülinin vücut tarafından verimli kullanılamaması ile oluşan ve ömür boyu devam eden bir hastalıktır. Sağlıklı metabolizmalarda besinler bağırsaklarda parçalanarak şekere (glikoza) dönüşür. Parçalanarak şekere dönüşen besinler kana geçer ve kan şekerini yükseltir. Sağlıklı kişilerde kandaki bu glikoz, pankreasın salgıladığı insülin hormonuyla hücrelere taşınır. Eğer insülin hormonu yeterince yoksa ya da işlevini yapamıyorsa şeker hücrelere taşınamaz ve kandaki şeker artar. Kan şekerinin yükselmesi ile şeker hastalığı(diyabet) meydana gelir" diye konuştu.

Hastalığın çok su içme, sık idrara çıkma, çok yemek yendiği halde kilo kaybı gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirten Işıklar, “Bu belirtilere karşı aileler ve öğretmenler çok dikkatli olmalı. Bu belirtilerden herhangi birinin görülmesi halinde hemen bir sağlık merkezine başvurulmalı. Diyabet tansını çok kolay koyabiliyoruz. Bunun için açlık kan şekerinin 126’nın, tokluk kan şekerinin ise 200’ün üzerinde bulunması yeterli. Diyabette sağlıklı bir yaşam için mutlaka uyulması gereken üç şart var. Bunlar hastalığın sacayağı gibi olmazsa olmazı. Diyet, egzersiz ve insülin tedavisi” dedi

Diyabet Hastası Derin Şensoy ise hastalık süreci hakkında konuştu. Şensoy, " Hastalığım, kilo vermemle beraber 3 yıl önce fark edildi. Bunun sonucu olarak diyabet tanısı konuldu. Kısa bir zaman içerisinde 6-7 kilo verdim. O zamandan beri takibim Ege Üniversitesinde sürüyor. Öncelikle, diyabet iğnesiyle başladım daha sonra pompaya geçiş yaptım. Tabi pompa tedavisinin yüksek bir maliyeti var. Devlet bu tedavi sürecinde ilaçların belli bir miktarını karşılıyor. Bu yüzden diyabet ile savaşmanın yanında ekonomik açıdan da bir savaş veriyoruz. Diyabetli çocuklara önerim; bunu bir hastalık olarak görmemeleri ve bunu bir yaşam biçimi olarak kabul etmeleridir. Diyetimize egzersizlerimize önem vermeliyiz" diye konuştu.

Sosyal faaliyetlerin, “sabah kahvaltıları, diyabet kampları” diyabette uyum açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Derin Şensoy, ailesinin ve diyabet ekibinin doktor, diyabet hemşiresi, diyetisyen, psikolog uyum içinde olması gerektiğini söyledi.

Editör: Haber Merkezi