CHP Kurultayı, İzmir açısından ilginç hesaplaşmalara sahne oldu. PM seçiminde Tuncay Özkan’ın fena halde ‘tırpanlanması’ en ilginci elbette. Son seçimde olamadı ama ilk yerel seçimde kendisinin Başkanlığa aday olmak istediği biliniyordu ve bir diğer bilinen de Aziz Kocaoğlu ile siyasi hasım olduklarıydı. Tırpanlanma işinde Aziz Bey'in dahli ne ölçüdedir bilemeyiz ama var olan gücünü bu yönde kullandığı kesin. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise öldürücü darbeyi vurmuş. Bu anlamda İzmir CHP'de son gülenin Kocaoğlu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tuncay Özkan’ın bundan sonra ‘İzmir’e dair hayallerine ve hırsına gem vurması’ çok yerinde olur. Aldığı sonuçtan umarım bu dersi çıkarır.  

Rıfat Nalbantoğlu’nun Parti Meclisine seçilmesi de Başkan Tunç Soyer sayesinde oldu belli ki. Ancak, neden desteklediği sorulduğunda ‘vefa borcu’ gibi tuhaf bir yanıt verdi. Keşke ‘liyakat’ diyebilseydi!.. 'Ne karşılığında, neyin borcu’ diye sorarlar adama... Ama ortada bir başka borçtan da söz ediliyor. Milletvekili Tacettin Bayır, İl Başkanlığını Nalbantoğlu’ndan 750 bin lira borçla devraldığını açıkladı!.. Buyrun bakalım!.. Hangi borç daha önemli?

Helvayı kim yapacak, iktidar mı, muhalefet mi?

CHP’nin son kurultayı ‘hedef iktidar’ sloganıyla toplandı ya, eminim sizler de benim gibi ‘eh, bi zahmet artık’ demişsinizdir. Neyse, 18 yıldır muhalefette olup sonunda ‘hedef iktidar’ demişler, bu da bir şey. Bakalım, göreceğiz!

Ülke öyle bir çöküşte ki bu koşullarda iktidarın bir gün bile orada olmaması gerekiyor. Ortada un var, şeker, yağ var, bunalan halk tüm muhalefet partilerinin bir araya gelip helva yapmasını bekliyor. İlk seçimler öylesine kritik önem taşıyor ki, muhalefet partileri ‘onunla olmam, berikinle bir araya gelmem’ şımarıklığını sürdürürse, akp ülkeyi gömecek, helvasını da yapıp, yiyecek!.. Öyle bir sonuç olursa, muhalefet partileri dükkanı kapatıp gitsin, sonra da seçim meçim olmaz zaten. Bu noktada Kılıçdaroğlu’nun ‘dostlarımızla iktidar olacağız’ sözü sürpriz oldu. Alt tarafı, partiler ‘laik demokratik parlamenter sistem’ temelinde uzlaşıp seçime birlikte girecek. Bu, o kadar mı zor!..

Umutsuz olmamızı istiyorlar, olmayın!

Akp iktidarı, son haftalarda ülkeye Ayasofya, Lozan antlaşması gibi ülkenin gerçek sorunlarını perdeleyen suni gündemler dayattı yine… İktidar 24 Temmuz'da Ayasofya’da namaz kılınmasını aylar öncesinden planlamış, 81 ile gövde gösterisi için haber salınmıştı. Turlar organize ediliyordu, o derece. Onca hazırlık, masraf sonunda toplananlar tarikat, tekke mensupları, Işid artığı yobazlar oldu.. Akp'nin tek destekçileri bunlar ne de olsa! Ne varsa getirdiler. İşte taşıyabildikleri bunlardı.

Sokaklardaki yobaz kalkışma görüntülerini gözümüze dayadılar, Ali Erbaş’a Atatürk’e hakaret ettirdiler. Lozan’ı yerle bir etmeye çalıştılar. Tahrik, provokasyon, gündem değiştirme elbet amaçlanıyor. Ama en önemlisi aslında ülkenin ezici çoğunluğunu oluşturan Akp karşıtlarının, muhaliflerin umudunu kırmak. ‘Bunlar çok güçlü’ algısı yaratmak, ‘bunlar gitmez’ dedirtmek. Oysa öyle değil, bitik durumdalar. Sadece gürültü yapıyorlar. Korkmadan, yılmadan ama en önemlisi umudu yitirmeden mücadele etmeye devam!..