Cengiz Aldemir/ANKARA - Türkiye’ye sığınan mülteci/göçmen ve sığınmacı kadınların insan onuruna yakışmayan sömürü sisteminin araştırılması, iş fırsatları yaratılması, daha iyi çalışma ve yaşam koşullarının düzenlenmesi, istihdam olanaklarının kolaylaştırılması, ulusal ve uluslararası sözleşmeler doğrultusunda düzenlemelerin hayata geçirilmesi, işlenen her türlü suçlarda uygulanmakta olan cezasızlık politikasına karşı yaptırımcı tedbirler alınması ve  karşılaştıkları sorunların tüm boyutlarıyla tespit edilerek mağduriyetlerin giderilmesini isteyen HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, konunun araştırılmasını istedi.

İNSAN HAKLARINDAN KISITLI YARARLANIYORLAR

Savaşlar, toplum içindeki ideolojik etnik ve dinsel çatışmalar, kıtlık, açlık, salgınlar ve doğal afetler, daha iyi ekonomik koşullarda yaşamak ve kendini geliştirecek olanak arayışı nedeniyle Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan göçmen, mülteci ve sığınmacıların yarısının kadın ve kız çocuklarından oluştuğunu kaydeden Kemalbay, " 

Uluslararası göçü toplumsal cinsiyetçi bağlamda değerlendiren birçok araştırma ve çalışmada 4857 sayılı iş kanunu 5. maddesi eşit davranma ilkesine göre “iş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet,  engellilik,  siyasal  düşünce,  felsefî  inanç,  din  ve  mezhep  ve  benzeri  sebeplere  dayalı  ayrım yapılamaz hükmüne  rağmen haklardan ve insan haklarından kısıtlı bir şekilde yararlanabilmekte olan mülteci/göçmen/sığınmacı kadınların çalıştıkları işler ve karşı karşıya oldukları piyasa koşullarının dışlayıcı ve ayrımcı bir nitelik arz etmekte olduğu birçok araştırma ve rapora yansımaktadır" dedi.

YAŞAM KOŞULLARI DAHA DA KÖTÜ DURUMDA

Dünyadaki göçmenlerin yaklaşık yarısına yakınını oluşturan ve toplumdaki sosyal düzende en ağır koşullarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kalanların kadınlar ve kız çocukları olduğunun altını çizen Kemalbay, Türkiye’de bu insanların sermaye tarafından ucuz iş gücü olarak görüldüğünü, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı kötü çalışma koşullarında, emek yoğun sektörlerde düşük ücretlerle ve uzun çalışma saatleri ile kayıt dışı, şiddete, istismara, hak ihlallerine maruz, güvencesiz çalışmak zorunda kaldıklarını ve yaşam koşullarının daha da kötüleştiğini vurguladı.

EV İŞÇİLERİ İSTİSMAR EDİLİYOR

Yasal güvenceden yoksunluk ve yoksulluk nedeniyle, kadın göçmenleri işverene bağımlı kıldığını ve kötü sonuçlarını paylaşan HDP'li Kemalbay, "Bu bağımlılık ilişkisi, istismar ve sömürünün yeni yollarını da beraberinde getirmektedir. Kadınlar, göçmen olmaları nedeniyle, kayıt dışı kâr elde etmenin temel kaynağı olarak görülürken,  pek çok göçmen kadın ev işçisi olarak ev içi hizmeti, bakım hizmeti (çocuk bakımı, yaşlı bakımı) alanında kayıt dışı çalışmaktadırlar.  Ev içi hizmetlerin hanelerde yapılıyor olması, sınır dışı edilmekten korkan ve kamuya açık işyerlerinde tespit edilme riski daha yüksek olan belgesiz göçmenler için  “sığınak” olabilirken, çok sık yaşanan istismar vakalarına da yol açmaktadır. Türkiye’de ev hizmetlerinde çalışan göçmen kadınlarla ilgili yapılan çok sayıda çalışmada ev işçilerinin bir bölümünün, işverenleri tarafından pasaportlarına el koyma, aşağılama, sözlü taciz, cinsel taciz, yatacak yer vermeme, yemek kaplarını ve yemek mekânını ayırma, eve kapatma, ayrımcı söylemler gibi kötü muamele ve şiddete maruz kalabildiklerini ortaya koymuştur" ifadelerini kullandı.

KONU ARAŞTIRILMALI

Bu sebeplerden dolayı statüleri gereği hassas grup olarak kabul edilen göçmen, mülteci, sığınmacı kadınların çalışma hayatında  yaşadıkları sorunların ve iş sağlığı alanında uğradıkları eşitsizliklerin irdelenmesi, yaşadıkları sorunları çözmeye ve haklarını korumaya yönelik ulusal politikalar ile pratikler geliştirmesi ve bu kişilere insanlık onuruna yakışır biçimde çalışma ve yaşam koşulları sağlanması, Türkiye’de bulunan Geri Gönderme Merkezleri’nde yaşanan hak ihlallerinin araştırılması ve kadınlara kötü muamelede bulunan görevlilerin cezalandırılması amacıyla ivedilikle  bir meclis araştırması gereği doğmaktadır."

Editör: Haber Merkezi