İZ GAZETE - Gazeteci Soner Yalçın, son günlerde babası ile gündeme gelen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'e destek oldu ve Nagehan Alçı'nın iddialarına cevap verdi. Yalçın, Soyer'in babası, savcı binbaşı Nurettin Soyer'in, Fettullah Gülen'in davasında savcı olarak görev aldığını süreci kaleme aldı. 

Yalçın'ın SÖZCÜ'nün bugünkü köşesine taşıdığı yazısının tam metni; 

NEYMİŞ SUÇU*

Nagehan Alçı yazdı.

Yanıt vermek şart! Çün­kü FETÖ ve kripto FETÖ elemanları bir olayın acısını yıllardır unutamadı.

Ancak Alçı'dan önce bilgiler yazayım:

Fethullah Gülen/FETÖ yüzünden, Türk asker­leri/subayları ilk kez ne zaman çatıştı?

15 Temmuz 2016 darbesi sonuçtur.

Başlangıç tarihi bundan 45 yıl öncedir…

Bir Albay'ın, bir Binba­şı'ya yumrukla saldırma­sı milattır.

Yer, İzmir.

Tarih: 31 Mart 1971.

Fethullah Gülen'in kardeşle­ri Salih ve Mesih Gülen'in de bulunduğu 25 kişilik grup Karşıyaka'daki bir evde toplantı yapıyordu. Güvenlik güçleri tarafından basıldılar.

Örgütün lideri, -1966'dan beri İzmir'de merkez vaizi olarak çalışan ve Kestanepazarı Camii Kuran Kursu öğret­menliği yapan – Fethullah Gülen idi. Kaçaktı. 3 Mayıs 1971'de yakalandı. İzmir Bademli Askeri Cezae­vi'ne kondu. (F. Gülen yıllar sonra anılarında o süreçte rü

yasında hep Hz. Muhammet'i üzgün gördüğünü anlattı!)

Davanın savcısı Binbaşı Nurettin Soyer idi.

Tarih, 19 Ağustos 1971.

Soyer, 33 sayfalık iddia­name hazırladı.

Sanıkların suçu, devletin temel nizamlarını de­ğiştirmek için dini istis­mar etmekti!

Duruşmalar başladı…

Üç kişilik mahkeme heyeti­nin başkanı Hakim Tuğge­neral Fahrettin Burkay; üyeler ise Albay Hakim Kaya Alpkartal ile Yarbay Hakim Kemal Yağcıoğ­lu idi.

F. Gülen'in yargılandığı bu duruşmalarda askeri yargıla­ma tarihinde hiç görülme­yen olay meydana geldi…

YUMRUKLU KAVGA

F. Gülen duruşmalarının başlamasıyla Savcı Soyer'e tehditler gelmeye başladı. Oğulları Tunç ile Onur polis korumasında okula gitmeye başladı.

Duruşmalar sert geçiyordu…

Askeri mahkemelerde sistem gereği bu duruşmayı yöneten kişi Albay Hakim Kaya Alpkartal idi. Duruşmaların başlamasıyla sanıkları değil, savcı Soyer'in iddianamesini “yargılamaya” başladı! Savcı Soyer'e, sanıkları mâhkum ettirmek için gereksiz çaba içinde olduğunu söyledi. Bunun üzerine Soyer, Hakim Alpkartal'ın tarafsızlığını bozduğunu belirterek “reddi hakim” talebinde bulundu.

Mahkeme başkanı Hakim Tuğgeneral Burkay duruşmaya ara verdi. Ara sırasında Hakim Alpkartal, Savcı Soyer'in üzerine yürüyerek yumruk atmaya başladı! Bu görülmüş olay değildi… (Savcı Soyer, bu saldırı nedeniyle Hakim Alpkartal aleyhine 5 bin liralık manevi tazminat davası açtı ve kazandı.)

Sonuçta mahkeme, Askeri Hakim Kaya Alpkartal'ı reddetti.

Duruşmalarda ilginçlik bununla sınırlı değildi.
F. Gülen, Kestanepazarı Öğrenci Yurdu'nun yöneticisiydi. Yurt yönetiminde bulunan emekli Albay Mehmet Çatalkaya tanıktı.

Ve Albay Çatalkaya bir dönem, mahkeme başkanı Tuğgeneral Burkay'ın komutanlığını yapmıştı! Başkan, eski komutanına büyük saygı gösterdi. Çatalkaya, F. Gülen'in gözlerini yaşartacak tanıklık yaptı. Gülen tahliye edildi…
Duruşmalar sonunda F. Gülen'e 3 yıl hapis verildi. Tarih: 20 Eylül 1972 idi.

Dosya, Yargıtay'da bozuldu. Yeniden yargılama yapılırken TBMM 1974'de af çıkardı.

Sonuçta, F. Gülen toplam 7 ay hapis yattı! Çıkar çıkmaz da İzmir Bozyaka'da ilk öğrenci yurdunun temelini attı. (1982'de Yamanlar Koleji'ne dönüşen bu okulun ilk müdürü de -Sezen Aksu'nun babası- Sami Yıldırım oldu.)

İNTİKAM PEŞİNDE

Nagehan Alçı, Tunç Soyer'in İzmir Belediye Başkanlığı'na adaylığıyla ilgili dün şunu yazdı. “Ba­basından dolayı oğul suçlanamaz.”

Babası Nurettin Soyer'in suçu ne ki? F. Gülen'i ilk mâhkum ettiren savcı ol­ması mı?

Alçı'nın derdi başka: CHP ile İYİ Parti ittifakını İzmir'de parçalamak için Soyer'in 50 yıllık hukuk yaşantısını bir davaya indirgedi:

Savcı Albay Nurettin Soyer, beş askeri sav­cıyla “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar” iddianamesini hazırladı. (Kütüphanem­de 946 sayfalık iddianame hâlâ duruyor.)

Kaya Alpkartal artık emekliydi ve bu davanın avukatlarından biriydi. Anka­ra bürosunda Alpkartal ile sohbetler ettim; yumrukladı­ğı Soyer hakkında olumsuz cümle hatırlamıyorum…

Rahmetli Nurettin Soyer'e yıllarca ülkücüler değil, FETÖ elemanları saldırdı; F. Gülen'i mâhkum ettirmesini, hapiste tutmasını hiç unuta­madılar. Bu sebeple…

Nagehan Alçı eline fırsat geçer geçmez artık hayatta olmayan Nurettin Soyer'i suçlamaya başladı! Kuvayı Milliye mensu­bu Kütahyalı Mustafa Soyer'den de bahsetseydi; dedesinin onuru, toruna saygınlık kazandırmaz mı?

Uzatmayayım:

Eğer hukukçular Nurettin Soyer gibi F. Gülen'in ger­çek niyetini bilselerdi Türkiye büyük acılar yaşa­mazdı…

F. Gülen anılarında söyledi: “Nureddin Soyer işi çok geniş tuttu, büyüt­tü. Bu ülke ve bu vatanın en samimi, en hasbi, en vefâkar evlâdları, canile­rin-vatan hainlerinin (sol­cuların) hesap verdikleri bir yüce divanda terzil, tezlil ve tenkil ediliyorlardı…”

Hâlâ Soyer'den inti­kam alma peşindeler!

Editör: Haber Merkezi