Derleyen: DUYGU KAYA/ İZ GAZETE- İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İz Web Tv'de 'Ceren Duman ile Yerel Gündem' programının konuğu oldu, soruları yanıtlayarak gündemi değerlendirdi.

Baro Başkanı Yücel, YSK’nın geçtiğimiz haftalarda açıkladığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine yönelik, “İstanbul Türkiye’nin en güçlü belediyesi. Bu ekonomik gücü kaybetmek istemiyorlar. İstanbul halkına hizmet olarak gidilecek paralar birtakım vakıflara peşkeş çekilmiş durumdaydı. Fakat bu belgeler kayıt altına alınmak istediğinde hiç alakasız iki kişinin itirazıyla mahkemece durduruldu. Şu an belediyede ne oluyor tamamen belirsiz. Oysaki her şey şeffaf ve açık olmalıydı” ifadelerini kullandı.

Yücel ayrıca, “Bu insanlar saklı gizli aday olmadılar, kazandıkları takdirde belediye başkanları olacakları zaten belliydi. Tuzak kuruyorsunuz ki devlet tuzak kurmaz. Önce adaylığa kabul edip sonra onu yarış dışı bırakıyorsunuz.  Asıl kazananı mağlup etmek sanırım bizim gibi demokrasinin işlenmediği ülkelerde mevcut” dedi.

‘İSTEDİKLERİ SONUCU ALMAZLARSA NASIL BİR OYUN TEZGÂHLANIR BİLMİYORUM’

Özkan Yücel, 23 Haziran seçimlerine 31 Mart şartları ve seçmen listeleriyle gidilmesi kararını “18 yaşını dolduran seçmenin de bakış açılarıyla bakmak mümkün. Eğer seçimin 31 Mart koşullarıyla olmasını istiyorsanız evet seçmen listesi aynı kalmalı ama bu tamamen yeni seçim diyorsanız onları da dâhil etmeliydiniz. Gerekçesi nedir bilmiyorum ama oyunu böyle kurdular. Umuyorum ki bu seçimlerden sonra da biri gelip ‘Seçme hakkımı elimden aldılar, tekrar seçim olsun’ diye mahkemeye başvurmaz. İstedikleri sonucu almazlarsa nasıl bir oyun tezgâhlanır bilmiyorum. Ama çok kaygı duymuyorum. Çünkü Türk halkı, baskıcı ve demokrasinin askıya alındığı dönemlerde çok net bir refleksle ortaya çıkıyor” cümleleriyle değerlendirdi.

‘BİR TÜR DARBEDİR’

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İzmir barosunun YSK kararına tepki olarak başlattığı Demokrasi Nöbetine yönelik şunları kaydetti:

“Bir hukukçu olarak böyle bir karar almayacaklarını umuyordum. TOMA’ların YSK binası önüne geldiğini gördüğümde kararın iptal olacağını anlamıştım. Acil bir toplantı düzenledik. Hukuk devletini, insan haklarını korumak baroların temel görevidir. İzmir barosunun sessiz kalması da mümkün değildi. Bu demokrasiyi ihlal eden bir karardır. Bir tür darbedir. Çünkü seçilmişlere seçim sonucunda kazandıklarını vermiyor, yönetimi demokratik yollarla devretmiyorsunuz. Baronun önüne çağırdığımızda saat on buçukta geldiler. Oldukça heyecanlı ve kararlılardı. Umutsuzluğa karşı bir tablo koymaya çalıştık. Birçok baro ve hukuk örgütünden buna destek geldi. Demokrasiye yönelik sözlerimizden dolayı bize CHP’nin arka bahçesi diyenler var. Şunu bilin ki biz CHP’nin arka bahçesi değil, demokrasinin ön bahçesiyiz.”

‘EN HIZLI HAREKETE GEÇEN KURUM OLDUK’

Yücel, Demokrasi Nöbetine katılımı değerlendirerek, “Hem nöbet günlerinde hem sosyal medyada çok olumlu geri dönüşler aldık. Refleksin çok hızlı olması birçok insanın takdiri kazanmış durumda. En hızlı harekete geçen kurum olduk. İlk gün toplanan kalabalık olan grup, yeni yüzlerle artarak devam etti. Emek ve Demokrasi Güçleri dâhil olup birlikte yürütelim bu süreci dediklerinde bir dakika bile 3düşünmedik. Her hafta farklı etkinlikle nöbeti devam ettireceğiz” dedi.

‘ORTAKLAŞMADAN KAZANMAK MÜMKÜN DEĞİL’

Programda Demokrasi Nöbeti’nin başlatılan bir kıvılcım olduğunu vurgulayan Baro Başkanı Yücel, Barolar Birliği’ne yönelik, “Sebebini anlayamadığımız bir biçimde sessiz kalmayı tercih ediyor. Çok umursamıyoruz. Biz şuna bakıyoruz,  İzmir Barosu olarak ilklerin barosuyuz. Barolar Birliği ister bizimle yürür, ister bizi yalnız bırakır. Yerel yönetimlerin katılması bizim için değerliydi. Demokrasiyi korurken sadece kendimiz için değil, kentte yaşayan herkes için istiyoruz. Demokrasiye en çok ihtiyacı olanlar ise yerel yönetimler. Yarın mesela Konak belediyesinin ya da başka bir belediyenin seçimlerini iptal etmeyeceklerinin garantisi yok. Onlarin da katılıp demokrasi için birkaç cümle söylemesi çok güzeldi. Çünkü ortaklaşmadan kazanmak mümkün değil. Demokrasiye dair birkaç cümle söyleyen herkesi tuttukları bir çetele var. Ama o çetele bazı insanları susturmaya yetmiyor” dedi.

Yücel, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘Seçim yenilenirse kazanırız’ cümlesine yönelik, “Bir yarışa giriyor, bir motivasyona ihtiyacı var, kaybın arkasından yenilenen bir seçim var. Bundan başka bir şey söylemesini zaten beklemiyordum. Önemli olan şey bunun insanlarda karşılık bulmaması” diye konuştu.

‘ÇÜNKÜ KAZANMAK ZORUNDAYIZ’

Yücel, “İzmir barosunun kamuoyunda sahiplenilmesinin sebeplerinden biri bu. Sözümüz var, sözümüz sahici ve en önemlisi kimseden korkmuyoruz. Her alanda ve her yerde olmaya çalışıyoruz. Hedefimiz hukuk devleti ve insan hakları. Siz bir barosunuz avukatlara ilişkin ne yapıyorsunuz diyenler var. Baroda haftanın üç günü avukatlara yönelik konferans ve paneller düzenliyoruz. Avukatların bilgili olması lazım çünkü kazanmak zorundayız" dedi.

‘UMUTSUZLUK YASAK’

Son olarak Yücel İzmirlilere çağrıda bulunarak, “Önerimdir, yasak sözcüğü bizim kitabımızda yer almaz. Ama bir yasak söylememiz gerekiyorsa, umutsuzluk yasak!” dedi.

Editör: Haber Merkezi