Diyarbakır Sur ilçesine gitmek isteyen CHP’li 6 milletvekili polis ablukasını geçememiş sadece muhtarlarla bir araya gelebilmişlerdi. O dönemde CHP Milletvekili olan, şimdi ise CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen Zeynep Altıok, barışın, savaş dili ile getirilemeyeceğini vurguladı. 

Evrensel'den Damla Yeltekin'in haberine göre Altıok, milletvekili oldukları halde polis barikatının çevrelediği yerden kendilerini içeri sokmadıklarını ifade etti. Kendilerine ‘Can güvenliğiniz yok, sizi oraya sokamayız’ dendiğini belirten Altıok, “4 gün sonra İsmet Berkan’ın aynı yere adeta turistlik geziye çıkarılır gibi götürülmesi, arzu ettikleri zaman can güvenliği sağlayabildiklerini gösterdi. İsmet Berkan’ın gezisinden sonra da turistik mekan tanıtımları yapar gibi sokağa çıkma yasağı olmayan mahallelerdeki mekanların isimlerini sayması beni oldukça rahatsız etti” dedi. 

‘GENELDE BİR EKONOMİK SIKINTI YAŞANACAK’

Cenazelerinin defnedilmesine izin verilmeyen, yaşamasal ihtiyaçlarını gideremeyen insanların gözünün içine bakarak, onların ağzından olayları dinlemenin başka bir etkisi olduğunu kaydeden Altıok, önce muhtarları dinlediklerini dile getirdi. Göç ederek akrabalarında kalan aileleri ziyaret ettiklerini de söyleyen Altıok, esnafın çok ciddi sıkıntıda olduğunu anlattı. “Diyarbakır’ın Sur ilçesi aslında Ankara’nın Kızılay’ı, İstanbul’un Taksim’i demek. Ticari merkez olarak bakarsak İstanbul’un Mahmut Paşa’sı, İzmir’in Kemeraltı’sı demek. Şehrin kalbinin attığı en cıvıl cıvıl olan yer orası. Ekonomik anlamda sadece esnafı değil, bölge insanına da civar illerdeki insanların yaşamına da kalıcı izler bırakıyor. Çekler, faizler, ödenemeyen kiralar, kazanılamayan paralar geçinemeyen insanlar ki bu kadar uzun süreli bir sokağa çıkma yasağı sonucunda daha da belirgin görülecek” diye konuştu. İnsanların yeniden normal yaşama döndükleri vakit de ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalacaklarını kaydeden Altıok, Türkiye’nin geneline yansıyacak bir ekonomik sıkıntı ortaya çıkacağını belirtti. 

Altıok şu şekilde devam etti: “Geçmişte yaşanan birçok acı ile gerçek anlamda bir yüzleşme olamadığı için hem toplumsal bir belleksizlik var hem de yeni acıların yaşanmaması için alınacak önlemlerin eksikliği. Yasaların işlemeyişi var. Sayısız siyasi faili meçhul cinayet ve onların adaletsiz hukuksuz kalan aileleri var. Sadece Türkiye’de kayıtlı 17 bin kayıp insan var. Kayıt dışı olanları da eklediğimizde akıl almaz bir sayı. Bu anlamda normale dönüş ancak gerçek bir yüzleşme ile olur. Gerçek yüzleşme suçluların tespiti, adaletin çalışması, maddi ve manevi yaraların kapanabileceği projelerin konulması ve unutmamak için hatırlı hafıza bina edilmesi gerekir. O bile bir normalleşme getirmez, ama bir bilinç, huzur, iç barış getirir. Geçmişteki acıyı bir öğretiye çevirmeyi ve aydınlık bir geleceği getirir. Olmazsa olmazımızın bir yüzleşme olması gerekiyor.”

ŞEHİR RANT MALZEMESİ YAPILACAK

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘Şırnak Cizre’ye, Hakkari Yüksekova’ya taşınacak’ sözlerini hatırlatan Altıok, Davutoğlu’nun söylediği sözün ‘Öyle yerle bir olacak ki şehir merkezinin bir yere taşınması ya da yeniden inşa edilmesi gerekecek’ anlamına geldiğini söyledi. Sur’un UNESCO mirası olduğunu hatırlatan Altıok, “Kültürlerin toplumların geçmişleri ve gelecekleri arasındaki yaşanmışlık bağı. Gelecek kuşaklara baktığımızda onlara kalan yok ediliş olacak. Geçmişin mirasını taşımayan sokaklar bırakacağız. Bir gün normale dönüldü desek de orada TOKİ planları var. Bütün bu sürecin, izlerin silinip yok edilmek istendiğini; rant malzemesi olarak görüldüğünü açıklamalarda ve  iyileştirme projelerinde şimdiden seziyoruz” şeklinde konuştu. 

Editör: Haber Merkezi