Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis genel kurulunda Enerji Piyasası Kanun Teklifi üzerine söz alan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, İktidarın sermayenin penceresinden bakarak, "çabuklaştırma, basitleştirme" adı altında kamulaştırma işlemlerinin hızlı ve denetimden uzak gerçekleştirileceği düzenlemeler yapmakla eleştirdi. Teklif yasalaştığında taşınmazın teminine dair kurul kararı aranmaksızın kamulaştırma yapılabileceğine dikkat çeken Polat, vatandaşın hak kaybına uğraması ve denetimsizliğin kamu yararına aykırı olduğunu söyledi.

Türkiye gibi enerjiyi dışarıdan ithal eden ülkelerin süreklilik ve güvenlik gibi sorunlar yaşandığını ifade eden Polat, enerji temininde bazı ülkelerin gücü, bazılarının diplomasiyi kullandıklarını, Türkiye'nin ise dengeli olarak güç ve diplomasiyi birlikte kullanması gerektiğini savundu. Türkiye’de elektrik enerjisi üretme konusunda doğa ve insan sağlığının hiçe sayıldığının altını çizen CHP’li Polat, doğa harikası olarak bilinen Sinop ve Akkuyu örneğini verdi.

DOĞAYI KİRLETEREK ENERJİ ELDE EDİLİYOR

Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yapılan analizlerde 2017 yılında Türkiye'de kirli hava kaynaklı ölümlerin, trafik kazası ölümlerinin yaklaşık 7 katı olduğu bilgisine dikkat çeken Polat, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapması gerektiğinin altını çizdi. Nükleer enerjiye karşı olduğunu söyleyen Polat, “Sadece enerji nakil hatlarındaki kayıp kaçağın ortadan kaldırılmasıyla Türkiye'nin nükleer enerjiye olan ihtiyacının ortadan kalkacağını söylüyorum. Üçüncüsünü düşünmek bile istemiyorum. Türkiye, Avrupa bölgesinde sayı ve kapasite bakımından en fazla linyit ve taş kömürüyle çalışan, yakıtlı termik santralleri planlayan ülke durumunda. Dünyanın en büyük 4'üncü ve Avrupa'nın en büyük 2'nci linyit üreticisi ve tüketicisiyiz. Buna ek olarak, 2016 yılında Türkiye dünyanın 7'nci büyük taş kömürü ithalatçısı konumundadır. Kömür kaynaklı elektrik üretimi, güneş enerjisinin yaklaşık 15 katı, rüzgâr enerjisinin de 6 katıdır. Yani doğayı kirleterek enerji elde ediyoruz. Bazen, özellikle termik santrallerin bulunduğu bölgede insanların nefes almakta bile zorluk çektiklerini duyuyoruz, görüyoruz” dedi.

İKTİDARIN YENİLENELİBİR ENERJİLERİ HES’LER

İktidarın yenilenebilir enerji anlayışının JES ve HES'ler olduğunu söyleyen Polat, iktidarın enerji politikalarını eleştirerek, “Karadeniz'in derelerinin ekolojik yıkımlarına ve sel felaketlerine neden olan HES'ler, akarsu yataklarını değiştirmekle kalmıyor; insanları da taşkınlarla ölüme sürüklüyor, buna "Dur." demek zorundayız. JES’ler, Aydın’da doğayı, tarım topraklarını ve insan hayatını yok ediyor.  Bugün, su kaynaklarımız, yer altı sularımız, toprağımız, havamız kirlenmiş durumdadır. Yapılan araştırmalar göre, ülkemizde yüzeysel sularımızın, yer altı su kaynaklarımızın, havamızın, toprağımızın yüzde 50'sinden fazlasının kirli olduğu görünüyor. Özellikle son yıllarda gerçekleşen çılgın projeler de bunlara katkı sunuyor” sözleriyle tepki gösterdi.

ENERJİ İÇİN DOĞA TAHRİP EDİLMESİN

Memleketin her köşesinde yıkıma sebebiyet veren kâr odaklı şirketlere karşı mücadele ettiklerini kaydeden Polat JES’lerle ilgili yaşanan olumsuzlukları şöyle dile getirdi: İzmir Seferihisar'da, Orhanlı Köyü'nde dur durak bilmeyen enerji şirketi "JES yapacağım." diye ağaçları yerlerinden söktüler, köylülerin müdahalesiyle karşı karşıya kaldılar. Köylülerin mücadelesini sahipleniyorum, buradan onları selamlıyorum. Yine, onların söktükleri ağaçları, Orhanlı köylüleri, köylü kadınlarımız aynı gün yerine dikerek cevap vermişlerdir; onların emeklerine, yüreklerine sağlık diyorum, ağaç diken o ellerinden öpüyorum. Yeter artık daha fazla doğa talanı, enerji için bile olsa olmasın diyorum.”

Editör: Haber Merkezi