Altıok, bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Yasa Tasarısı üzerinde CHP adına konuşma yaptı. Altıok konuşmasında şu sözlere yer verdi:

EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞINI BENİMSEYEN MİLLETVEKİLLERİNİ SELAMLIYORUM

İnsan haklarının korunmasını gerçekten isteyen ve eşitlik ve özgürlük anlayışını benimseyen tüm milletvekili arkadaşlarımı saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

BU YASA TASARISI 3 TEMEL BAĞLAMDA SORUNLUDUR

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Yasa Tasarısı 3 temel bağlamda sorunlu görüyorum. Öncelikle oluşturulacak kurulun, insan haklarının temel gereği olan bağımsızlık ve eşitlik ilkelerine aykırı şekilde kendi iradesiyle toplanma yetkisi dahi olmayan bir kurul olarak kurgulanmış olması başlı başına sorun. Üyelerinin tamamının devlet tarafından atama ile belirlenecek oluşu mevcut iktidarın tekçi yaklaşımlarını yansıtan “taraflı” bir kurul olacağının göstergesi.

İkinci ve önemli bir sorun ise hukuk müeyyidelerinden tamamen bağımsız cezai yaptırım gücü ile silahlandırılmış bir kurul olması,

Bir diğer bir sorun ise tasarıdaki ayrımcılık tanımının son derce muğlak ve eksik bırakılması. Kurul uygulama alanlarının serbestliği nedeniyle büyük sıkıntılara yol açabilecek hatta “hukuk dışı baskılara yol açabilecek yasal görünümlü bir ihlal kurumu”na dönüşerek karşımıza gelecek. Hükümet tarafından bağımsız olacağı öne sürülen kurulun üyelerinin 8’ini Bakanlar Kurulu, 3’ünü Cumhurbaşkanı atayacak olması her şeyden önce insan haklarının en temel ilkesi olan eşitlik ve temsiliyet hakkının ihlalidir.

BAKIN İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURULU ÜYELERİNİ KİMLER ATAYACAK!

Şu halde gelin toplumun her kesimini farklı şekillerde hedef alan hak ihlallerinin olağanüstü yoğunlukta yaşandığı ülkemizde insan hakları ve eşitlik kurulu üyelerini kimler belirleyecek, insan hakları ve eşitlik nasıl bir anlayışa emanet edilecek birlikte bakalım:

1- Bu kurulun üyelerini, Sabahattin Ali’den Hrant Dink cinayetine kadar tamamı faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerin aydınlatılması için Genel Kurula getirilen Meclis araştırma önergelerini tam 22 kez salt AKP oyları ile reddedenler belirleyecek.

2- Bu kurulun üyelerini, 22 yıllık adalet arayışı sonunda artık tüm insanlık suçları için bir emsal dava haline gelen Sivas Katliamı davasının zaman aşımına uğrayışını “hayırlı olsun” diyerek kutsayan ve katillere muştulayan Cumhurbaşkanı atayacak.

3- Bu kurulun üyelerini, toplumun her kesimini “afedersin ermeni”, yezit, Zerdüşt, ayyaş, İsrail tohumu gibi yaftalarla tanımlayan, “Ali’li Alevi, Ali’siz alevi” gibi tanımlar icad ederek insanları aidiyetleri nedeniyle hedefe koyan akıl ve onun emir erleri oluşturacak.

4- Bu kurul “Aleviler camiye değil cem evine gitsinler” diyerek bir inancı kendi “ari mezhebi”nin tekçi yaklaşımı ile şekillendirme cüretine kalkışanlar tarafından temsil edilecek

5- Bu kurulun üyeleri, Roboski’de kendi insanlarını savaş uçakları ile bombalayanların katledilen çocuk ve insanlarımızı “figüran” olarak tanımlayanların güdümünde olacak

6- Bu kurulun üyelerini ve adaletini Gezi Direnişi’nde çocuklar öldürüldüğünde “emri ben verdim” diye böbürlenen ve evladı ölmüş anaları meydanlarda yuhalatanlar belirleyecek.

7- Bu kurul 301 işçimizi kaybettiğimiz Soma maden cinayetinde, yakınını kaybedeni tekmeleyen müşaviri terfi ettiren, Sivas Katliamı sanık avukatlarını bakanlık ve milletvekilliğiyle ödüllendiren sistemin parçası olacak

8- Bu kurulun üyelerini, maden kazalarında ölen işçilerimiz için “bu işin fıtratında var” diyen atayacak, “tahrik olma özgürlüğü” ile can alma, intikam gütme gibi fıtrat kriterleri kurulun karar verici unsurları olacak.

9- Bu kurulun üyelerini hak ihlalleri karşısında Karaman’da yaşanan çocuklara cinsel istismara yönelik “bir kereden bir şey olmaz” diyen bakan ve arkadaşları belirleyecek.

10- Bu kurul “konu terör olduğunda bana kimse hukuk, insan hakları ve adalet demesin” diyen, insan haklarının tüm evrensel kriterlerini reddeden infazcı aklın temsilcisi olacak.

11- Bu kurul, Can Dündar ve Erdem Gül’ü tahliye eden Anayasa Mahkemesi Kararı’na “…uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyebilen birine koşulsuz biat edenlerden oluşacak.

12- Bu kurulun üyelerini, Artvin'in Hopa ilçesinde polisin sıktığı gaz ile öldürülen Metin Lokumcu'nun ölümünü protesto eden kişi için “kız mıdır kadın mıdır bilemem” diyen tutucu zihniyet atayacak.

13- Bu kurulun üyeleri ülkemizde son 7 yılda %1400 artan kadın cinayetleri karşısında “kadına şiddet abartılıyor” “kadın erkek eşitliği fıtratımızda yok” “kadının yeri evdir” diyenlerden oluşacak. Kendisinden iş isteyen kadınlara “Evdeki işler yetmiyor mu?” diyenlerden oluşacak.

14- Bu kurulun üyelerini, rant uğruna Cumhuriyetin kazanımlarını satanlar, oy için “..ölümler olmasın istiyorsanız 400 milletvekili verin” “istikrar sağlamazsanız beyaz Toroslar yine gelir” diyen tehditler belirleyecek.

BU YASA TASARISI İÇİ BOŞ, DIŞI ŞEKERLE KAPLI BİR ZEHİRDİR

Bu yasa tasarısı ile içi boş, dışı şekerle kaplı bir zehri daha içmemiz isteniyor sanki. Kurul neresinden tutarsanız tutun işlemeyecek ya da sadece belli kesimlerin mağduriyetleri için hüküm verecek bir yapıya dönüşecek. Vatandaşıyla mahkemelerde hakaret davalarıyla hesaplaşan devlet yöneticilerinin aygıtı olmaya aday bir tasarım ile karşı karşıyayız. 

Editör: Haber Merkezi