Cengiz Aldemir/ANKARA - Romanların her gün yaşadığı ve ülkenin yakıcı sorunlarından biri olan ayrımcılığı, dışlanmayı meclis gündemine taşıyan Kemalbay, “Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşayan özgün kültür ve yaşam tarzlarına sahip Roman toplumu bir yandan ayrımcılıkla baş etmeye çalışırken diğer yandan derin bir yoksullukla mücadele etmektedir. Düzenli gelir getirmeyen ve sosyal güvencesiz işlerde birçoğu kağıt, hurda toplayarak yaşamlarını ağır koşullarda devam ettirmeye çalışmaktadır” dedi.

EYLEM PLANI HATIRLATMASI
“Dezavantajlı bölgelerde yeterli barınma olanaklarına erişimin ve sağlıklı, yaşanabilir bir fiziksel çevre, gerekli altyapı hizmetleri ve ulaşım olanakları gözetilerek yararlanıcıların taleplerine ve sosyal yaşamlarına uygun barınma olanaklarının sağlanması.” olarak yer alan Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi ve 2. Aşama Eylem Planını hatırlatan Kemalbay sosyal, kültürel, ekonomik talepleri gözetilerek barınması ve yaşam tarzlarını sürdürmeleri için konuyu meclis gündemine taşıdı.

KÖTÜ ÖRNEK ÇEŞME
Kentlerin en yoksul kesimlerinde dahi barınmalarına müsaade edilmeyen Romanların, kriminalize edilme gibi sorunuyla mücadele ettiklerini dile getiren Kemalbay, “Ne yazık ki Çeşme örneğinde olduğu gibi yerel yönetimler ve mülki amirler eliyle sık sık böylesine evrensel insan hakları ilkelerini dahi yok sayan uygulamalar yaşanmaktadır. Çalışmak için Alaçatı’da konaklayan 60 çadırda zor koşullar altında yaşayan 100 den fazla Roman yurttaşımızın çadırları üstelik Sağlık Bakanlığı’nın İzmir’de koronavirüs verilerinin yükseldiğini açıkladığı dönemde, 16 Haziran tarihinde BM “Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’nin, 7. genel tavsiyesine ve uluslar arası hukuk kurallarına aykırı olarak Çeşme Belediyesi tarafından yıkılabilmiştir. Aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların bulunduğu Roman yurttaşlarımızın yeterli korunma olmadan zorla tahliye ettirilerek alanı terk etmeye zorlandıkları basında yer almıştır” diye konuştu.

YOKSUL VE ROMAN OLMAK
Aile Çalışma ve Sosyal İlişkiler Bakanlığı ve ilgili tüm kurumların sorumluluktan kaçmalarının kabul edilemez olduğunu söyleyen Kemalbay, yaşanan acı bir örneği paylaşarak, “Ağır şartlar altında hayatta kalma mücadelesi veren Romanlardan Evde Kal çağrılarına, “Bu sabah çöpleri gezerek çocuklarıma ekmek getirdim. 'Evden çıkma' diyenler gelip evimin halini görsün. Çocuklarım aç, mecbur çıkacağım” diyen bir kadına Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bir yöneticisi tarafından sosyal medyada paylaşılan “Geber” ifadesi korona günlerinde yoksul olmanın hele hele yoksul ve Roman olmanın dayanılmaz hafifliğine işaret etmiştir” hatırlatmasında bulundu.

AİHM HATIRLATMASI
AİHM’in Romanların kültürel ve farklı yaşam tarzlarının, hem idari düzenlemeler hem de somut uygulamalar bakımından dikkate alınması gerektiğinin altını çizdiğini, zorla tahliye benzeri uygulamaların özel ve aile yaşamı ile konuta saygı hakkının ihlali anlamına geleceği kararına dikkat çeken Kemalbay, ulusal ve uluslararası yasa ve sözleşmelerin yerine getirilmemesinin adı konulmamış ırkçı ve ayrımcı bir muameleye dönüştüğünü vurgulayarak, bütün bu sorunların altında yatan nedenlerin meclis tarafından araştırılmasını istedi.

Editör: Haber Merkezi