CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- Meclis genel kurulunda konuşan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, insanlığın çevresiyle olan ilişkisinin kritik bir eşiğe ulaştığını, çevre sorunlarının küresel ölçekte gelmiş olduğu noktanın, doğanın devamlılığını, toplumun gelişimini ve tüm gezegenin geleceğini tehdit eder duruma geldiğini söyledi. Polat, doğanın kendini yenileme gereksiniminin insanlık tarafından göz ardı edildiğini, doğal çevrenin öneminin giderek azaldığını ve gelecek kuşaklara miras olarak bırakılmasının unutulduğuna dikkat çekti.

BU DÜNYADA KİRACIYIZ

CHP’nin İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nde, “Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Canlı ve cansız varlıklar olarak bir ekosistemin parçasıyız. Sağlıklı işleyen bir ekosisteme sahip dünyada doğma hakkı, henüz doğmamış olan nesillerin de hakkıdır diyoruz” denildiğini hatırlatan Polat, sürdürülebilir yaşam anlayışı ışığında halkın CHP’nin iktidarında anayasal güvence altına alınacağını vurgulayarak,” Çevre söz konusu olduğunda saygı ve sorumluluk kavramları etik birer değer olarak ortaya çıkıyor. Ünlü bir düşünürün de dediği gibi "Hepimiz bu dünyada kiracıyız." Doğayı sömürmek ve onun üzerinden rant elde etmek, onun üzerinden tahribat yapmak yerine kendi evimiz olan doğayı anlamak ve onu canlı bir varlık olarak kabul ederek insan-doğa ilişkisini bu düzlemde sürdürmek zorundayız” dedi.

DOĞAYA KARŞI DUYARSIZ İKTİDAR

Çevre sorunlarının toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel ve ahlaki boyutları olan geniş bir perspektif olarak ortaya konulması gerektiğini söyleyen CHP’li Polat, insanlığın tarih boyunca doğayı taklit ettiğini hatırlatarak, hızlı trenlerin balıkçıl kuşlarından esinlenerek yapılmasını örnek olarak gösterdi. İktidarı doğaya karşı duyarsız davranmakla eleştiren Polat, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen önce çıkarılan "imar barışı" sonrası yaşanan felaketleri, kömür kaynaklı termik santrallerle, HES ve JES'lerin ekosisteme verdiği zararları hatırlattı.

SU UYARISI

Enerji yatırımlarının yenilenebilir enerjiden yana düzenlemesi gerektiğini savunan Polat, su kaynaklarının yetersizliğine  dikkat çekerek, “Türkiye sanılanın tersine, su zengini bir ülke değildir, kişi başına düşen su oranı 1.519 metreküptür, su sıkıntısı çeken bir ülke olarak kabul edilmektedir. İstatistiklere göre 2030 yılında Türkiye nüfusunun 100 milyonun üzerine çıkacağı tahmin ediliyor. Bu da yıllık kişi başına 1.100 metreküp yıl ortalaması su olduğunu gösteriyor. Gelişen ekonomi, nüfus ve büyüyen kentlerle Türkiye hızlıca su fakiri ülke olma yolunda ilerliyor. Ya tutkularımızdan ya çevreye ihanet etmekten vazgeçeceğiz. İçtiğimiz kahvenin, aldığımız duşun, yediğimiz etin, giydiğimiz pamuklu kıyafetin doğaya, suya zararlarını bileceğiz” uyarısında bulundu.

DENETİMDEN MUAF ÇEVRE AJANSI

İktidarın kanun teklifinde iç ve dış denetimden muaf Çevre Ajansı’nın, sorumluluk almadan yetki, kadro, bütçe ve mali muafiyetleri olan, denetim yetkisiyle Çevre Bakanlığı'na rakip bir kurum oluşturulduğunu belirten Polat, çevrenin korunmasını öngören maddelerin rant içerdiğini, ajans organlarının bilimsel ve objektif kriterlerden uzak, partizanca belirleneceği, danışma kurulunun liyakatsiz yönetimlere teslim edileceği eleştirisinde bulundu. Polat, büyükşehirlere bırakılan otoparklarla ilgili tasarrufların, ilçe belediyelerine verilmesinin yanlış olduğunu savundu.

VATANA SAHİP ÇIKACAĞIZ

AKP iktidarının sadece Kaz Dağları'nda 200 bin, 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul kuzey ormanlarında 12 milyon 900 bin ağacı katlettiğini hatırlatan Polat, bu durumun sorgulanması gerektiğini söyledi. İktidara, daha fazla zarar vermeme çağrısı yapan Polat, mücadeleden, doğayı savunmaktan hiçbir zaman yılmayacaklarını, toprağı, ağacı, suya yönelen her türlü ranta, peşkeşe karşı durarak, vatana sahip çıkma kararlılığını dile getirdi.

Editör: Haber Merkezi