Ege Kent Konseyleri Birliği ve Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu, son zamanlarda gittikçe artan ve ülkenin dört bir yanını küle yerine çeviren orman yangınlarına ilişkin iktidara yüklendi. Açıklamasında söküm için Aliağa’ya geleceği açıklanan 600 ton asbestli gemiye ilişkin de ayrı bir parantez açan Mumcu, "Bütün dünyanın taşıdığı tehlikeden haberdar olduğu bu geminin SÖK Gemi Söküm şirketi biraz daha fazla para kazansın diye ülkeye gelmesine izin verilmesi tam bir cinayettir" ifadelerini kullandı. 

'YÜZLERİ KIZARMIYOR'

Mumcu yaptığı açıklamada, "Ormanların yok edilmesinde ormancılık dışı tahsislerin etkisi çok fazla. AKP iktidarı ormanları sermayeye peşkeş çekiyor. Maden, enerji ve turizm gibi ormancılık dışı amaçlarla kullanıma açıyor. Ormanların ekosistemleri amacı dışında kullanılıyor. Ormanların 2/B gibi kararlarla orman vasfını yitirmesi bir yandan, amaç dışı kullanımlar öte yandan, çeşitli nedenlerle oluşan yangınlar diğer yandan ormanlarımızı, orman eko sistemimiz yok ediyor. Geçen yıl çıkan yangınların dörtte biri enerji tesisleri kaynaklı. AKP yangınlara karşı hem hazırlıksız, hem de ilgisiz. Marmaris’te temmuz başında 5 bin hektar yanıp, kül olurken, yangınlara karşı önlem almayan iktidar ne yangın söndürme uçağı, ne de helikopter almayı planlıyor. Riskli bölgelerde yöreyi iyi bilen yangın söndürme ekipleri kurmuyor, onun yerine kullanılmayan hava alanlarına, geçilmeyen yollara, çalıştıramadığı işletmelere milyarlarca lira harcarken yüzleri kızarmıyor" ifadelerini kullandı. 

'TAM BİR CİNAYETTİR'

"15-20 yıl öncesinde İzmir’in balıkçılık merkezi olan Aliağa’nın çevre karnesinin her bir başlığı artık kırıklarla dolu" açıklamasında bulunan Mumcu, "Aliağa bir yandan petrole dayalı gaz tribünleri, rafineri ve diğer işletmelerden yayılan endüstriyel kirlilik, gaz atıkları, petrol sızıntıları, atık su, kimyasal çamur, etkin kullanılmayan arıtma tesislerinden gelen kirlilikle boğuşurken, diğer yanda da vahşi gemi söküm tesislerinden gelen ölümcül kirlilik ile mücadele etmek bulaşı içeren ithal atıklar ve sökülmek için alınan gemilerin kirliliğini ülkemize taşırken, yetersiz teknoloji ve yöntemlerle, daha çok karın peşinde koşan sermayeyi denetlemeyen iktidar, üç kuruş fazla kazanılması için her tür yaşamı değersiz kılıyor. Son olarak Çevre Bakanlığı nükleer denemelerde kullanılmış Nae Sao Paolo gemisinin bünyesindeki 1000 ton yaşamı tehdit eden, ölüm saçan zehirle Brezilya’dan ülkemize yola çıkma iznini verdi. Bütün dünyanın taşıdığı tehlikeden haberdar olduğu bu geminin SÖK Gemi Söküm şirketi biraz daha fazla para kazansın diye ülkeye gelmesine izin verilmesi tam bir cinayettir" ifadelerini kullandı. 

'HAVAMIZ, SUYUMUZ, HAYVANIMIZ KALMAYACAK'

Mumcu son olarak, "Artık satacak bir şey bulamayan iktidar kamu arazilerini, müşterekimiz olan koyları makilikleri, ormanları, sahilleri hatta denizleri bile yandaşlarına peşkeş ekiyor, onlara satıyor. Böylece hem yandaşlarını besliyor hem de cari açığını kapatacak girdi sağlıyor. Bunun için yasaları çiğnemekten, özel yasalar çıkartmaktan da çekinmiyor. Aynen Mehmet Cengiz’e sunulan Bodrum’daki Cennet Koy örneğinde olduğu gibi ya da kendi belirlediği Bilirkişilerin bile karşı çıktığı Çeşme Yarımada Turizm Projesi gibi… Ekosisteme, yaşam alanlarına, yaşama karşı yapılan bu saldırılara karşı çalışma ve direnişlerin örgütlenmemesi halinde yaşamımız topraklarımız, zeytinliklerimiz, tarım alanlarımız, havamız, suyumuz, hayvanımız kalmayacak" açıklamasında bulundu. 

Editör: Haber Merkezi