Jeotermal Elektrik Santralleri(JES)nin yüzde 57’sinin Aydın ilinde faaliyet gösterdiğini, bu sistemlerin incir-zeytin, sulara, doğal, arkeolojik sit alanlarına zarar verdiğini belirten HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, yerleşim yeri ve sağlık kuruluşu yakınına kurulan JES’lerin denetim ve kontrollerin yapılmadığını, yayılan gazların hava, su kanalları ile Menderes Nehri’ne karışarak doğa ve insan sağlığına zarar vermesini meclis gündemine taşıdı.
HALKIN TEPKİSİ GÖRÜLMÜYOR
Jeotermal Elektrik Santrallerinin insan sağlığına, tarım arazilerine zarar vermesinin yanı sıra deprem başta olmak üzere çeşitli jeolojik risklerinin bilim insanları tarafından dile getirildiğini anımsattı. Halkın JES’leri istemediğini, geçim kaynaklarına sahip çıkmak için verdikleri mücadeleleri dile getiren Kemalbay önergesinde, Aydın Germencik ve İncirliova İlçesi Erbeyli Köyü’nde yaşanan sorunlara dikkat çekerek, “ Bu ilçelerimizde GÜRİŞ İnşaat ve Mühendislik A.Ş. kurduğu geniş çaplı işletmeye sayısı net olarak bilinmemekle beraber 4 kuyu daha açıldığı, bu kuyulardan 2 tanesinin faaliyete geçtiği, yaklaşık bir aya yakın bir zamandır çevreye bırakılan yoğun gaz çıkışı, aşırı ses, gürültü ve koku yaydığı bölge halkı tarafından dile getirilmiştir. Köylüler tarafından bakanlığınıza, belediye başkanlığına ve kaymakamlığa yapılan şikâyetler sonucu faaliyetin bir iki saat kadar durdurulduğu sonrasında tekrar başlatıldığı belirtilmektedir” bilgisini paylaştı.
YASAYA AYKIRI NASIL İZİN VERİLİYOR?
Dünya ülkelerinin çoğunda jeotermal elektrik santrallerin tarım alanlarından ve yerleşim yerlerinden uzakta, dördüncü sınıf tarım alanı kabul edilen yerlere yapıldığını söyleyen Kemalbay, “Anayasa ve yönetmelikler müsaade etmezken ülkemizde zeytinlik alanlarda, meyve ve sebze bahçelerinin bulunduğu bölgelerde, verimli tarım arazilerinde ve meskenlere 50-100 metre gibi yakın mesafelerde JES kurulması nasıl mümkün olabilmektedir? sorusunu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a yöneltti.
Bir çok önergesine yanıt alamadığını belirten Kemalbay, şu sorularının da acilen yanıtlanmasını istedi:
“2017 yılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye Çevre Raporu’na göre; Aydın’da toprak kirliliği yapan en önemli sebeplerden ikincisinin jeotermal akışkanlıklar olduğu dikkate alındığında bu ekolojik tahribatı gidermek için neden adım atılmamıştır? Rapor ortadayken halen işletmelere kuyu açılmasına neden izin verilmektedir?
Erbeyli Köyü’nde faaliyet gösteren GÜRİŞ İnşaat ve Mühendislik A.Ş.’ye ait kaç kuyu bulunmaktadır?
Erbeyli Köylülerince kuyuların faaliyetlerinden kaynaklı sesin çok rahatsız edici boyuta ulaşması ve çevreye bırakılan yoğun gaz çıkışı, doğanın tahrip edilmesi nedeniyle Bakanlığınıza yapmış olduğu şikayet başvurusu bilginiz dahilinde midir?
GÜRİŞ İnşaat hakkında şikayet başvurusuna istinaden işletmeye yönelik olarak Bakanlığınızca herhangi bir işlem yapılmış mıdır?
Jeotermal atıkların insan ve tüm canlıların sağlığına etkileri nedeniyle son yıllarda Ege Bölgesinde arttığı gündeme getirilen kanser vakaları araştırılmış ve kamuoyu bilgilendirilmiş midir?
Aydın’ın toprağını ve havasını kirleten en önemli ikinci sebep olarak jeotermal elektrik santrallerinin olduğu belirtildiği ve kanser vakalarının Türkiye’nin iki katı olarak Ege Bölgesi’nde olduğu göz önüne alındığında Bakanlığınızın yaşanabilecek ölümlerden direkt sorumlu tutulabileceğinin, açılabilecek davaların farkında mısınız?
Bakanlığınız tarafından toprağa, havaya ve yer altı- üstü sulara karışan zehirli atıkların ölçümü yapılmış mıdır? Yapılmış ise ölçüm sonuçları nelerdir? Yapılmamış ise niçin yapılmamaktadır?
Bakanlığınızca JES izinleri verilirken halk sağlığının olumsuz etkilenmesini önlemek amacıyla “Sağlık Etki Değerlendirmesi” Raporu istenmesine yönelik bir çalışmanız var mıdır?
Uzmanlarca dile getirilen jeotermal kaynakların fazlaca kullanıldığı arazilerde yapılan reenjeksiyonun sismik aktiviteyi tetiklediği ve depremlere neden olduğu açıklamalarına yönelik olarak bu bölgelerde jeotermal elektrik üretim alanlarında doğal depremsellik ve tetiklenmiş depremsellik kayıt ve değerlendirme uygulamaları yapılmakta mıdır?
