Ziyarette sorularımızı yanıtlayan başkan Kavalar, ülke gündeminden parti çalışmalarına, Darbe Girişimi’nden kendisinin siyasi geleceğine kadar bir çok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

Alaattin Yüksel’in istifasından sonra Asuman Ali Güven’in yönetimin içerisinden başkan olarak seçildiği süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Asuman Başkanla görüştünüz mü? Mevcut yönetimden beklentiniz nelerdir?

Başkanla görüşüyoruz. İl başkanımız oldu, yönetim içinden seçildi. Parti tüzüğümüzde der ki; ilçe başkanı il başkanı istifa ettiğinde yönetim kendi içinden seçer. Bu bizim anayasamızdır. Hiçbir sakınca yok. Sadece o süreçte bir nezaketsizlik oldu. Genel Başkan Çanakkale’den gelirken il yönetimi toplandı il başkanı olarak Asuman bey açıklandı. Yangından mal mı kaçırıldı? Genel Başkanı ve süreci beklemediler. Hemen il başkanını seçtiler. Bir komisyon oluşturulması gerekiyordu. Örgütten sorumlu il başkan yardımcısı olarak çalışmalar yapması gerekirdi. İl başkanımızı istifadan döndürmek için çalışma yapıp Genel Başkanımızla görüşüp onay almalılardı bence. Tüzükte ne yazıyorsa uygulanmasını isterdi zaten Kılıçdaroğlu’da da.

Başkanla görüşmelerimiz hala sürüyor. CHP’lilerin birbirleriyle küs olma hakkı yok. Hasım değil hısımız. Asuman bey çok uzun yıllardır tanıdığım dostumdur. Her zaman merhabamız olur. Buca’da ilçe başkanlığı yarışında bulunmuştu, teknik hatadan dolayı kaybetmişti. Yapacağı hamlelere desteğe varız. Ülke bu kadar sıkıntı yaşarken, ilde şu oldu bu oldu kısmını tartışmamız çok doğru olmaz. Kendisine destek olacağımızı söyledik. Tüm il yönetimindeki arkadaşlar ve ilçe yönetimleriyle beraber çalışmaları yürütmeliyiz. Bizim düşüncelerimizi sorarsa da kendisine her türlü katkıyı veririz. Alaattin beye desteği verdik, her türlü. İlçe başkanlarını toplayıp sıkıntı yaşadığını söyleseydi, onunla yarışan bir insan olarak, izin vermezdik ve sorunları çözmesinde de aracı olabilirdik. Genel Başkan ile beraber görüşebilir ve çözüm arayabilirdik. By-pas edilmesi sorununu çözebilirdik. İstifa sebebi olarak ufak tefek sıkıntıları da doğru bulmadım. Genel Başkanla ilçe ve il başkanları olarak görüşüp, sonuca varabilirdik. Sıkıntıları aşabilirdik.

Kendisinin by-pas edilmesine sitem etmesine rağmen, kendisi de benzer şekilde ilçelere haber vermeden belediye başkanlarıyla etkinlikler programlar düzenledi. Program yapma konusunda hatalı davranmalarına rağmen, genel merkezde çalışma yapabilirdik. O da böyle olsa hatalarını düzeltebilirdi.

Darbe Girişimi, OHAL, KHK’leri düşününce memleketin gidişatını nasıl görüyorsunuz?

Ülkenin durumunu iyi görmüyorum. İnsanlarda karamsarlık ve umutsuzluk var. FETÖ, devletin unsurlarının içine nasıl sızdı? Askeriye, eğitim, sağlık, yargı, olmadıkları yer yok. FETÖ kurumların en ücra köşelerine kadar sızmış. 14 senenin 10 senesinde Erdoğan Başbakanlık yaptı, kol kola omuz omuza yürüdü. Bunlar düşünüldüğünde birlikte yönettikleri ülkede şimdi FETÖ’cü avına çıktılar. Bunları niye görevlendirdiniz ve izin verdiniz? Milletvekillerinin fotoğrafını görmüşsünüzdür. AKP’liler aynaya bakacak ve en büyük FETÖ’cülerin kendileri olduğunu görecek. ‘Ne istedilerse verdik’ dediler, kol kola birlikte yönettiler, müsaade ettiler. Yönetimi paylaşamadılar ve anlaşmazlıkları bu noktaya kadar vardı. Kalkışmaya kadar geldi iş. Şûra’da temizlik yapılacağı söylentisiyle kalkışma yapıldı. Başarılı olsaydı Türkiye İran gibi olurdu. Humeyni gibi ülkeye gelirdi Gülen. Darbenin her türlüsüne karşı duracağız. Askeri darbe olsaydı sıkıyönetim kanunları olacaktı. FETÖ’cü örgüt bunu gerçekleştiremedi. Şu an OHAL yaşıyoruz, sivil sıkıyönetim yani. Parlamento by-pas edildi. OHAL’den yararlanarak KHK ile ülke yönetiliyor. Astığımız astık, kestiğimiz kestik şekilde ülke yönetiliyor. Kişisel kavgalar bile FETÖ’cü ihbarıyla çözülüyor. Kayyumlar atandı, fabrikalar kapandı. Binlerce insanı mağdur ettiler.

Darbe olsa İran’a dönerdik diyorsunuz. Darbe girişimi bastırıldı, mevcut durumu da eleştiriyorsunuz. Peki bu iki seçeneğe mecbur muyuz? Siz, yakın zamanda CHP iktidarını mümkün görüyor musunuz? Bu ortamdan çıkmak için ne yapmak gerekir?

Ülke yönetimimiz parlamenter sistemden asla vazgeçmemeli. Bir takım ufak değişiklikler yenilenmeler olsa da asla vazgeçilmezimiz parlamenter sistem olmalı. 14 yılda ülkeyi nereden alıp nereye getirdiler bunu görmek lazım. Üretimden vaz geçip, satarak ülke ancak buraya kadar gelebilirdi. Ekonominin durumu çok kötü… Parlamentodan bu tabloya ilişkin istekte bulunup OHAL’e ihtiyacı kalmamalıydı. OHAL’in ikinci 3 ay için getirilmemesi lazım. KHK çıkarma, parlamentodan kanun çıkar, yasalarla ülkeyi yönet. İnsanların haklarını aramasına da fırsat verilmesi gerekiyor. 30 bin mağdur CHP’ye müracaat etti. Araştırılması sürüyor bizim içimizde de. Mağduriyetleri var mı yok mu ve neler yapılabilir diye…

At izinin it izine karışmaması için insanların kendisini savunmasına olanak vermek gerekiyor. Parlamentonun çalışması gerekiyor. İnsanlar haklarını aramalılar, bu mağduriyet ceza kesimine dönüşüyor.

Her zaman doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğiz. 7 Haziran ve 1 Kasım’daki seçim programımız çok mükemmeldi. Seçim döneminde o programı anlatamadık. Programımızı 1 yıl önceden topluma anlatabilseydik ve inandırabilseydik, desteklerini alarak iktidar olabilirdik. Halkla bütünleşerek yapılabilecekleri söylersek destek vermemeleri imkansız. 7 Haziran’da AKP bizim programımıza dair ‘kaynak yok’ dedi. 1 Kasım için de kendisi CHP’nin vaatlerini alıp seçim çalışmasında kullandı.

Aile için banka kartı çıkarmamız yazılıydı mesela programımızda. “Mazot 1.5 lira olacak. Asgari ücret bin 500 lira olacak” dedik. Seçim döneminde anlatmakla kalmamalıydık. Vatandaş seçim vaadi olarak gördü ve destek vermedi. İktidara gelseydik gerçekleştirecektik. Bunları anlatmaya devam etmemiz gerekiyor. Yeni ilaveleri şimdiden belirleyip çalışmalara başlamamız gerekiyor.

Sizin politik çalışmalarınız nasıl devam ediyor?

Haftanın üç günü alan çalışması yapmak üzere arkadaşlarımızı görevlendirdik. Mahalle mahalle bu çalışmaları yaptık. Mahalledeki üyelerimizle, esnafı ve kahveleri geziyoruz. İnsanları dinliyoruz ve sorunlarını topluyoruz. Çözüm noktasında elimizden geleni yapmaya çalıştık. Belediye ile çözümlerini konuştuk. Acil eylem planlarıyla çözümler bulmaya çalıştık. 45 mahallenin tamamını gezmek istiyorduk ama darbe girişimi bu çalışmamızı da sekteye uğrattı. 15-20 mahalleyi dolaşabildik bu süreçte. Şimdi önümüzdeki dönemde yeniden bir hamle ile 45 mahallenin tamamını yeniden dolaşıp halkın sorunlarını dinleyeceğiz. Düğünler ve cenazelerle insanlarla sürekli temas kuruyoruz.

Seçimlerde aday mısınız? Politik geleceğinizi nasıl planlıyorsunuz?

Ülkenin sorunlarına çözüm getirmek için aday olmayı düşünüyorum. Demokrasi ve özgürlükler için ülke yönetiminde söz sahibi olmamız gerekiyor. Ülke yönetimi için de aday olmamız gerekiyor. Bu ekonomik gelir sorununu düzeltmemiz gerekiyor. Ekonomik olarak refaha ulaşabilsek, ülkenin sorunlarını çözebiliriz. Terör üzüyor bizi. Sorunların çözümü için yönetime girmek için adayım. Terörün bitirilmesi için ekonomik gelir düzeyinin artması gerekiyor.

Bu AKP’yi yolcu etmek için adayım. Milletvekilliğini düşündüm hep, belediye başkan adayı da oldum ama dostlarımın ısrarı ile oldum. Yine milletvekili adayı olmayı düşünüyorum. Emek harcıyorum ve hak ettiğimi düşünüyorum. Erken seçim olacağını sanmıyorum. 2019 Kasım’ında olacak seçimde milletvekili olma arzum var.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Gazetenize hayırlı olsuna gelememiştim. Bu günü hayırlı olsun ziyareti olarak değerlendirin. 7-8 aylık bir süreç içinde çok başarılı bir çalışma yaptığınızı biliyorum. Başarılarınızın da devamını bekliyorum. Dergimize başarılar diliyorum. Dergimiz diyorum, çünkü İzmir’e çok yakışıyor. Her zaman destek ve katkı sunmaya hazırız. Hayırlı olsun diyelim bu süreç için, yaptıklarınız kaliteli ve insanların düşüncelerini paylaştığı bir dergi ve gazete çıkarmanız çok iyi. İçeriği çok iyi bir iş yapıyorsunuz. 

Editör: Haber Merkezi