İLKSU GÖL - Türkiye’de ulaşılabilen rakamlara göre sayısı binleri bulan ‘Erdoğan’a hakaret’ten tutukluluk cezaları, AKP diktatörlüğünün yasaları iktidarının bekası için kullanma alışkanlığının en somut göstergelerinden biri haline geldi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen ve üzerinden 1 buçuk sene geçmesine rağmen ‘ihtiyaç var’ bahanesiyle kaldırılmayan OHAL’in koşullarında hak ve özgürlükleri büyük ölçüde askıya alan AKP ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ cezasını her türlü eleştiriye karşı kalkan olarak kullanırken, illerde de bürokratlar sözkonusu cezayı adeta iktidara sadakat beyanı için işletme yarışına girdi.

Son olarak Türkiye Komünist Hareketi (TKH) üyesi üniversiteli Helin Nigit’in Amasya’da okuluna giderken ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçu işlediği iddiasıyla polislerce gözaltına alınması ve mahkeme sürecinde ise hakimin savcının iddialarını incelemeye gerek bile görmeden tutuklama kararı vermesi, AKP’li yargının önceliğinin ‘adalet’ olmadığının çarpıcı bir örneğini oluşturmuştu.

7 Şubat’ta verilen tutuklama kararıyla Amasya E Tipi Cezaevi’ne konulan 22 yaşındaki Helin’in tutsaklığına karşı TKH “Helin’e Özgürlük! Düşünceyi  Hapsedemezsiniz!”başlığıyla kampanya başlatırken, biz de Helin’in İzmir’de bulunan ailesine ulaştık.Helin Nigit’in babası kızının tutukluluğuna ilişkin sorularımızı şöyle yanıtladı:

Geçmiş olsun öncelikle, Helin’in tutuklama kararını duyduğunuzda nasıl karşıladınız ?

Bu durumu aslında çok da olağan dışı karşılamadım. Çünkü bu ülkede muhalifsen, dürüstsen, onurlu isen başımıza bu tür bir olayın geleceğine hazırlıklıydım.

Helin ile görüşebildiniz mi tutuklu olduğu günden bu yana? Sağlık durumu, morali nasıl ?

En son tutuklanmadan önce görüşebildik. Şuan için sağlık durumu vs nasıl olduğu hakkında bir bilgimiz yok açıkçası. Ama benim kızım güçlüdür. Biliyorum ki bu yaşananlara ve bundan sonraki süreçte de güçlü kalıp, boyun eğmeyecektir.

Tutuklama kararının çıktığı gün konuştuğumuzda bunu bir kez daha anlamış oldum. Bugüne kadar Erdoğan’a hakaret cezaları olduğu durumda hep konuşmuşuzdur ‘bu ülkede adaletten bahsediyoruz hak ve hukuktan söz ediyoruz, bu şekilde açılan davaları bize kabul ettiremezler’ diye. Bunun bir gün başımıza geldiğinde de boyun eğmeyeceğimizi her seferinde de dile getirdik.

Erdoğan’a hakaret cezaları artık muhalefete keyfi olarak uygulanan açık bir baskı aracına dönmüş durumda, siz ne düşünüyorsunuz ?

Erdoğan burda korku imparatorluğunu kurmak için bir baskı aracı olarak kullanıyor. Aydınlara, ilerici ve yurtseverlere geri adım attırmak, boyun eğdirmek amacıyla kullanıyor. Bugüne kadar bu politikalarla iktidarlığını sürdürdü belki bir noktaya kadar ama bu meselede geri adım atmayacağız. Korkup da olduğumuz yerde sinmeyeceğiz.

AKP iktidarı ile birlikte ülkemiz karanlık bir yere doğru sürükleniyor. Bugün yaşananlarda aslında bunun göstergesi. Bu noktada sizce sol siyasetin ne yapması gerekiyor?

Sol siyasetin daha fazla örgütlenmesi, mücadele etmesi kitlelere ulaşması gerekiyor.Bugün Osmanlı ile Cumhuriyet bir tutuluyor. Cumhuriyet, Osmanlı’nın bir devamı olarak gösteriliyor.Ama biliyoruz ki Osmanlı bu ülkeyi emperyalizme teslim etmiştir. Osmanlıcılık ve cumhuriyetçilik aynı konumda olamaz. Eksiklikleri var olmasına karşın cumhuriyet ilerici bir hamledir. Ve bugün bize sundukları, bir parçası olmamızı istedikleri bir 2. cumhuriyet rejimi var. Yarattıkları 2. Cumhuriyet’e bizlerin teslim olmasını bunu kabullenmemizi istiyorlar. Bizler bu ülkenin devrimcileriyiz buna boyun eğmemizi kimse beklemesin.

Son olarak söylemek istediğiniz?

Bugün yaşananlara boyun eğmeyeceğiz, korkup yerimize sinmeyeceğiz. Bu ülkenin ilerici, yurtsever vatandaşları olarak mücadele etmeye devam edeceğiz. Yaşanan haksız hukuksuz gözaltı ve tutukluluk haline direneceğiz. Kızımın ve bu olaylardan tutuklu olanların bir an önce serbest kalmasını istiyorum.

Editör: Haber Merkezi