İZ GAZETE - 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için geri sayım başladı. Adaylar sahaya inmeye ve medya aracılığı ile projelerini anlatmaya devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer Halk TV’de Enver Aysever’in sorularını yanıtladı.

Yerel seçim gündemine dair önemli açıklamalarda bulunan Soyer, "Ben kendimi İzmir'e benzetiyorum. Başarılı belediye başkanları yönettikleri şehirlere benzerler. Ben kendimi İzmir'e benzetiyorum Çok renkli bir şehir İzmir. Tarih boyunca doğunun damarlarından gelen ne varsa hep İzmir'den batıya pompalanmış." diye konuştu. 

Soyer'in canlı yayındaki söylemlerinden öne çıkanlar şu şekilde:

'İZMİR'DE YAŞAYAN HERKES İZMİRLİDİR'

"İzmir aynı zamanda medeniyetlerin kültürlerin buluşma noktası olmuş. bi de buna liman kentliğini ekleyin. bütün halklar komşu gibi yaşayıp birlikte büyütmüşler pastayı. bütün halkları içine sindirmeyi başarmış bir şehir İzmir. Bu birlikte yaşamamnın kültürü demektir bu. bir arada barış içinde yaşamayı öğrettiği için demokrasinin kalesidir İzmir. Havası suyu bir biçimde İzmirli yapar onları."

"Siz simite gevrek diyorsunuz derler ya bunlar kent kimliğine sahip çıktığından. izmir kendi kimliğini koruyor. Öyle kent fotoğrafları görürsünüz ki kim kimdir bilemezsiniz. bu çok tehlikeli bir şey. köklerimizden uzaklaştıkça kendimizden uzaklaşırız. o nedenle izmirlilik var. aslında İzmir'de yaşayan herkes İzmirlidir."

"AKP'li, CHP'li, MHP'li, HDP'li neyse o saygı duyuyorum ama sadece bu ayrımlarla kimlik kazanan bireyler değiliz. Bizi ne kadar kutuplaştırmaya çalışsalar da biriz, birlikteyiz. bunun bize getirdiği yaşam kültürü var. bu ayrışmalar bizi çoraklaştırıyor ve gücümüzü kaybettiriyor."

"İnsanlar bir medeniyet seviyesinde yaşıyorsa ve orta doğudan ayırıyorsa bu bizi Cumhuriyetin bir arada yaşama kültürünü ve Atatürk'ün değerlerinin en uzakta bile hissediliyor. O yüzden İzmir sosyal devletin demokrasinin laikliğin kalesidir."

'İZMİRLİLERİN BUNA PRİM VERECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM'

Babası hakkındaki eleştiriler hakkında da konuşan Soyer, şu ifadeleri kullandı:

"Kutuplaştırma siyaseti bunun bir parçası olarak görüyorum. Fakat bu bir yerel seçim. İzmir'de yerel seçimlerde insanların kent ile ilgili vizyonlara gör oy veriyor. Bu İzmir'de tutmaz. Neden bir insanın 40 yıl önce babasının yaptığı işle yargılasnlar ki... bunun akılla mantıkla bir alakası yok. İzmirlilerin buna prim vereceğini düşünmüyorum."

'DENİZLİ'DE 32 ŞARAP FABRİKASI NE OLMUŞ SORMAK LAZIM'

AKP'nin Büyükşehir adayı Zeybekci hakkında da konuşan Soyer, "Denizli'de 32 şarap fabrikası varmış onlara bir sormak lazım. Belediye Başkanıyken şarap üretimine ne tür destekler verdi sormak lazım." dedi.

İzmir'in ve Türkiye'nin Büyükşehir Belediyelerinde yaşanan betonlaşma hakkında konuşan Soyer, İzmir'de bu bir risktir. Mutlaka doğayla uyumlu bir kent kurgulamaka zorundayız. En büyük hatamız kenti yönetirken doğayı kurgunun dışında tutmak." diye konuştu.

'ADAYLAR AÇISINDA İZMİR ÇOK ŞANSLI'

CHP'nin İzmir adayları arasında içine sinmeyen aday olmadığını aktaran Soyer, "Kumaş bu İzmiri'n kumaşı bu. 584 aday vardı. Hepsi kendisini buna layık görüyordu çok çalıştı. İnanılmaz kaliteli iyi eğitim almış kenti için yüreği çarpan adaylar vardı. Ben doğal olarak bir çoğunu tanımıyordum. Dosyalarına baktığımda anladım ki hakiketen izmir çok şanslı." ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE'NİN DEĞİŞİMİ İZMİR'DEN BAŞLAYACAK'

Soyer sözlerini şöyle sürdürdü;

Eğer seçilirsem o andan itibaren tüm İzmir'in temsilcisi olacağım. Kiminle ne konuşmam, ne istemem gerekiyorsa İzmir için ne gerekiyorsa yapacağım. Hakkım olanı da kimden gerekiyorsa isterim. Türkiye'de rejim değişti ve giderek otoritenin merkezileştiği bir şeye dönüşüyoruz. 

Demokrasinin nefes aldığı yer yereldir artık. Hamburg Estonya, Barcelona da bu kentsel örnekleri görüyoruz belediyelerin ürettiği yerel çözümlerin devlet politikası ile alakası yok. Ülkeler artık çözüm olmakta çağ dışı kaldı." 

"Türkiye değişecek. Türkiye büyük değişimin eşiğinde ve bu değişim İzmir'den başyacak. İzmir Türkiye'yi sırtına alacak. Bütün farklılıkları kucaklayarak İzmirden bir hikaye yazmaya başlayacağız."

Soyer ayrıca "İzmir'in neleri değiştireceğini biliyoruz. Diğer cittslowların hepsini gezdim herkes İzmir'i soruyor. En ücra köşede bile demokrasinin, hikayenin kökü olduğunu biliyor bu insanlar. İzmir tekrar dünya kenti olacak. Bu kimlik İzmir'in dünyaya açılmasıyla beraber, Türkiye de dünyaya açılacak. Gayri safi milli hasılanın daralmasından krizden birbirmizi ötekileştirerek çıkamayız. Birbirimizle yan yana olmayı ve o krizi aşmayı başarmamız lazım. Ortak gelecek ancak böyle yapılır." şeklinde konuştu.

'ÇÖZÜM ÜRETİCİDEN TÜKETİCİYE BAĞI KURMAKTIR' 

AKP iktidarının Tanzim satışları hakkında konuşan Soyer, "1973'te İzmir'de Gültepe'nin efsanevi belediye başkanı TANSAŞ'ı kuruyor. Ucuz et sebze kömür için sonra kipalara dönüştü büyük sermaye grupları ile buluştu. Ama başlangıcı İzmir'dir. Daha sonra gelenler özellikle Ahmet Piriştina bunu büyüttüler. Meselenin ruhu şudur. Aziz başkanımız yaptığı gibi çicekte, sütte, arıcılıkta.... Çözüm üreticiden tüketiciye bağı kurmaktır. bunu kooperatifler vasıtasıyla yapar ve tüketiciye doğal ve ucuz ürün ulaştırır. Kara kılçık buğdayıını bir tohum takas uygulamasıyla başlattık. Bir dedemiz verdi bize bunu deneyin diye. Senelerce uğraştık saklsılarda bir avuçla başladık 500 dönüme geldik. Bu kadar bereketli topraklar üzerinde yaşıyoruz. İzmir Ege'nin Batı Anadolu'nun tarım başkenti. Üzüm için, incir için kooperatifleşmeyi ve onlar üzerinden tüketiciyle buluşturmayı sağlamak zorundayız. Bunu çok daha zenginleştiriceğiz. İki-üç kamyonla çözülmez bu." ifadelerini kullandı.

Soyer sözlerini şöyle sürdürdü;

"İşsiz genç aşsız ev bırakmayacağız. Devlet olmaya gerek yok. Gençleri kentin ihtiyacı olan alanlarda eğitmemiz lazım. Bugünkü eğitim sistemiyle bunu yapamıyoruz. Sertifika programları ile bile yapılabilir bunlar."

'SİYASİ BİR SEBEBİ YOK'

Seferihisar Belediye Başkan adayının sağlık sorunları nedeniyle adaylıktan çekildiğini kaydeden Soyer siyasi bir kriz olmadığını sözlerine ekledi. Soyer, "Seferihisardaki belediye başkan adayımız gerçekten ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Geçmişte yaşadığı bir hastalığın nüksetti. Bunun siyasi bir sebebi yok. 10 yıldır beraber çalıştığım değerli bir arkadaşım. Onun yerine bir başka değerli arkadaşım bu görevi üstlendi." dedi.

'GENÇLER YAŞAYACAKLARI KENTİN KARARLARINI VERECEKLER'

Soyer ayrıca "Gençlerin yaşacağı ve yaşlıların olmayacağı bir dönemin kararını yaşlılar vermemeli. Gençler kendi geleceklerinin kararını verebilmeli. 30 ilçede de Gençlik Merkezleri kuracağız. Hem sosyalleşecekler hem üretecek hem de eğitim alacaklar. Bunu da genç elçilerle başaracağız. Birkaç başlık tespit ettik. 18-38 yaş arası gençlerimiz görev alacaklar. Bunlar başkan değil, elçi olacaklar. Mesela kent hukuku elçisi, sosyal kapsayıcılık elçisi, meslek odaları elçisi, temiz enerji elçisi, ulaşım, STK iletişimi, çocuk belediyesi, fuarlar, nanoteknoloji, dijital dönüşüm elçisi...." ifadelerini kullandı.

'EN ÇILGIN PROJE ÇOCUK KÖYÜ'

Soyer, kendisine yöneltilen en çılgın projeniz ne sorusuna ise "En çılgın proje çocuk köyü." yanıtını veren Soyer, İzmir'in büyük sorunlardan biri olarak katı atık sorununa işaret etti Soyer şöyle konuştu;

"Harmandalına çözüm getirilmeli. Nereden bertaraf edilecek derseniz bunların çok örnekleri var Londra'da, Viyana'da. Çöp enerjiye dönmeli dönüşüm sağlanmalı.  Ayrıca bu kent kültürüne işlenmeli. Kent ulaşımında körfez yüzde 3 olarak kullanılıyor. İskele, tarif, deniz aracı sayısını arttırmalıyız.

'TARKAN'IN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KONSERLER İLE HAYVAN YUVASI YAPTIK'

Soyer, "Sokak hayvanlarının layığıyla yaşayacakları yerleri yaratmak istiyoruz. Burada Tarkan'ı yad etmem lazım. Seferihisar için iki konser yaptı ve geliri ile doğa okulu ve sokak hayvanları yuvası yaptık." dedi. 

İzmir'in aldığı göç hakkında da konuşan Soyer sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Son 10 yıl içerisinde giderek artan bir şekilde göç alıyoruz. 2018 yılından itibaren beyaz yakalı göçü almış durumdayız. Ama aynı zamanda beyin göçü de veriyoruz. Mesele geleni gerçekten içimize alıp, İzmir'e katkı vermesini sağlamak. İzmir dünyanın en güzel markalarından biri olabilir."

'BU KENTE YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜK SADECE BEN BİLİYORUM DİYEREK KARAR ALMAKTIR'

Enver Aysever'in 'Tarif ettiğiniz belediyecilik anlayışı sosyalist bir anlayışla yönetilen bir belediyecilik oldu' söylemine 'Bi mahsuru var mı?' şeklinde yanıt veren Soyer,

"Bu kente yapılacak en büyük kötülük ben biliyorum diyerek karar almaktır. Bu kentte benden daha çok bilen birçok insan var. Biz bu kentte kararları ortak akılla alacağız. Bu kentin akademisyenleri, meslek odaları ve Sİvil Toplum Kuruluşları ile birlikte hareket edeceğiz. Biz bu kapıyı açacağız. Belediyecilik anlayaşımız için kamucu, halkçı, herkesi kucaklayan sosyal demokrat bir belediyecilik diyebilirsiniz" ifadelerini kullandı.

'KİMSENİN EKMEĞİ İLE OYNAMAYACAĞIZ'

Şeffaf belediyecilik anlayışı hakkında konuşan Soyer, "Mal varlığımız açık ve şeffaf. Demokrasinin olmazsa olmazı budur. Belediyenin her şeyini hepsini sunmak zorundasınız. Belediye kadrolarında suistimallere en ağır şekilde gereğini yapıcaz. Tunç başkan gelirse kadroları yerinden edicek diyorlar. kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız. Kimsenin kuşkusu olmasın. Sadece kent vicdanlarını arttırmak için çalışacağız." dedi.

Editör: Haber Merkezi