CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- Bir gün dahi işverene bağlı olarak çalışılan günün sigortalılık süresine sayıldığı ve primlerin ödenme zorunluluğunun yer aldığı 5510 Sayılı Kanunu hatırlatan Kemalbay, “Ev işçilerinin gerek 10 günden az çalışmaları gerekse 10 günden fazla çalışmaları, sürekli olarak, belli periyotlarla aynı evde hizmet verdiğini ispat eden işçilerin 5510 Sayılı Kanun’un “Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar kapsamına girmektedir” hatırlatmasında bulundu.

KAYIT DIŞI TEŞVİK EDİLİYOR

4857 Sayılı İş Kanununun 2. Maddesinde yer alan işçi, işveren ilişkisinin düzenlendiği, işyeri tanımına vurgu yapan Kemalbay, ücret, zaman ve bağlılık kriterlerinin ev işçileri için de geçerli olmasına rağmen, kadın emeğinin sömürülmesi ve ayrımcı muamelelerin hükümet tercihine dönüştüğünü söyledi. Yüzlerce ev işçisinin SGK’ya bildirilmeyen çalışma süreleri ve ödenmeyen primleri kazandıkları hizmet tespit davalarını hatırlatan Kemalbay, “Ev işçileri iş yasasında verilen işçi tanımının her 3 unsurunu da taşımalarına rağmen işçilik haklarından yararlanamamaktadır. Bu da çalışma barışını bozmakta, işçiler arasında ayrımcılığa yol açmakta, cinsiyetçi bakış açısından beslenmekte ve ev işverenlerinin işçileri, güvencesiz çalışma koşullarında, kayıt dışı çalıştırmasını adeta teşvik etmektedir” dedi.

AMAÇ ANAYASAYA AYKIRILIĞI DÜZELTMEK

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve İMECE Ev İşçileri tarafından yapılan açıklamaları paylaşan Kemalbay, Türkiye’de iş gücü piyasasının önemli bir parçasını kadınların oluşturduğunu, 1 milyondan fazla ev işçisinin emeğinin görmezden gelindiğini, birçok yasal haktan mahrum olarak iş kanunlarının dışında kaldığını hatırlatarak, şu bilgileri paylaştı: ” Ev hizmeti çalışanlarının sosyal güvenceden yoksun, iş güvencesi olmadan, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri bulunmadan, emeklilik, meslek hastalıklarının tespiti, önlenmesi ve meslek hastalığı primleri gibi pek çok haktan mahrum olarak çalıştıkları izlenmektedir. Türkiyeli ve göçmen ev işçilerinin iş tanımlarındaki boşluklar, çalışma sürelerindeki belirsizlikler, ağır iş yüküne sahip, fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmaya açık, iş güvenliğinden yoksun, savunmasız, iş kazalarının ve iş cinayetlerinin yaşanmasına neden olan bir grubu ortaya çıkarmıştır. Kanun teklifimizle Anayasaya aykırı olarak düzenlenen bir kanun metninin anayasaya uygun hale gelmesi ve bu eşitsizliğin yarattığı, çalışma barışını bozan, suiistimallere açık bir ayrımcılığın son bulması hedeflenmektedir. Kayıt dışı koşullarda yaşayan 1 milyondan fazla ev işçisinin yasal haklarına kavuşturacak ve “kayıt dışı ile mücadele programı” bakımından somut ve ülke, kurum menfaatlerine uygun bir düzenleme önerilmektedir.”

Editör: Haber Merkezi