TUGAY CAN / İZ GAZETE - 1989 yılından bu yana CHP içinde yer aldığını vurgulayan Durmaz, 2012 yılında Aliağa'da görev aldığını belirtti. "2012 yılında gergin geçen bir dönemde aday olduğumda partinin yeni bir siyaset yapması gerektiği dile getirdim." ifadelerini kullanan Durmaz, CHP içinde sert bir siyaset söz konusu olduğunu ifade etti. Durmaz "Elbette fikirler yarışacak ama bilekler yarışmayacak. Biz bugün Aliağa'da parti içinde yönetim ve yönetişim ve kongre sürecinde siyasi olgunluğa eriştik. Bu benim için önemliydi. En büyük hedefimin gerçekleşmiş olmasından dolayı mutluyum." dedi.
Aliağalılara 2019 yılında CHP'nin yerel yönetimi alacağının sözünü veren İlçe Başkanı, "Bu karşılığı olan bir söz. Biz uzun bir çalışma sonrası, partide iş yapma kültürünü değiştirdik. Bunun olumlu sonuçlarını gördük ve görmeye de devam edeceğiz." dedi.
2014'te partinin oylarının bölündüğünü bu yüzden MHP'nin belediyeyi kazandığını ifade eden Durmaz 2019'da aynı hataları tekrar etmeyeceklerini belirtti. "2014 yenilgisinin sorumluluğu bizimdir." diyen Durmaz, "Bizim Aliağa'ya borcumuz var ve bu borcu ödeyeceğiz. Aliağa gibi kozmopolit, farklı toplumsal hassasiyetlerin olduğu bir yerde CHP'nin kucaklayıcılığına ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.
Parti içi örgütlenmenin dışa dönük yansıması olarak Aliağa'da yüzde 66 hayır çıkartmalarını gösteren Özcan, "Bu örgütün dışa dönük başarısıdır." dedi. Referandumda yüzde 66'lık hayır sonucunda CHP'nin önemli bir payı olduğu belirten Durmaz. "CHP'yi iyi anlattığımızı düşünüyorum. Biz Aliağa'da iyi bir adayla yerel yönetim seçiminde iyi bir sonuçla kazanacağız. Aliağa'da tarihi bir sonuç elde edeceğimizden eminim." ifadelerini kullandı.
Aliağa'da bir şeylerlerin değişmesi için belediyeyi almamız gerekli diyen Özcan Durmaz, siyasi kültürü korumak gerektiğinin altını çizdi. "Aliağa'da ayrıştırıcı bir belediye var ve biz bundan muzdaribiz. Bunun için güçlü bir yönetime ihtiyacımız var. Bizim taraf olduğumuz değerlerin uçurumun kenarına sürüklendiği bir süreçte bunun karşısına farklı bir siyaset kültürü koymamız gerekiyor." şeklinde konuştu.
Kendini dava adamı olarak gördüğünü söyleyen Durmaz, "Kendi kariyer planım üzerinden bir şey istemem doğru olmaz." ifadelerini kullandı. Durmaz "Taraf olduğum değerler şehrimde iktidar olsun diye çabaladım. Eğer bir başarı varsa hakkını vererek bir yönetim oluştururum. Aliağa'ya hakimiz. Birinci önceliğimiz kucaklayıcı bir tavır olacağı için, başarıya ulaşacağımızı düşünüyorum." dedi.
İYİ Parti ile ilgili soruya ise "Başkalarının nasıl bir siyasi bir tutum sergilediğini ilgilenmiyorum" diyen Durmaz "İYİ Parti'nin Türkiye'ye yararı AKP'ye mecbur hissedenlerden alacağı oylardır." dedi.
'ÖN SEÇİM TERCİHİMDİR'
Delege seçimi ve Başkanlık için adaylık sürecinde aday olmak her Aliağa'da ki her partilinin hakkıdır, diyen Durmaz, "İlçe başkanlarının Belediye Başkanı olmasının önünde durmamak lazım." dedi.
Aday belirleme süreci olarak ön seçimin doğru olacağını belirten Durmaz, "Ancak Genel Merkez'in söylemlerinin dışına çıkmamız söz konusu olamaz." ifadelerini kullandı.
Buyurgan. bir belediyecilik anlayışını doğru bulmuyoruz, diyen Durmaz, "Bence Zeytinli Park'ın yeniden var olması gerekiyor, ama biz bunu Aliağalılara soracağız." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin yanlış algılarla yönetildiğini bunun bir küçük versiyonunun Aliağa'da olduğunu belirterek, "Yalanı kendileri söylese halkın inanmayacaklarını biliyor. Buradan size ekmek çıkmaz." dedi ve mevcut Belediye Başkanı'na yüklendi.
OHAL'in Aliağa'da ki yansımalarıyla ilgili Aliağa'nın bir emek kenti olduğunu dile getiren Durmaz, "Sebep göstermeksizin insanlar işten çıkarılıyor." dedi. OHAL uygulamalarının mağdurlarının partiye başvurduğunu dile getiren Başkan, "OHAL gerekçe gösterilerek sendikal direnişlere çok sert müdahaler oldu. Her OHAL döneminde olduğu gibi emek hareketini ve yara aldı." ifadelerini kullandı. Durmaz ayrıca amaçlarının emekçilere gözdağı vermek olduğunu sözlerine ekledi.
Aliağa'nın Türkiye ekonomisin yüzde 20'sini ürettiğini vurgulayan Durmaz, "Aliağa'nın büyük bir emek kenti, bu değeri emekçisi ile yaratan bir kent" dedi. 70'lerin başında TÜPRAŞ'ın inşası sırasında Yapı-İş sendikasının liderinin bir faşist tarafından öldürüldüğünü hatırlattı.
