CENGİZ ALDEMİR / İZ GAZETE - Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkilerinin, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlendiğini belirten HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, yerel seçimlerde kaybeden iktidarın yurttaş iradesini alenen gasp ettiğini söyledi.

Görevleri ile ilgili bir suç, kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan görevlerinden alınamayacağı ve yerlerine atama yapılamayacağının yasa ile ortaya konulduğunun altını çizen Kemalbay, en son HDP’li Siirt, Iğdır, Kurtalan, Altınova ve Baykan belediye başkanlarının görevden alındığını kaydetti. Kemalbay, yapılan haksız ve usulsüzlüklere rağmen HDP’nin 65 belediyeyi tekrar kazandığını, ancak İçişleri Bakanlığı tarafından 45 belediye başkanının hukuk dışı uygulamalar ve gerekçelerle gözaltına alınarak kayyum atanmasına tepki gösterdi.

ANAYASAYA AYKIRI

Kayyum atamalarının Anayasa ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı hükmüne de aykırı olduğunu kaydeden Kemalbay İktidarın Kürt halkının demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yerel yönetimler anlayışını kendisine karşı bir tehdit olarak gördüğünü, kadınların güçlendirilmesi için oluşturulan kurum ve mekanizmaların yok edildiğine dikkat çekti.

KAYYUM YOLSUZLUKLARI

İktidarın atadığı kayyumların tamamına yakınının yolsuzluk yaptığını, bunun da Sayıştay raporları ile Sayıştay Başkanının suç duyurularında yer aldığını yıl yıl hatırlatan HDP’li Kemalbay, 2020 yılı Plan ve Bütçe Komisyonu tutanaklarında da yer aldığını söyledi. Söz konusu yolsuzluklar ile ilgili bugüne kadar hiçbir işlem yapılmayışına da dikkat çekti.

Konuyu meclis gündemine taşıyan Kemalbay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan şu sorularına yanıt istedi:

Kendisini hukuk devleti olarak tanımlayan hiç bir ülkede karşılığı olmayan ve hiç bir somut dayanağı bulunmayan kayyım atamaları sonucu halkın seçme hakkını elinden alarak kazanamadığınız belediyeleri zorla ele geçirerek yönetmek ve iktidarda kalmanızı güvence altına almak mı istiyorsunuz?

Demokratik ülkelerde seçmenler tarafından belli usul ve şartlara bağlı olarak halk oylamasıyla seçilmiş kişilerin, yine yerel halk tarafından ‘’geri çağırma (Recall)’’ yöntemiyle görevlerine son verilirken Türkiye’de siyasi ktidarların rakiplerine karşı keyfiyete dönüşen Kayyım atamalarının halkın iradesine ve demokratik temsil ilkelerine, Anayasa ve uluslar arası sözleşmelere aykırılığına rağmen halen devam etmesinin nedeni nedir?

2016 yılında HDP’li belediyelere atanan kayyımların yaptığı usulsüzlükler Sayıştay raporları ile ortada olmasına rağmen kayyımların görevine devam etmelerinin ve soruşturma dahi açılmamasının nedeni nedir?

Toplumcu belediyeciliği esas alan HDP’li Belediye yönetimlerinin görevden alınmaları ve birçok belediye eş başkanlarının tutuklanmasının sebebi halkçı politikalarından mı kaynaklanmaktadır?

Son kayyım atamaları 31 Mart seçimlerden önceki kayyımların yaptıkları yolsuzlukların açığa çıkarılmasının engellenmesi amacı ile mi yapılmaktadır?

Kayyım atamalarıyla Anayasa ile güvence altına alınmış olan seçilme hakkı ile yurttaşların seçme hakkının ellerinden alınmasının nedeni nedir, anayasayı çiğnemek suç olmaktan çıkarılmış mıdır?

Türkiye’nin son Başbakanı Binali Yıldırım’ın, HDP’li belediyelere kayyım atanmasına ilişkin “Onların durumu özel” ifadeleri HDP’li belediyelere kayyım politikasının devletin özel politikası olduğunu mu göstermektedir? Bu ‘özel’ anayasanın hangi maddesinde tarif edilmektedir?

Kayyım protestosu sırasında kolluk kuvvetleri tarafından protestoculara yönelik uygulanan fiziksel ve sözlü şiddetten dolayı, görevi kötüye kullandıkları ve insan haklarını ihlal ettikleri sebebiyle bu kamu görevlileri hakkında ne tür işlemler yapılmış ya da yapılacaktır?

Kayyım atamaları ile işten atılan bir çok emekçinin hak gasplarını önlemeye yönelik bir politikanız bulunmakta mıdır?

Anayasaya, yasalara, uluslararası sözleşmelere aykırı kayyım uygulamanızın sonucunda ileride doğacak hukuki maliyetler bu politikaların sahiplerine de rücu edecek midir?

Editör: Haber Merkezi