ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - TÜİK Ağustos ayı Sanayi Üretim Endeksi Raporunu açıkladı. Buna göre, sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %3,6 azaldı. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde 2019 yılının Ağustos ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %6, imalat sanayi sektörü endeksi %3,3 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağımı sektörü endeksi ise 50,4 azaldı.

Görüşünü aldığımız HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Türkiye’nin her geçen gün yeni bir boyut kazanan ekolojik, ekonomik ve siyasi bir krizin içinde olduğunu söyledi. “Türkiye sanayi üretiminde 12 aydır negatif görüntü verdi. Sonuçları, ücretlerin azalması ve işsizliğin artmasıdır. Bu sanayi üretimi azalışı orta ve uzun vadede ekonomide krizin derinleşeceğini gösteren öncü bir gösterge aynı zamanda. Hem aylık hem de yıllık bazda azalış olması krizde dibe doğru gidişin sürdüğünün işaretidir. Hem üretim yönünde hem de tüketim yönüyle bir daralma yaşanıyor. Son faiz indirimlerinin de tüketimi arttıramadığı, toplumun AKP iktidarına güvenmediğini gösteren birçok veri her gün elimize ulaşıyor. Yine TÜİK’in güven endeksleri bu güvensizliğin tüm sektörlerde ve tüketicilerde devam ettiğini gösteriyor. “ şeklinde konuşan Çepni, ne firmaların ne de yurttaşların AKP’nin savaş ve kriz siyasetini aştığını düşünmediğine dikkat çekti.

“Cumhur İttifakı’nın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik savaş politikasının tek maliyeti oradaki militer ve paramiliter güçlere yapılan harcamalardır.” diyen Çepni, asıl konunun AKP iktidarının yarattığı hukuki, ahlaki ve siyasi yozlaşmanın ortaya çıkardığı belirsizlik olduğunu söyledi.

“SARAY REJİMİ”

Üreticiler ve tüketiciler için güvenli bir ortamın olmadığının altını çizen Çepni, yaşanan iflaslara, borç çevrimine, toplu işten çıkarmalara dikkat çekerek şöyle konuştu; “Tüketicilerde yoksullaşma, tasarruflarda azalma ve yarının belirsizliği nedeniyle tüketim alışkanlıklarında değişikliğe gidip tüketememe eğilimi baskın olarak gözlemlenmektedir. Özetle saray rejimi ülkeye pek hayırlı gelmedi. Bir yılını aşan bu rejim ilave 1,5 milyon resmi işsiz ortaya çıkarmıştır. Gelir dağılımda hem adalet resmi verilerle bozulmuş hem de kişi başına düşen gelir azalmıştır. Vergi ve zamlarda sürekli artışa rağmen bütçede merkez bankasının 40 milyarlık yedek akçeleri kullanılmış yine de 68 milyarlık açık verilmiştir. Şu an Suriye’de devam eden durumun nasıl finanse edildiği aslında çok açık. Eğitime, sağlığa, üretime ayırılması gereken yatırım bütçesi orada hem doğa hem de toplum kırımı için harcanmaktadır. Bu işten kazananların ise iki elin parmağını geçmeyecek sayıda şahıslar olduğu bilinmektedir. Türkiye ve bölge ülkeleri refah içinde demokratik bir ülke olmak istiyorlarsa böyle militer saldırılarla değil demokratik bir şekilde Kürt meselesini çözmek zorundadır. Aksi takdirde 100 yıldır bölge ülkelerinin geri kalması ve emperyalist saldırılara alan açılması ile sonuçlanan durum uzatılmış olacaktır. Türkiye dahil bölge devletleri kendi ülkelerinde yaşayan milyonlarca Kürd’ü muhatap aldığında şiddet son bulacağı gibi yapısal ekonomik krizlerden, darbelerden de kurtulacaklardır. “

"SURİYE İNŞAATI"

Çepni, 18 yılda büyüyen tek sanayinin askeri sanayi kompleksi olduğuna dikkat çekerek "Suriye’ye yönelik savaş ve işgal saldırısı da bir yönüyle yeni silahların pazarlanmasına hizmet içindir. Yine işgal başladığında inşaat ve çimento şirketlerinin hisseleri arttı. 2 milyon insanı kuzey Suriye’ye yerleştireceğiz dedi Erdoğan. Yani TOKİ iktidarı Suriye’de de iş başında olacak. İçinde bulunduğu krizden silah satarak ve Suriye’de inşaat yaparak çıkmaya çalışacak." dedi.