Cengiz Aldemir/ANKARA - Son dönemdeki açıklamalarıyla laikliği hedef aldığı iddiasıyla eleştirilerin hedefinde olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, kamu kaynaklarıyla baskısını yaptırdığı “Ramazan Günlükleri” kitabında selamlaşma ile ilgili kullandığı ifadeler dikkat çekti. Erbaş, “Cahiliye döneminde insanlar, ‘Sabahınız hayat olsun’ gibi sözler söylerlerdi. Bizde bazı kimselerin kullandığı, ‘Günaydın, tünaydın’ ifadelerine benzer ifadelerdi bunlar” şeklindeki değerledirmesi tepkilere neden oldu.

Erbaş'ın kitabındaki ifadelere ve daha önce yaptığı açıklamalara tepki gösteren isimlerden CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, konuyla ilgili İz gazeteye değerlendirmelerde bulundu. Purçu, ülkeyi ekonomik buhrana sokan AKP iktidarının gündemi değiştirmek için toplumu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş üzerinden ayrıştırma çabasına girdiğini söyledi.

ANA DİLİNDEN UTANAN ERBAŞ

Günaydın ve Tünaydın sözcüklerinin kökeninin Türkçe olduğunu, her ikisi de aydınlanmak, aymak sözcüğüyle birleşik kelime olarak oluşturulduğunu belirten CHP'li Purçu, günaydın ve tünaydın sözcüklerinin kökeni ve tarihsel sürecine dikkat çekerek, "Önce Diyanet İşleri değil siyaset İşleri başkanlığına soyunan, anadilinden utanan sayın Erbaş'ın Günaydın ve Tünaydın sözcüklerinin tarihsel süreci hakkında belli ki bilgisiz. Gün+aydın: Günün aydın olsun anlamında bir dilektir.Tün+aydın: Gecen, akşamın, karalığın aydın olsun anlamında bir dilektir. Eski Türkçede kün: güneş, tün: karanlık demektir. İlk kez 12. yüzyılda kullanılmaya başlanan ''tün'' kelimesi gece demektir. Türk Dil Kurumu'na göre tünaydın kelimesinin sözlük anlamı iyi gecelerdir. Tünaydın kelimesi iyi geceler anlamına gelse de genellikle 13.00 ile 19.00 saatleri arasında kullanılır. Cahiliye döneminde kız çocuklarını toprağa diri diri gömen Ortadoğu anlayışının temsicisi gibi davranan Erbaş, bu milletin ana diliyle uğraşmasın" dedi.

DİYANETE YAKIŞMAYAN ERBAŞ

Ücretlerini alamadıkları için greve çıkan işçilere karşı ‘Grev caiz değildir’ diye cuma hutbesi okutabilen Erbaş'ın Atatürk'ün kurduğu o makama yakışmadığını, laiklik karşıtı söylemleri, midye, kalamar gibi deniz ürünleri fetvası gibi halkın yaşam şekline müdahale etmeye devam etmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Purçu, "Bir din insanı işi gücü bırakmış toplumun sosyal hayatını düzenlemeye kalkıyor. Tek adam yönetiminde ayaklar baş başlar ayak oldu. Erbaş, yiyeceğimizi içeceğimizi, giyeceğimizi, nasıl konuşacağımıza aklınca ayar vermeye kalkıyor. Senin ne haddine. İnsanların dini inancını siyasete alet eden böyle bir din görevlisi şimdiye kadar hiç görülmemiştir" eleştirisinde bulundu.

ERDOĞAN SIKIŞTI ERBAŞ GÜNDEM DEĞİŞTİRİYOR

Erbaş'ın arkasında sarayın talimatları olduğunu, muhalefeti din üzerinden mindere çekilmek istediğini ve anayasa suçu işledikleri uyarısında bulunan Purçu, "Bugün Erbaş'ın ortaya sürülmesinin arkasında AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan var. Ülkeye ekonomik krize sürükleyen Erdoğan aynı zamanda çok ciddi bir siyasi sıkışma içinde. Bu sıkışmayı aşabilmek için çeşitli taktikler yapıyor. Bu taktiklerden bir tanesi de muhalefeti din üzerinden mindere çekmek istiyor. Birçok bakanlığın bütçesinden fazla bütçeye sahip Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, milyonlarca işsizi, açlık sınırının altında yaşamaya çalışan insanları, ekonomik buhran yüzünden kapılarına kilit vuran esnafın, çiftçinin sorunları konuşulmasın

diye kendine verilen gündem değiştirme rolünü oynuyor. Erbaş'ın bu tavrı dine de aykırı. Şahsı üzerinden ya da onun katıldığı ve Adalet yılının açılışında yaptığı konuşmaya da oradaki bizzat varlığı üzerinden bir tartışma başlatmak istiyor. Diyanet İşleri Başkanlığının bu rolü siyaset tarafından sorgulanması gerekiyor. Türkiye bir fetva devleti değildir. Erbaş, yaptığı akla ziyan açıklamalarıyla aynı zamanda Anayasa suçu işlemektedir" uyarısında bulundu.

5 MAAŞ ALANLARA FETVA VERMEYEN ERBAŞ

Erbaş'ın şimdiye kadar ortaya koyduğu tutum ve davranışlarını sert bil dille eleştiren Purçu, şöyle konuştu: "Eline kılıç alıp fetva vermek cahiliye dönemi olmuyor, günaydın demek cahiliye dönemi diyen sayın Erbaş'a sizin aracılığınızla soruyorum; 'Ramazan Günlükleri' kitabını neden kendi cebinden vererek bastırmadın da kamu kaynaklarını kullanarak bastırdın? Bunu içine sindirebiliyor musun? Şimdiye kadar 5 maaş alanlarla, kul hakkı yiyenlerle, milletin malına çökenelerle, ormanları doğayı talan edenlerle, usulsüz ve liyakatsız atamalar yapanlarla ilgili neden fetva vermedin?

LÜKS ARABA MERAKLISI ERBAŞ

Ayrıca Kuran'da israf haram ve günah der. Başında bulunduğun kurumun bütçesi 2021'de 12.9 milyar TL, 2022’de 3.2 milyarlık artışla 16.1 milyar TL olacak. Bir çok bakanlığın bütçesinden fazla. Bu bütçeyi kimlere ve nasıl harcadığını açık, şeffaf bir şekilde ortaya koyabiliyor musun? Altındaki milyarlarca liralık arabayla giderken yatağa aç giren insanları hiç düşündünüz mü? Lüks araba meraklısı Erbaş, utanmadan kalkıp milletle alay edercesine Günaydın, Tünaydın cahiliye döneminde söyleniyormuş diyorsun. Senin günde sarf ettin sözcüklerin çoğu da İbranice ne diyeceksin buna? Bütün diller, kültürler saygındır. Ama siz bırakın yabancı dilleri, kendi ana dilinizi inkar ediyorsunuz. Cumhuriyetin ve toplumsal yaşamın önemli değerlerinden biri olan laikliği alenen hedef alabilme cesaretini şüphesiz ki din, devlet ve siyaset ilişkilerinin geldiği boyuttan almaktadır. Öyle ki Türkiye’de din, sömürünün meşrulaştırılmasına, her türlü zulme ve haksızlığa adeta kalkan yapılmakta, dini kuralların toplumsal yaşamın bütün alanlarında belirleyici olması hedeflenmektedir. Siz bu milletin dinine de saygısızlık yapıyorsunuz. Atatürk'ün kurduğu kurumun başına yakışmıyorsunuz. Oturduğu makamdan derhal istifa edin."

Editör: Haber Merkezi