İzmir’de Yol Erenleri, Sivas Katliamı’nın 26. yılında anma etkinliği düzenledi. Anmanın düzenlendiği salona “Cemevlerine yasal statü istiyoruz”, “Eşit yurttaşlık için demokratik anayasa!”, “Sevdanın güzelliğinde canın cana hasretinde inançlı yürekleriyle kavganın ateşlerinde yananlara selam olsun” yazılı dövizler asıldı.

Sivas şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan etkinlik daha sonra Menemen Dersimliler Derneği’nin hazırladığı Sivas Katliamı’nı anlatan kısa tiyatro gösterimi ile devam etti.

Tiyatro gösteriminden sonra 1993 yılında Sivas Katliamı’ında hayatını kaybeden şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok konuşmasını yaptı. Sivas Katliamı’ında neler yaşandığını herkesin bildiğini ancak hatırlamak için diğer kuşaklara aktarılmasının önemine vurgu yapan Altıok, anmaların ve paylaşımın önemli olduğunu söyledi.

Türkiye’de yaşananları anlatarak 1993 yılında yaşananların nasıl olduğunu anlatan Altıok, Türkiye’de kötü günlerin ve çok acıların yaşandığı, ağır bedellerin ödendiği bir dönemden geçildiğini kaydetti.

Gezi’de hayatını kaybedenlerinin çoğunluğunun Alevi olmasının tesadüf olmadığını ifade eden Zeynep Altıok, 1993 yılında babasını kaybettiğini, bunun yaşamayı hiç istemediği bir acı olduğunu belirterek, “Hiç pişman değilim eğer bu yoldaysa verilecek can bugün de o canı verecek olan yine biziz” dedi.

Altıok, Canan Kaftancıoğlu’nun 17 yılla yargılandığını 28 Haziran’da duruşmasının olduğunu, 24-25 Haziran’da Gezi duruşması, “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe öğretmenin de yeniden yargılanmasının 26 Haziran’da olduğunu hatırlattı.

Türkiye’de karanlık bir dönem yaşandığını belirten Altıok, “17 yıllık blok siyasal İslam iktidarı, o siyasal İslam iktidarının nasıl oluştuğunu eğer anlamazsak, o rejimin nasıl dönüştürüldüğünü, anayasanın neye kurban edildiğini neden buna ihtiyaç duyulduğunu, nasıl bir dayatma ile değiştirildiğini, demokrasinin nasıl yok edildiğini hatırlamazsak belki daha çok süreceğimiz acılarımız olacak. Ama 2 Temmuz’dayız. Belki o izi oradan aldık”dedi.

“SİVAS’TA BİRÇOK ŞEY HEDEF ALINDI”

2 Temmuz’un sadece öldürülmüş canları anmak olmadığının altını çizen Zeynep Altıok, Sivas Madımak’da birçok şeyin hedef alındığını söyledi.

Altıok, konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Geçmişte de daima aydınlanmanın izinde olan, daima insandan yana olan, bir düşünce ve felsefeyle inancını harmanlayan, bağnazlıkla bir inanç üzerinden güdümlenmiş, körüklenmiş nefretle hareket etmeyen Alevi insanlar o gün orada Sivas’ta yobazlar tarafından hedef alındılar. Hedef alınırken onlarla birlikte hedef alınan bir Cumhuriyet vardı. Alevilerin hedef alınmasının sebeplerinden biri Cumuhuriyetin yılmaz savunucuları olmalarıydı.”

“SİVAS KATLİAMI DAVASININ HİÇBİR GERÇEK SANIĞI YARGILANMADI”

Sivas Katliamı davasında bir arpa boyu yol gidilmediğini belirten Altıok, “Biz Sivas Katliamı davası bitti demeden o dava bitmez” dedi.

Sivas Katliamı davasının emsal nitelikte olduğunun altını çizen Zeynep Altıok, “Süren en uzun siyasi cinayet katliamı davası olduğunu ana dava bittiği halde iki firari sanık üzerinden iki dava halinde devam etmektedir. O firari sanıklar üzerinden devam eden davalardan bir tanesi zaman aşımına uğratıldı. Ve diğeri de aynı akıbeti bekliyor. Zaman aşımına uğrayan dava üst mahkemede ve 5 yıllık bir süreç geçti. O üst mahkeme alıştığımız şekilde görevini yapmıyor ve o orada atıl bekliyor. Diğer davada hukuki olarak yasal süreci henüz dolmadığı için zaman aşımına uğrayamadığı için devam ediyor. Bir avuç eylemci yargıya taşındı. Sahici, perde arkasındaki örgütçüler, devlet içinden emir verenler, o askerin ve polisin müdahale etmemesi talimatını verenler sorgulanmadılar. Kamu yöneticilerinin hiçbiri sorgulanmadı, azmettirici belediye başkanı sorgulanmadı.”

“SİVAS KATLİAMI POLİTİK BİR MESELEDİR”

Daha sonra Yol Ereneleri adına kısa bir konuşma yapan Elif Kavil, Sivas Katliamı’nın bir tesadüf olmadığını planlı bir komplo olduğunu söyledi. Kavil, 1980 sonrası köylerden kentlere göçlerin artmasıyla kentlerde inançlarını var etmek isteyen Alevilere karşılarında olan gücün izin vermediğini belirtti.

Siavas Katliamı’nın politik bir mesele olduğunu söyleyen Kavil, ‘Sivas’tan bu yana baktığımızda biz Alevilere düşen ne?’ diye bakılması gerektiğinin altını çizdi.

Kavil, Alevilerin yüz yıllar boyunca ezilenlerden yana olduklarını bir kimlik mücadelesi verdiklerini kaydetti.

Anma Özgecan Aslan Kadın Korusu’nun türkülerini seslendirmesiyle son buldu.

PİRHA

Editör: Haber Merkezi