Toplumsal kutuplaşmanın ve toplumsal güven kaybının tehlikelerine işaret eden Heval Savaş Kaya, “Ülkeyi yönetenler tüm seçim dönemlerinde kutuplaştırıcı dile başvurdular, anayasa referandumunda ‘hayır’ diyen herkese terörist muamelesi yapmışlardı, bugün gelinen noktada partimizin yerel seçimler için kurmuş olduğu ilişkilere zillet ve illet benzetmesi yapıyorlar. Bu anlayış sadece kendi siyasi çıkarlarına katkı sağlar, ülkemize ve vatandaşlarımıza sağlayacağı en ufak bir katkı yoktur. İktidar partisi, halkın gerçek gündemi olan ekonomik sıkıntıları gizlemeye çalışıyor. İstedikleri kadar ekonomik hedefleri tutturduklarını, her şeyin güzel olduğunu söylesinler esnafı, çarşıyı, pazarı gezdiğinizde sorunları çok net görüyorsunuz. Bizler yerel yönetimler olarak çözümün bir parçası olmak noktasında elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Yeter ki iktidar partisi siyasi beklentilerden uzak samimi ve birleştirici politikalar izlesin. Ancak zengini daha fazla zengin edecek, halkın vergilerini yandaşa aktaracak politikalar izlerseniz güven ortamını zedelemiş olursunuz. Vatandaşlar da bir süre sonra sadece kendi maddi çıkarlarını düşünmeye, kolay yoldan para kazanmaya kalkışır ve bu aynı zamanda toplumsal ahlaki çöküntüyü beraberinde getirir. Sonuç olarak toplumsal birlik ve beraberliği yok eder, ülkemizi her türlü tehdide açık hale getirmiş olursunuz” diye konuştu.

“MARTIN SONU BAHAR OLACAK, İNANIYORUZ”

Yerel seçim sonrasındaki sürecin daha da kritik olacağını belirten Kaya, “İktidar geçici önlemler ve müjdeler vererek problemleri çözemediği gibi daha da kalıcı hale getiriyor. Oysaki tüm toplumda zihinsel bir dönüşümü gerçekleştirip yapısal reformların yapılması gerekiyor. Acilen eğitim sisteminin bilimsel, laik ve çağdaş bir sisteme dönüştürülmesi gerekiyor. Yine çok acil olarak üretim ekonomisine geçilmeli, büyük potansiyeli olan tarım alanında yeniden ayağa kalkmalıyız, sanayi alanında da üretimi teşvik edecek güven ortamını sağlamalıyız. Dışarıya doğru büyük bir beyin göçü olduğunu kabul etmeseler de, bunun böyle olduğunu hepimiz biliyoruz. Demokrasiyi, ifade ve basın özgürlüğünü, akademik özgürlüğü, hukukun üstünlüğünü hızlıca tesis edip üretken gençlerimizi burada tutmak ve onların önünü açmak zorundayız. Tüm yaşanılan olumsuzluklara rağmen ülkemizin bu potansiyele sahip olduğunu biliyoruz, geçmişte neler yaptığımızı hepimiz gördük, bunu yeniden yapabiliriz, inanıyoruz. Partimiz içerisinde ülkemizin tüm sorunlarına çözüm üreten, vatandaşa derman olacak çok nitelikli ve donanımlı kadrolar var. Sayın Genel Başkanımız tüm çözüm önerilerini de sürekli toplumla ve iktidarla paylaşıyor. Ancak iktidar partisi hiç oralı değil ve kendi bildiklerini okuyor. Ortak akla ve uzlaşıya inanmadıkları için partimizin eleştirilerine kulak kapatıp, toplumu da yandaş medya eliyle CHP’ye düşman etme çabasındalar. Bu anlamda bizleri vatan ve bayrak sevmezlikle suçlamak bu topluma yapılan en büyük kötülüklerden biridir. CHP olarak bugüne kadar Türkiye’nin aydınlık geleceğine gerek muhalefet partisi olarak gerekse yerel iktidarlarımızla katkı koyduk, bundan sonra da bu mücadelemize büyüyerek devam edeceğiz. Tüm adaylarımızın bu anlamda çok çalışması gerektiğine inanıyorum. Kişisel çıkarlar bir kenara bırakılarak, ülkemizin ve partimizin çıkarlarını ön planda tutup çalışmaya devam etmek zorundayız. 2023’e giden yolda partimizin iktidarı ve ülke sorunlarının çözümü için sorumluluk almaya, çalışmaya ve umudu büyütmeye ihtiyacımız var. Martın sonu bahar olacak bunu biliyor, tüm kadrolarımıza, tüm halkımıza yürekten güven duyuyoruz” açıklamalarında bulundu.

Editör: Haber Merkezi