UMUT KARAKOYUN / DAVUT CAN - İzmir'de konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Danıştay üyesi olan Aysel Demirel'in, kişisel Twitter adresinden CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'ye yönelik paylaşımını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Saray kölesi olan hakim, Muharrem İnce aleyhine tweet atıyor. Haysiyetliysen, yargıya saygın varsa o görevden istifa edersin. Şu ana kadar istifa etmedi. Senin vereceğin kararların tamamı şaibelidir. Saray kölesi olan biri, yargıç koltuğunda oturamaz" dedi.

Saat 10.00'da İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda partililerin, 'Hak, hukuk, adalet' sloganları ile karşıladığı Kılıçdaroğlu, buradan Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi'ne geçti. Kılıçdaroğlu, burada ilk olarak sivil toplum örgütleri, sendikalar, meslek birlikleri, inanç ve hemşehri dernekleri ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu'na Fatih Sultan Mehmet'in Ahidnamesi verildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından katılımcılara seslenen Kılıçdaroğlu, "Az önce acı haberi ilettiler. Siirt'te mayın patlaması sonucu ailesi Torbalı'da olan şehit haberi geldi. Allah'tan rahmet, ailesine sabırlar diliyoruz. Teröre karşı tek yürek olmak zorundayız. Hangi siyasi görüş, hangi kimlik, hangi inançtan olura olsun insan olarak önemli adım atacaksak en önemli adım, teröre karşı ortak tavır takınmaktır. Terörü her ortamda, her zaman lanetledik, bunu sürdüreceğiz. Terör başımızın belasıdır ve ona karşı ortak mücadele etmek zorundayız. Bir acı tablonun da altını çizmek isterim, şehitler arası gaziler arası ayrım olmaz. O ayrımı yapanlar asla vatansever değildir. Bütün şehitlerin başımızın üstünde yer verdir" diye konuştu.

AKP YALOVA MİLLETVEKİLİ ADAYI MELİHA AKYOL'U ELEŞTİRDİ

AKP Yalova milletvekili adayı Meliha Akyol'un "Batı Trakya'dan, oradan, buradan, kimisi doğudan gelen kendisini ifade edemeyen ezik insanlar" şeklinde açıklama yaptığını söyleyip, bunu eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Trakya'nın, Balkanlar'ın tarihine baktığımızda büyük acılar, dramlar görürsünüz. Oradan insanlar Türkiye'ye geldiler. Onlar Türkiye'ye gelirken kültürlerini de getirdiler. O müzik aslında bizim müziğimiz, o kültür bizim kültürümüz. Onlar bu ülkenin bütün alanlarında yer aldılar. Milletvekili, bakan oldular, iş dünyasında önemli makam elde ettiler, hayatın her alanında yer aldılar ve topluma örnek oldular. Onları ezik insanlar olarak asla tanımlamıyoruz. Onlar her zaman başımızın üzerinde. Kendilerine şükran borçluyuz. Yılların baskısına rağmen asla kültürlerinden, inançlarından kopmamışlardır. Osmanlı'dan bu yana dik ve onurlu duruşlarını sergilediler. Balkanlar'dan göç edip Türkiye'ye gelenlere her zaman saygı duyuyoruz."

'TEMEL MUHTARLIK KANUNU ÇIKARACAĞIZ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından muhtarların Külliye'de ağırlanmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, "Muhtar kardeşlerim, arada sizi saraya davet ederler. Kiminiz gider, kiminiz gitmez ama bir kişi konuşur, ne konuştuğu belli değil. Sizleri politik argüman için kullanırlar" dedi. Muhtarlara yönelik projelerini de sıralayan Kılıçdaroğlu, "CHP olarak muhtarların sorunlarını hem çözmeyi hem de onlar için neler düşündüğümüzü net olarak toplumun önüne koyan bir partiyiz. Bu topraklarda yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Önünüze hangi siyasi gelirse şunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz, 'Bu topraklara demokrasi kültürü getiren biz muhtarlarız'. Sarayın bunlardan zinhar haberi yok. Hiç haberi yok" dedi.

Muhtarları güçlendirmek gerektiğini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde muhtarlar için yasal düzenleme yapacaklarını belirterek,  şunları söyledi: "100 küsur kanunda 'muhtar' adı geçer. O kanunların tamamını ne ben ne de muhtarlar bilir. 'Temel muhtarlık kanunu' çıkaracağız. 134 maddeden oluşan kanun tasarısı taslağı hazırladık muhtar üst kuruluşları ile beraber. Allah nasip eder de Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı koltuğuna gelirse yeni bir tarihi başlatacağız. Her muhtarın seçildikten sonra mekanının olması lazım. Öyle muhtarlıklar var ki, orada bırakın muhtarın oturmasını, sade vatandaş bile otururken 'Burası nasıl yer' diye şikayet eder. Tüm muhtarlar için yasal olarak mekan düşünüyoruz. Sizlere mutlaka ya belediye ya da il genel meclisinin eleman tahsis etmesi lazım. Olmadığınızda muhtarlık açık olmalı, vatandaşın sorununu not etmeli. Bunun lütufla değil kanunda hükümle olması lazım. Mahalle ile ilgili Meclis'te kanun görüşülüyor; mahalle sakini önce muhtarı bulur 'niye' diye. Muhtarın haberi bile yok. Yani mahalle ile ilgili konu Meclis'te görüşülürken o sırada muhtar söz ve karar sahibi olacak. Bizim düşündüklerimizin hiçbiri iktidar tarafından dile getirilmedi. Muhtarlık kurumu ne kadar güçlü olursa ülkede demokrasi o kadar güçlü olur. Muhtarlığın neden bütçesi yok? Yapılması gereken ilk işlerden biri muhtarlık kurumuna da bütçe tahsis etmektir. Bir yoksul aile var, çocuğu üniversite sınavını kazandı. O ilde kaydı yaptırması lazım ama parası yoksa muhtarın kapısını çalacak. Muhtar bunu karşılayacak. Bizim muhtara bütçe tahsis etmemizin temel gerekçesi budur. Emlak vergisinin belli bir oranı muhtarlığa bütçe olarak tahsis edilecek. Hiçbir makam demokrasilerde denetimsiz değildir. Muhtarlığa tahsis edilen bütçenin denetimi merkezi yönetim tarafından yapılacak. Bir mahallenin sakinlerinden kimin fakir olup olmadığını bilen muhtarı ya da bakkaldır. Yapılması gereken; bütün sosyal yardımların muhtarlar aracılığı ile yapılması lazım."

MUHTARLARDAN OY İSTEDİ

Kılıçdaroğlu, "Hakkını arıyorsan, bu ülkede onurlu bir şekilde muhtarlık yapacaksan oyunu CHP'ye vereceksin kardeşim. Muharrem İnce de muhtarlarla ilgili aynı görüşte. Genç, dinamik, enerjik arkadaşımız var, adı Muharrem İnce. Mührü cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de ona vurun. Birleşik oy pusularında Millet İttifakı var. Biz bütün muhtarların oylarına talibiz. Lafla, hamasetle oy istemiyoruz. Neyi nasıl yapacağımızı gayet açık, toplumun önüne koyarak yapıyoruz" dedi. Konuşmasında sivil toplum kuruluşlarının önemine de değinen Kılıçdaroğlu, "STK'lar tıpkı siyasi partiler gibi demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. STK'lar güçlendikçe demokrasi de güçlenir. STK'ların desteklenmesi temel görevlerimizden biridir. CHP olarak demokrasiyi savunan, demokrasinin gereklerini yerine getiren, siyasette rakip olan partiye kumpas kurulduğunda o kumpası bozan bir siyasi partiyiz. 'Biz demokrasiyi savunuyoruz' diyorlar, zinhar inanmayın. Siyasi partileri seçime sokmamak için her yolu denediler. Biz demokrasiden yanayız. Düşünceden korkmuyoruz, tersine; 'Akıl akıldan üstündür' inancını taşıyoruz. Bir araya gelip daha sağlıklı bir görüş oluşturabiliriz" ifadelerini kullandı.

'SENDİKANIN KIYAMETİ KOPARMASI LAZIM'

Hemşeri dernekleri ve sendikaların ciddi kan kaybettiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, bunun nedenini 12 Eylül'e bağlayarak, şunları söyledi: "Önüne ciddi setler kuruldu. Biz sendikaların güçlenmesini, işçilerin hakların savunmasını isteriz. Bugün bazı sendikalar sarayın arka bahçesi durumunda. Bunların adı sendika ama hiçbirinin sendika olduğunu düşünmüyorum. Size çarpıcı örnek vereyim; SGS reform yaptılar. Bugün öğleden sonra asgari ücret üzerinden pirim ödeyen biri emekli olmak istediğinde, aylık 718 lira 65 kuruş ödüyor. Bu kişi 2008'den önce dilekçe verse emekli aylığı 1822 liraydı. Şimdi 718 lira. Hangi sendika buna itiraz etti? Nasıl oluyor da bu kadar ciddi düşüş oluyor? Bunun adı reform mu? Buna reform denir mi? Üstelik emeklilik yaşı 34-43'ten, prim ödeme 5 bin gündü. Sözde reforma yaptılar; 5 bin gün 7 bin 200'e, emeklik yaşı 65'e çıktı. Daha fazla pirim ödüyorsunuz, daha geç emeklilik ve aylığınız daha az. Buna da 'reform' diyorlar. Sendikaların kıyameti koparmaları lazımdı. Bunu biz dile getirdik. Şu anda Türkiye'de 1 milyon 644 bin kişi 1500 altında emekli aylığı alıyor. 1 milyon 644 kişinin hakkını ve hukukunu koruyan tek partiyiz."

'800 LİRA İLE BİR DE SEN GEÇİN BAKALIM, DESİN'

Emeklilere seslenen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Tüm emeklilere sesleniyorum; eğer onurunla yaşamak istiyorsan, bayramda ailen ve torunla huzur içinde yaşamak istiyorsan, 'İnsanca yaşam hakkım var' diyorsan oy vereceğiniz tek parti CHP'dir. Yıllardır söyledik 'iki ikramiye' diye kıyameti koparıyorlardı. Para da imkan da bütçe de var. İkramiye alacak emekli de var. Veremediler. Rantiyeye çalışıyorlar. Biz insan için çalışıyoruz. Aramızda dağlar kadar fark var. Emeklinin hakkını soruyorum, 'Neden korumuyorsunuz?' diye. 'Emekli ne yaparsak yapalım sırtına da binsek, ağzından lokma da alsak oy verecek' diyorlar. Bu düşünce insan haklarına aykırı. Ayda 300 lira emekli aylığı alan var. Saraydaki zata desin, '800 lira ile bir de sen geçin bakalım' desin. Hiçbir emeklinin aylığı 1500 altında olmayacak. Benim dönemimde açık 2 milyar liraydı, şimdi açık 34 milyar. Neden sendikalar sormuyorlar? Koltuk merakı olanlar düşünemezler. Mücadele edenlere de nefes aldırmak istemiyorlar. Mücadele eden sendikalar da emekli dernekleri de var, hakkını yemeyelim ama 'SGK yönetiminde görev alacaksınız, açık büyüyecek, emekli aylığı düşecek ve sesinizi çıkarmayacaksınız'; bu insani değil" dedi.

'CHP ELİT PARTİSİ ELEŞTİRİSİNE' YANIT

Kırıkkale temaslarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Dün Kırıkkale'deydim. Kırıkkale 1925'te mühimmat fabrikasının temelinin atıldığı küçük bir köydür. Savunma sanayinin merkezi olmuştur. 20 bin kişi, 3 vardiya halinde çalışıyorlardı.  Bugün o fabrikaların büyük kısmı kapandı. İşçi sayısı 1800 oldu. Kırıkkale kendisini bu hale getiren partiye oy veriyor. Az bile yapmışlar size. Bizim de kabahatimiz var. Sen gittin kahvede vatandaşın derdini dinledin mi, dinlemedin. Biz şimdi gerçek anlamda halkın partisiyiz. Halkın sorunlarını gerçek anlamda dile getiriyoruz. Eleştiriyorlar, 'Elit partisi' diye. Taşeron işçinin derdini en iyi kim dile getirdi? Kısmen kadro almışlarsa hakkımı helal etmek için onlardan oy istiyoruz. Asgari ücretle ilgili konuşunca kıyamet koparıyordu. Belediyelerimiz net 1500 lira yaptı. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti 'Ben yapamıyorum' diyor, 'para yok'. Para var da yapmak istemiyorsunuz. Hemşehri derneklerine düşen görev; İzmir'de rahat edebilirsiniz, geldiğiniz topraklarda yaşayan akrabalarınıza telefon açarak 'Biz İzmir'de huzur içinde yaşıyoruz' demelisiniz. İzmir gibi yaşamak istiyorsanız, o zaman CHP'ye oy vereceksiniz."

'SANDIĞA GİDEN HER VATANDAŞ ELİNİ VİCDANINA KOYSUN'

Her inanca, kimliğe, yaşam tarzına saygılı olduklarını kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, bunun üzerinden siyaset yapmanın toplumu ayrıştıracağını söyledi. Allah ile kul arasında kimsenin girmemesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "16 yılda geldiğimiz nokta ayrışmış bir toplum. Yaşam tarzı, inanç üzerinden siyaseti ortadan kaldırmalıyız. 'Parayı nereden bulacaksınız?' diyorlar. 16 yılda dışarıdan faiz lobilerine ödenen para, 151 milyar 34 milyon dolar. Londra'ya niye gidiyorlar? 'Borç para ver' diye yalvarmaya gidiyorlar. Türkiye'ye gelip 'Dış güç oyunu' diyorlar. Dolar yükselmiyor yerinde duruyor. Değeri düşen Türk Lirası. Sürekli değer kaybediyor. İçeriye ödenen faiz de 687 milyar lira. Bir de 'Faize karşıyız' diyorlar. Utanmasalar 'Bu parayı CHP ödedi' diyecekler. Çiftçi memnun değil, emekli memnun değil, esnaf memnun değil, sanayici, sanatçı, işçi memnun değil. Bütün bu saydıklarımın tamamı alın teri ile para kazanmak isteyenler. Bir sınıf var ki çalışmaz ve parasını alır. 16 yıldır rantiye sınıfına hizmet ediyor. 1923'ten 2002'ye 79 yılda tüm hükümetlerin de harcadığı para 713 milyar dolar. Son 14 yılda harcanan para 2 trilyon 94 milyar dolar. Bunun hesabını sormak zorundayız. Sandığa giden her vatandaş elini vicdanına koysun, '2 trilyonu nereye harcadılar?' diye sorsun ve oyunu kullansın."

O HAKİME SERT ÇIKTI

Konuşmasının devamında adalet istediğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Saray hakimleri istemiyorum. Namusu ile onuru ile vicdanı ile hareket eden, hukuk üstünlüğünü savunan, tarafsız ve bağımsız olan hakimler istiyorum. Danıştay'dan bir kadın hakim, sarayın atadığı hakimdir, saray kölesi olan hakim, Muharrem İnce aleyhine tweet atıyor. Haysiyetliysen, yargıya saygın varsa o görevden istifa edersin. Şu ana kadar istifa etmedi. Haysiyetin, onurun, yargıç kimliğin varsa derhal istifa edeceksin. Senin vereceğin kararların tamamı şaibelidir. Saray kölesi olan biri, yargıç koltuğunda oturamaz. Bütün yargı camiasına sesleniyorum; o hakim değil, haysiyetli ve onurlu biri değil. Olsaydı istifa ederdi, giderdi AKP Kadın Kolları'na üye olurdu; saygı duyardım. Biz 'Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı' diye niye diyoruz? Bir parti genel başkanı hakim tayin edemez. Neden Muharrem İnce göğsündeki CHP rozetini çıkarıp Türk bayrağı taktı, 'Tarafsız olacağım' diyor. Hem parti genel başkanı olacaksın hem de mahkemeye hakim tayin edeceksin. O hakim de siyaset yapıp tweet atacak. Danıştay Başkanına çağrı yapıyorum; elinden istifa dilekçesini al. Tamam çay toplamaya gittiğini biliyorum ama hiçkimse o yargıya o hakim kadar saldırmadı. Onun istifa etmesi lazım. Onursuz, haysiyetsiz insanlar görev sürdürmekte kararlılıkla devam ederler. Çünkü onların onurları sarayın ipoteği altındadır."

'TÜRKİYE'Yİ YÖNETENLER KUL HAKKI YİYORLAR'

AKP'nin '2 trilyonla yol, köprü yaptık' sözlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Yola da köprüye kim karşı çıktı? Kaça yaptınız? Başbakan'ın ifade ettiği Sabuncubeli Tüneli var. 4 kilometrelik tünel, 536 milyon liraya mal oldu. Kilometre başı maliyet 134 milyon lira. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Buca tüneli 2,5 kilometre. İhale bedeli 110 milyon lira. Kilometre maliyeti 44 milyon lira. Aradaki 100 milyon fark nereye gitti? Harama ortak olma. Kul hakkı yiyenlere destek olma. Hesabını veriyorsa başımın üstünde, git oyunu ver. Hesabını vermiyor. 'Köprüyü kaça yaptın?' diyorum; 'Karşısın' diyor. Niye karşı olalım? İzmir hepsini kendi kaynaklarıyla yapıyor. AKP'li kardeşlerim; hiçbir zaman oy veren AKP'lileri suçlamadım. Her siyasi partiye saygım var. Ben partilerin yöneticilerini eleştiriyorum. Türkiye'yi yönetenler kul hakkı yiyorlar. Yolsuzluk yapıyorlar, fakir fukaranın ekmeğine el uzatıyorlar" dedi.

24 Haziran'da yapılacak seçimlere değinen Kılıçdaroğlu, bu seçimlerin bir demokrasi seçimi olduğunu vurgulayarak, "İki seçenek var; demokrasiden yana olanlar ve dikta yönetiminden yana olanlar. Demokrasiden yana olanların tarafı belli; Millet İttifakı. Tek adam yönetiminden yana olanların tarafı da belli; Cumhur İttifakı. Bir kişi tek başına devleti yönetiyorsa o devletin sonu yoktur. Tarihte örneği yoktur. Sizler toplumun kanaat önderlerisiniz. Hitap ettiğiniz kitleye bunları anlatma sorumluluğunuz var. Gerçek anlamda demokrasiyi Türkiye'ye getireceğiz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, tüm kadınlara da söz vererek, "Muharrem İnce cumhurbaşkanı olduğunda, parlamentoda çoğunluk sağladığımızda ilk işimiz cinsiyet ve gençlik kotasını Siyasi Partiler Yasası'na koymaktır" dedi.

Konuşmanın ardından, toplantı basına kapalı devam etti.

DHA

Editör: Haber Merkezi