Gizem TABAN/İZ GAZETE- Önceki dönem Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak, İz Televizyonu’nda yayınlanan Ümit Kartal ile Kayıt programının konuğu oldu. Yakın zamanda, ‘Sivil Toplumla İlişkilerden Sorumlu İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) Koordinatörü’ görevine getirilen Başak, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

SOYER’LE Mİ SİYASET YAPIYOR?

Başak, Sivil Toplumla İlişkilerden Sorumlu İBB Koordinatörü görevine getirilmesinin, artık İBB Başkanı Tunç Soyer ile birlikte siyaset yapması anlamına gelip gelmediği yönündeki soruya ise “Evet” yanıtını verdi. Başak, “Büyükşehir Belediye Başkanımızla Seferihisar’dayken, oradan itibaren dostluğumuz vardı, hiç ayrışmadık. Ama siyasette, örgütün içerisinde bazen karşı karşıyaymış gibi bir algı doğar ama bireysel anlamda asla ona karşı bir siyasetin içinde olmadım. Ancak şimdi daha kol kola, daha omuz omuzayız. Ekipçe de diyebiliriz” dedi.

‘ÖZKAN İLE ARTIK EKİP DEĞİLİZ’

Uzun yıllar, CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile siyaset yaptığının hatırlatılması üzerine açıklamalarda bulunan Başak, artık Tuncay Özkan ile siyaset yapıp yapmadığına dair ise soruya da yanıt verdi. Başak, şöyle konuştu: Bizim örgütsel anlamda mücadelenin içinde olduğumuz kesin. Aynı partinin içinde aynı saflarda mücadele ediyoruz. Örgütün tümü nasıl yoldaşsa, mücadele arkadaşıysa, o da bizim mücadele arkadaşımız. Benim dostum! Bunun altını da kalın çizgilerle çizmek istiyorum. Ama biraz önce söylediğim; Tunç başkanla yürüdüğüm bu yol arkadaşlığı, değil. Benim dostluğum devam ediyor ama kurultay sonrasında ekip olma, beraber siyaset yapma konusunda bir yol ayrımı yaşadık. Kurultayın ertesi günü bir araya geldik, ağabeyimle el sıkıştık, helalleştik. Halen görüşürüm, konuşurum. Karşıtlığımız söz konusu olamaz. Ve onu siyasette olması gereken bir figür, bir siyasi aktör olarak değerlendiriyorum. Ama 6 yıl boyunca, o dönemde yalnızdı, çok karşıtlığı vardı, hak etmediği derecede karşıtlığı vardı. Benim gibi insanlar da ‘bu böyle yanlış’ deyip yanında durdu, omuz omuza mücadele ettik. Ta ki geçen kurultaya kadar… Benim bir düşmanlığım karşıtlığım söz konusu olamaz, benim dostum. Ama kurultay sonrasından itibaren bir ekip anlayışımız yok, 2 buçuk yıl oldu.”

‘EN ZAYIF DÖNEMDE YOL YÜRÜDÜM’

Tuncay Özkan ile ekip olarak yol ayrımı yaşamalarının nedenlerinin sorulması üzerine Başak, “Bunun tabi ki nedenleri var. Ancak şundan dolayı bundan dolayı desem haksızlık olur, hoş da olmaz. Benden kaynaklı da olabilir onlardan kaynaklı da olabilir” dedi. Başak, ‘Artık ekip olmama talebi sizden mi gitti?’ sorusuna da, “Evet benden gitti. Ben ufak tefek sudan sebeplerle asla yol ayırmam. Bu birikir ve bir noktaya gelir, o noktada siyasal anlamda dersin ki; ben bugüne kadar yol yürüdüm, arkadaşlarım için elimden gelen tüm fedakarlıkları yaptım, bütün mücadeleleri verdim. Buna örgütüm en büyük şahidimdir. Tuncay ağabeyi de bunu her yerde söyler, Allah razı olsun. Ama Tuncay Bey’den öte bizim beraber yürüdüğümüz ekip arkadaşlarımızdan kaynaklı bir sorundu. Birebir Tuncay Özkan’dan kaynaklandı desem yalan söylerim. Ama bu bir yol arkadaşlığı, atıl olan bendim. Dolayısıyla ayrılması gereken de bendim. En zayıf dönemde beraber yürüdüm, en güçlü dönemde de yollarımı ayırdım. Bizim o ekip, siyaseten yer ve mevkii anlamında, örgütsel anlamda bir güce sahip oldu. Belediye başkanı oldular, meclis üyesi oldular. Ama o dönem kimse yoktu, tırnakla tutacak hiçbir şeyimiz yoktu. Ben ilçe başkanıydım, bu noktada da üstüme düşen görevi yaptım. Tuncay ağabeyi de bunu hep dile getirir, hakkını teslim etmem lazım. Bu ayrılık birebir Tuncay Bey ile alakalı değil. Şapkamı önüme koydum ve yollarımı ayırmam gerektiğini düşündüm. Tuncay Bey ile hala görüşüyorum. Diğer ekip arkadaşlarından görüştüklerim var, görüşmediklerim var” yanıtını verdi.

YALNIZ BIRAKILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR MU?

Tuncay Özkan ile ekip olduğu süreçte Belediye Başkanlığı aday adayı, Milletvekilliği aday adayı ve Parti Meclisi adayı olduğunun hatırlatılması ve ‘Yalnız bırakıldığınızı düşündüğünüz oldu mu?’ sorusunun yöneltilmesi üzerine Başak, “Belediye Başkanlığı aday adaylığımda Tuncay Bey’in üstüne düşen görevi hakkıyla yerine getirdiğine inanıyorum. Ama onun dışındaki arkadaşların kıllarını kıpırdatmadıklarını söyleyebilirim. Bu, uzun zamandır parti kamuoyunda da konuşulduğu için çok detaylara girmenin gereği yok. Bunun farklı boyutlara çekilmesi, yeni bir tartışma açılması asla istediğim bir şey değil. Siyaset böyle bir şey… Çok yakın yürüdüğün arkadaşlar vardır, uzaklaştığın arkadaşlar vardır ama aynı cephede mücadele eden insanlarız. Bu konuda düşmanlık gibi bir şey düşünmedim. Asla böyle bakan bir insan olmadım. Siyasette ebedi dostluk ebedi ayrılık yoktur, bunu böyle değerlendirmek lazım” ifadelerini kullandı.

‘SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİLİZ’

İBB Başkanı Tunç Soyer ile geçmişten beri bir gönül bağı olduğunu ifade eden Başak, “Tunç Başkanım da çok iyi bilir, kendisiyle hep gönül bağım vardı. Bunu hep dile getiriyordum, ekip arkadaşlarım da biliyordu. Ama beraber yürüdüğüm arkadaşlar vardı, Tunç başkanımın beraber yürüdüğü arkadaşlar vardı. Ama bazen yanlış anlaşılmalar olabiliyor, yol yürürken farklılaşabiliyorsun. Bazen senden kaynaklanmıyor, beraber yol yürüdüklerinden kaynaklanıyor. Bu Tunç başkanım için de geçerli benim için de geçerli. Siyaset böyle bir şey, hata yapmaya elverişli. Bizim de hatalarımız, eksiklerimiz olmuştur. Biz de sütten çıkmış ak kaşık değiliz, böyle bir iddiamız da yok” dedi.

‘ASIL SOYER SON 2 YIL ORTAYA ÇIKACAK’

Başak, İBB Başkanı Tunç Soyer’in göreve geldikten sonra siyaseti organize etme konusunda atak davranmadığı yönündeki eleştirilerle ilgili şunları söyledi: “Tunç başkan aslında, kronikleşmiş siyaset anlayışının ötesinde bir duruş sergilemeye çalışıyor. Benim anladığım bu… En büyük talihsizliği de afetler, salgın, kriz…  Görevde olduğu 3 yıl içinde İzmir’in ve ülkenin başına gelmeyen kalmadı. Bana göre bundan sonraki süreçte, yani son 2 yılda asıl Tunç Soyer’in duruşu, siyaseti, vizyonu, yapmak istedikleri daha net ortaya çıkacak diye düşünüyorum. Aslında daha tanımıyoruz, tanıyacağız diyeyim. O yüzden önümüzdeki 2 yıl boyunca; çok daha net, çok daha kararlı, çok daha siyasete ve örgüte hakim bir Tunç Soyer göreceğiz.”

‘ŞEBEKE DİYEN ŞEBEKLİK YAPMIŞ’

Geçtiğimiz haftalarda parti içinde yaşanan grup başkanvekilliği tartışmasının önceki dönem İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde yaşanması halinde neler yaşanabileceğine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Başak, grup başkanvekilliği seçimi konusunda parti teamüllerine işaret etti. Seçime uzun süre varken adaylığını açıklayan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’ye de isim vermeksizin atıfta bulunan Başak, şöyle konuştu: “Aziz Bey döneminde kimse böyle bir tartışmaya cesaret edemezdi. Etseydi bile çıkamazdı. Ancak Tunç Soyer, naif kişiliğiyle; ‘isteyen aday olabilir’ dedi. Ben Konak’ta 3 dönem ilçe başkanlığı yaptım, orada grup başkanvekili seçilirken belediye başkanı ve ilçe başkanı kiminle çalışmak istediğini söyler ve tartışılmazdı. Dolayısıyla bu teamülleri yok sayamazsın. Bu parti içindeki bir yarış. Bunu dışarıya farklı bir boyuta taşımak, ‘farklı güçler var, farklı bir teşkilat var’ gibi söylemler talihsiz söylemler… ‘Partinin içinde şebeke var’ söylemlerini duyduğumda bunu şebeklikle değerlendiririm. Başka hiçbir şeyle değerlendirmem. Geçmişte Tuncay Özkan ile beraber siyaset yapan arkadaşlara da ‘çete’ gibi ifadeler kullanılmıştı. O zaman da aynı kelimeleri kullanmıştım, bugün de bu konu için aynı kelimeleri kullanıyorum. Bu örgütün içinde ‘şebeke’ kelimesi çok ağırdır. Bu kabul edilecek bir olay değildir. Bu kelimeyi kullanan olsa olsa şebeklik yapmış olur.”

‘SALICI’YA KENDİM GİTTİM’

CHP Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile sık sık görüştüğünü hatırlatılması ve ‘Mehmet Şakir Başak, merkezi siyaset anlamında Salıcı ile mi hareket ediyor?’ sorusunun yöneltilmesi üzerine Başak, “Evet. Oğuz Bey’e kendim gittim, herhangi bir davet değildi. Tanışmaya gittim. Tuncay Özkan ekibinden ayrıldıktan sonra… Tanışmak istedim, kendimi anlatmak istedim. Örgütçülük yanım var. Bu konuda çok mütevazı değilim. Örgütçülük açısındayım iyiyim ve bu anlamda yapılması gereken ne fedakarlık varsa yaparım. Bir araya gelmeyen insanları bir araya getirmeye çalışırım ve var olan sorunu ortadan kaldırıncaya kadar o işin peşini bırakmam. Dolayısıyla ön plana çıkan yönüm örgütçülüğüm. Bunu Oğuz Bey’e izah ettim. O da bildiğini, beni soruşturduğunu söyledi. Sağ olsun, ‘Ben de seninle çalışmak istiyorum, senin katkın olur’ diyerek Doğu Masası’nda bir çalışmanın içine kattı beni… İzmir açısından da tabii ki konuşuyoruz. İzmir açısından gerektiği yerde siyaset açısında değerlendirmeler yapıyoruz. İlk görüştüğümüzde Oğuz Bey, Tuncay Özkan ile neden yolları ayırdığımızı sordu tabii... Ama bu noktada bir sorun yok.  Hepimiz aynı evin içindeyiz, dışarıya çıkarken hep beraber omuz omuza çıkıyoruz” diye konuştu.

‘BENİM ÇİZGİM AYNI’

‘Tuncay Özkan ekibinden ayrıldığınızdan bu yana Özkan’ın sizin haklı olmaya başladığınızı anladığı bir dönem oldu?’ sorusunu yanıtlayan Başak, şu açıklamaları yaptı: “Yok, çok büyük bir değerlendirmenin içine girmedik. Bu konularda detaya girmek istemiyorum. Ama kendisiyle hala görüşüyorum. Benim çizgim aynı… Şöyle örnekleyeyim; ben sizinle bir yol yürüyorum, bu yolda birlikte bir mücadele veriyoruz. Benim yaptıklarım var, sizin yaptıklarınız var. Benim elimde güç varken sizin için mücadele ettiğim var, sizin elinize güç geçtiğinde benim için yaptıklarınız var. Bu değerlendirme sonucunda bir yol ayrımına geliyorsunuz. Yoldaşlık anlayışı orada bittiyse ben yollarımı ayırırım. Bunu beraber yürüdüğümüz yol arkadaşları için söylüyorum.”

‘AŞILACAĞINA İNANIYORUM’

‘Önceki dönem CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu da sizinle beraber yol arkadaşlarından ayrıldı, o da artık Oğuz Kaan Salıcı ekibinde mi?’ sorusuna yanıt veren Başak, “Çağrı benim kardeşimdir. Ne karar veriyorsak beraber veriyoruz” dedi. Gruşçu’nun İBB Başkanı Tunç Soyer ve Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’a yönelik hakaretamiz sözler kullandığı ileri sürülen ses kaydı krizine değinen Başak, “Talihsiz bir olaydı. Tunç başkanıma özür için gitmeden önce 4-5 kez Abdül başkanımı da aradı, özür dilemek istedi. Ama Abdül başkan biraz, ‘Kardeşimdi, bana böyle bir şeyi nasıl yaptı’ diye bu olayı derin yaşadı. Ama aşılacağına inanıyorum. Abdül başkanımın insani değerleri ağırdır. Bunları hep beraber aşacağız” dedi.

‘ORGANİZE EDİLMİŞ BİR OLAY’

Çağrı Gruşçu’nun ses kaydı krizine yönelik değerlendirmelerde bulunan Başak, neden böyle bir olay yaşandığı hakkında şöyle konuştu: “Bazen ip kaçıyor. Bu, organize edilmiş bir olay. O kaydı alan arkadaş o programı yükleyip bunu yapacak kapasitede değil. Yani onunla beraber olan onu yönlendiren birileri oldu. Günah keçisi… Allah kimseyi ekmekle sınamasın, durumu kötü bir insandı. İşe girmek için bir mücadelesi vardı. Ondan da bu şekilde faydalandılar ama aslında o da mağdurlardan biri… Ama hoş olmadı. Çağrı, siyasette yetişmiş az gençlerden biri… Siyasette her zaman var olacak. Ben siyasetin dışında olabilirim ama onun, siyasetin dışında olma şansı yok. Kendini yetiştirmiş, siyaseti okuyan, birikimi çok güzel. Benim için siyasetin ötesinde de değer verdiğim biridir, kardeşimdir. Talihsiz bir olaydı ama bunların hepsini aşacağız. Bu noktada Tunç başkanım büyük bir nezaket gösterdi, ‘Küçükler hata yapar, büyükler affeder’ dedi, sarıldı ve kapattı. Abdül başkanım daha hassas… Onu da kısmen anlıyorum. Ama bunlar aşılacaktır.”

DEVAMI YARIN…

Editör: Haber Merkezi