ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - THD, Kovid-19 Mevcut Durum Analiz Raporunu paylaştı. Raporda, hemşirelerin dernek e-postasına gönderdiği mesajlar ve derneğin yaptığı anketten yararlanıldı. THD İzmir Şube Başkanı Ebru Melek Benligül, hemşirelerin salgın günlerinde karşılaştıkları sorunlara değindi.

Derneğin yaptığı ankete 61 ilden 520 hemşire katıldı. Ankete katılan hemşirelerin %67.5’i Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde, %25.8’i üniversite hastanelerinde, %6.4’ü de özel hastanelerde görev yaptığı açıklandı.

Çalıştıkları birimde Kovid-19 tanılı hastaya bakım veren katılımcıların oranı ise %82.1 olarak saptandı. Raporda dikkat çeken bir ayrıntıya göre, farklı kliniklerde çalışan hemşirelerin hasta yoğunluğu nedeniyle pandemi kliniklerinde görevlendirilmelerine rağmen oryantasyonlarının sağlanmadı. Derneğin çalışmasında Kovid-19 tanılı hasta kabul edilen kliniklerin %48’inde hemşire sayısının arttırıldığı bununla birlikte hemşirelerin %43.2’si Kovid-19 tanılı/şüpheli hastaya bakım verirken kendisini korumak için alması gereken önlemler konusunda bilgilendirilmedi ya da kısmen bilgilendirildi.

EKİPMAN YETERSİZLİĞİ

Tartışmalara konu olan koruyucu ekipman sıkıntısı ankette göze çarpan ayrıntılardan biri. Buna göre, Kovid-19 tanılı hastaya bakım verirken hemşirelerin %24’ü eldiven, %39.3’ü tıbbi maske, %79.7’si N95 maske, %43.9’u siperlik veya gözlük ve %60.9’u tek kullanımlık tuluma ulaşmada zorluk yaşıyor. Pandemi klinikleri dışındaki kliniklerde çalışan ya da aktif olarak hasta bakımında rol almayan hemşirelere ise 8 saatlik mesai için sadece bir maske veriliyor ya da haftada 4 maske veriliyor.

%5.2 oranında hemşirenin kişisel koruyucu ekipman tesliminde ya da Kovid-19 testi yaptırılmak istendiğinde “kişisel koruyucu ekipmanın uygunsuz kullanımından doğabilecek yükümlülükleri kabul ettiğimi beyan ederim" ifadesinin yer aldığı bir formu imzalamak zorunda bırakıldığı bilgisi yer alan raporda hemşirelerin %21.2’si çalışma süresince hiç mola vermedikleri saptandı.

SORUNLAR SIRALANDI

Dernek tarafından yürütülen çalışmada hemşirelerin %50.1’i kurumunda yeterli ve dengeli beslenme için gerekli yemek sunumunun yapılmadığı, %30.1’i ise kısmen yapıldığının altı çizilerek Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulunuldu. Buna göre, “Nitelikli ve güvenli hemşirelik bakımının sunumu için hemşire-hasta oranın ayarlanmasına ve uzun çalışma saatlerine izin verilmemesine yönelik yapılan düzenlemelerin denetlenmesi, yoğun bakım ünitesi gibi alanlarda 8 saatten fazla çalışmaya müsaade edilmemesi, hem kurum hem de meslektaşlarımızın kalmakta oldukları misafirhanelerde yemekhane hizmetlerinin yeterli ve dengeli beslenmeyi sürdürecek nitelikte olması, Kovid-19 tanısı almış, iyileşmiş, evde, klinikte ve yoğun bakım ünitesinde tedavi alan ve entübe olan sağlık çalışanların, güncel sayısı ve mesleklere göre oranlarının açıklanması, meslektaşlarımızın kurum yönetimine ulaşmada sorun yaşaması, sorunlar dile getirildiğinde ise sert yaptırımlarla karşı karşıya kalınması, meslektaşlarımızın ekip iş birliğini sürdürmeye gayret etmelerine rağmen hekimler tarafından şiddete maruz kalması, bazı özel hastanelerde görev yapan hemşirelerin esnek çalışma saatlerinden dolayı, 450 gün ve üzeri primi olanların sadece 3 gün çalıştırılması, primi olmayan hemşirelerin ise fazladan çalıştırılması, meslektaşlarımızın isteği dışında ücretsiz izne ayırma gibi hak kayıplarına yol açacak uygulamaların ahlaki ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı için sonlandırılması, tüm sağlık çalışanlarına olabilecek şiddeti önlemeye yönelik yeterli güvenlik önlemlerinin alınması, özel hastanelerde çalışan meslektaşlarımızın hak kaybına uğramasını önleyecek düzenlemelerin yapılması ve özel sağlık kuruluşlarının bu doğrultuda denetlenmesi” taleplerinde bulunuldu.

ÖZLÜK HAKLARI

Hemşirelerin özlük hakları ve ek ödemelerde sorunlar yaşadığına dikkat çekilen raporda “Bu günlerde yaşananlar da açıkça göstermektedir ki döner sermaye, performansa dayalı vb. ödemelerin sağlık çalışanları arasında bir adaletsizlik örneğidir ve bu sistemin tamamen kaldırılıp, sağlık çalışanlarının maaşlarda iyileştirme yapılması gerekmektedir.” ifadeleriyle sistem eleştirisi yapıldı.

THD İzmir Şube Başkanı Ebru Melek Benligül rapor ile ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, İzmir genelinde sürecinde başından itibaren en yoğun yaşanan sorunun, anket sonuçlarına benzer şekilde kişisel koruyucu ekipmana erişim olduğunu söyledi. “Yaşanan sorunlara ilişkin geri bildirimler kurum yöneticilerinden değil sahadaki hemşirelerden yoğun olarak geldi” diyen Benligül, geri bildirimleri yöneticilerle paylaşmak için hemşirelerden izin istediklerinde “lütfen ismimi ya da çalıştığım birimi paylaşmayın, benim söylediğimi anlamazlar değil mi?” şeklinde endişelerle karşılaştıklarını üzülerek belirtti.

KATILIMCI ANLAYIŞ

Sağlık hizmetlerinde salgın sürecinde yaşanan sorunların ancak iyileştirme ile çözülebileceğinin altını çizen Benligül sözlerini şu ifadeler ile sonlandırdı; “Kalite yönetim sürecinde yer alan sürekli iyileştirme, sorunları yok saymak yerine; sorunların tespiti, analizi, çözümü için ekip oluşturma, hedeflerin belirlenmesi, kuruluş çapında yayılımının sağlanması ve süreçlere tüm çalışanların katılımı ile gerçekleşebilir. Bu çalışma kurum/kuruluş içerisinde yukarıdan aşağıya bir baskı değil aşağıdan yukarıya bir istek ile oluşabilir. Böyle bir isteğin oluşturulması ve güçlendirilmesi ise üst yönetimin görevidir. Bu nedenle hemşirelerin bu çekincelerinin, kurum yöneticileri tarafından gözden geçirilmesini; katılımcılık, etkili yönetim uygulamaları ile desteklenerek meslektaşlarımızın güçlendirilmesini diliyoruz.”

Editör: Haber Merkezi