Sındır, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın adı değişmeli. Bu bakanlığın içinde eğitim yok. Ezber var, doğma var. Çağdaş eğitim sistemini yeniden kurmalıyız” dedi.

“EĞİTİM’  VE ‘MİLLİ’ İFADESİ BAKANLIĞIN ADINA FAZLA GELİYOR”

CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Aydın Şubesi tarafından düzenlenen ‘Türkiye’nin Eğitim – Kültür Sorunları ve Çözüm Önerileri’ sempozyumuna konuşmacı katıldı. Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın asli görevlerini yerine getiremediğini söyleyerek sözlerine başlayan Sındır; “Milli Eğitim Bakanlığı’nın adı değiştirilmeli. Türkiye’de bugünkü eğitim sisteminin; eğitimle uzaktan yakından bir alakası yok. Bakanlığın adındaki ‘Eğitim’  ve ‘Milli’ ifadesi bakanlığın adına fazla geliyor.  Milli ve eğitimi bakanlığın adından kaldırdığınız anda da fonksiyonu olmayan bir kurum karşınıza çıkıyor. Bu bakanlığa belki öğretim bakanlığı denilebilir. Çünkü kendilerince bir şey öğretmeye çalışıyorlar. Ama bugün düşünen, sorgulayan, sentezleyerek analiz eden, yeni düşünceler ortaya koyan bireyler yetiştirilmiyor. Kültürde, sanatta, sporda ve diğer alanlarda yeterli eğitim verilmiyor. Milli değerler göz ardı ediliyor. Maalesef tamamen ezbere ve doğmaya dayalı bir eğitim sistemi var” dedi.

“VAKIFLAR ÜZERİNDEN MİLLİ EĞİTİM İŞLERİ HALLETMEYE ÇALIŞIYOR!”

Türkiye’de eğitimin vakıflar üzerinden verilmeye çalışıldığı söyleyen Sındır, “Türkiye’de yurt açmak, sadece Milli Eğitim Bakanlığının yetkisindeyken ve bunun dışında açılan hiçbir yurdun yasal dayanağının olamayacağı biliniyorken binlerce çocuğumuzun barındığı evler mevcut. Bakanlık asli görevi olan öğrencilerimizin barınma ihtiyacını yerine getirmeyip, bu konuda vakıflara izin veriyor. Bakanlık işini gücünü bırakmış, asli görevini vakıflara devir etmiş. Vakıflar üzerinden sözüm ona Milli Eğitim İşleri halledilmeye çalışılıyor. Hali hazırda gündemde olan Karaman’daki istismar olayı bakanlığın asli görevi olan çocuklarımızın eğitim ve barınma ihtiyacını ne kadar yapamadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor” dedi.

“EĞİTİM SÜRESİNDE 186 ÜLKE ARASINDA 109’UNCUYUZ”

Türkiye’deki eğitim sisteminin içler acısı bir durumda olduğunu söyleyen ve bunu sayılarla açıklayan Sındır, “Türkiye eğitim süresinde 186 ülke arasında maalesef 109’uncu sırada. 25-64 yaş arasındaki yetişkinlerden orta öğretimi bitirenlerin payını gösteren, ‘eğitime katılım oranında’ Türkiye yüzde 34 ile OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer alıyor. Türkiye yüzde 75 olan OECD ortalamasının yarısına bile yaklaşamıyor. Öğrencilerin, becerilerinin ölçüldüğü OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı kapsamında Türkiye, 462 puanla sondan dördüncü OECD ülkesi. Eğitime para ayırmayan bir ülkeyiz. Gayri safi yurtiçi hasılaya göre eğitime ayırdığımız oran sadece 3.62. Bu rakam eğitimde ileri düzeyde olan ülkelerde yüzde 8, yüzde 7 dolaylarında. Ülkemizde sağlıklı, planlı ve önem atfedilen bir eğitimden bahsetmek mümkün değil” dedi.

“KÖY ENSTİTÜLERİ GİBİ ÖZGÜN EĞİTİM KURUMLARINA İHTİYACIMIZ VAR”

Köy Enstitülerinin kapatılışının karşı devrim hareketinin miladı olduğunu söyleyerek sözlerini sonlandıran Sındır şöyle konuştu: “Köy Enstitüleri; Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim alanındaki devrimlerinin doruk noktasıdır. Köy Enstitülerinin kapatılması bir karşı devrim hareketidir. Ve bu karşı devrim hareketinin ülkemizi başta eğitim olmak üzere her alanda getirdiği durum ortada. Bugünde Köy Enstitüleri gibi özgün eğitim kurumlarına ihtiyacımız var. Türkiye’nin eğitim konusunda neler yapabileceğine ilişkin somut çözüm önerileri ortaya koymalıyız. Köy Enstitülerinin boşluğunu doldurabilir miyiz? Ya da nasıl doldurabiliriz bunu tartışmalıyız. Gerçek anlamda Milli Eğitim siteminin hayata geçirilecek bir dönemi mutlaka yeniden sağlamalıyız. Umutsuzluğa kapılmadan kararlı inançlı bir şekilde mücadeleye devam etmeliyiz.”  

Editör: Haber Merkezi