MİHRİCAN CANDEMİR/ İZ GAZETE Konak Belediyesi Meclis Üyesi Eczacı Barış Özgen, sağlığa ve ilaçlara olan erişim problemi hakkında açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda sağlık sisteminin çöktüğünü ifade eden Özgen, şehir hastanelerini eleştirerek birçok önemli konuya da değindi.

Vatandaşların sağlık hizmetine ve ilaçlara erişmede güçlük çektiğini söyleyen Konak Belediyesi Meclis Üyesi Eczacı Barış Özgen, sağlık sisteminin çöktüğünü de dile getirdi. Cumhuriyet tarihinin en paralı, en pahalı ve en kalitesiz sağlık hizmeti ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Özgen, “AKP iktidarı, kendisini iktidara getirenlerin ülkemizi sömürme ve hortumlama noktasındaki projelerinin yılmaz savunucusu ve uygulayıcısı olmuştur. 2003 yılından itibaren Dünya Bankası’nın direktif ve teşvikleriyle uygulanmaya başlanan ‘Sağlıkta Dönüşüm Politikası’ denilen canavar da bunlardan birisidir. Bu politika ile birlikte başta göz boyayarak süslü hastaneler ve süslü sağlık merkezleriyle başlayan bu emperyalist proje ile bugün gelinen nokta, tamamen ücretsiz olacak denilen fakat her geçen gün daha da paralı ve pahalı hale gelen, halkımızın artık bu ücretleri karşılayamaz hale geldiği, tedaviye başlasa bile her gün artan ücretler nedeniyle tedavisini bitiremediği , bırakın reçeteyle parasıyla dahi ilaç bulamadığı, tüm nüfusun sigortalı görünmesine rağmen, prim borcu nedeniyle 10 milyonu aşkın vatandaşımızın sağlık hizmeti alamadığı sürdürülemez bir noktaya gelmiştir” diye konuştu.

‘SAĞLIK HİZMETİ ENGELLENİYOR’

Eczacıların ve doktorların vatandaşlara sağlık hizmeti vermesinin engellenmiş durumda olduğunu ifade eden Özgen, aynı zamanda sağlıkta şiddete de dikkat çekti. Özgen, “Halkımız bugün eczanelere ilaç almak için gittiğinde ilaç bulamamakta. Bulduğunda ise her seferinde daha fazla ücret ödemekte, her defasında maaşından parası kesilmekte. Üstelik bu kesintilerin doğruluğunu bile hesap edememektedir. İlaç yoksunluğu son 50 yılın en üst noktasına ulaşmıştır. Artık eczanelerde en temel antibiyotikler, çocuk şurupları ve bunların eşdeğerleri bile bulunmuyor. Hastalara hastanelerde randevu yok, eczanelerde ise ilaçlar yok. Hastalar ilaç aramaktan, eczacılar yok demekten bıkmış durumdalar. Bu ülkede bugün eczacının ve doktorun sağlık hizmeti vermesi engellenmekte. Ayrıca AKP siyasetinin popülist söylem ve eylemleri ile şişirilen hastalar nedeniyle sağlıkta şiddet körüklenmektedir” şeklinde konuştu.

AKP iktidarının yeni bir rant kapısı olarak Şehir Hastaneleri’ni oluşturduğunu söyleyen Özgen, “Kamudan özel sektöre kaynak aktarmanın yeni bir yolu olan şehir hastaneleri, milli servetin bir takım özel şirketlere peşkeş çekilmesinin en son yöntemi ve sağlıkta ticarileşmenin en büyük adımıdır” dedi. Ayrıca şehir hastaneleri hakkında bilinmeyen bazı gerçekleri açıklayan Özgen, “Hastanenin yapılacağı hazine arazisi ihaleyi alan firmaya bedava verilmekte, ihaleler gizli yapılmakta ve açıklanmamaktadır. Kira ödenen bu işletmelere bir de doluluk garantisi verilmektedir. Bu da yetmeyip yanında tam KDV muafiyeti verilmektedir. Kur farkından doğacak zararlar dahi garanti dahilinde olup doluluk sağlanmazsa bedelin hazine tarafından ödeneceği ortadadır. Verilen bu doluluk garantisiyle, asıl hedefin insan sağlığı değil de edilecek kar olduğunu da net bir şekilde görüyoruz. Böylece vatandaşlarımızın sağlığı hem bugün hem de gelecekte ipotek altına alınmaktadır” diye konuştu. 

‘SÖMÜRÜ PROJESİ’

Şehir hastanelerinin halk sağlığı sorunu ve sömürü projesi olduğunu ifade eden Özgen, “Bu proje küresel sermayenin yine Dünya Bankası aracılığıyla, gelişmekte olan ülkeler kendisine iş sahası açmak için yapılmış bir sömürü projesidir. Halk sağlığı için yapıldığı iddia edilen bu hastaneler aslına bakacak olursak tam bir halk sorunudur.  Şehir Hastanesi adı verilen bu rant mekanizmasından AKP hükümetini derhal geri dönmeye çağırıyoruz. Sağlık hizmeti almak vatandaş açısından anayasal bir haktır. Devletin ise asli görevidir. Oluşturulacak sağlık politikaları halka ücretsiz, eşit, nitelikli, ulaşabilir ve etkin bir şekilde hizmet verilmesini sağlayacak şekilde oluşturulması gerektiğini söylüyoruz. Bu sebeple şehir hastanelerinden derhal vazgeçilmeli ve halkın sağlık ihtiyaçlarına uygun 250-300 yataklı içinde gerçekten sağlık hizmeti olan yeni düzenlenmeler ivedilikle hayata geçirilmelidir” şeklinde konuştu.

‘ENGELLERİ KALDIRACAĞIZ’

Parti olarak hedeflerinden bahsederek 2023 seçim vurgusu yapan Özgen, “Çok değil birkaç ay sonra başlayacak halkın iktidarında biz 20 yılda sağlık alanında iğneden ipliğe her şeyi özelleştiren, devlet kurumlarını şirkete çeviren, kamunun adını yok eden AKP zihniyetinin çöken ‘Paran Kadar Sağlık’ politikasını yırtıp atarak, ‘İnsanı Yaşat Ki Devlet Yaşasın’ anlayışıyla, sağlık hakkı yaklaşımıyla kamucu bir sağlık sistemiyle, herkese her yerde ve her zaman sağlık hizmeti sunumu hazırlayacağız. Sağlık hizmetine erişimin önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Özde yerli ve milli bir iktidarla, halk sağlığı, kamu yararı ve halkın refahı için geliyor gelmekte olan diyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

‘TEZGAHI BOZMAMIZ GEREKİYOR’

Görüşlerini bildiren doktorlardan biri, “İzmir’in nüfusu giderek yaşlanıyor biz yaşlılarımıza hizmet ve sevgi göstergesi olarak yapılan bu Şehir Hastaneleri’ni Geriatri Hastanesi’ne dönüştürebiliriz. Hem hastane içi dolaşım hem de hasta doluluk oranı ulaşım minimumuma düşer. Bunu yaparsak bu düzeni baltalamış olacağız. Öbür türlü şehir dışında hazine arazisi çok ve yapmaya devam ederler. Zaten Şehir Hastaneleri’nin sayısını arttırmayı planlamışlar. Bizim önerimiz olan Geriatri Hastaneleri, Ege Bölgesi’ne ve İzmir’e yakışır diye düşünüyorum. Halkımızı, sağlık çalışanlarımızı kurtarmak için bu tezgâhı bozmamız gerekiyor” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi