CENGİZ ALDEMİR/ANKARA - Meclis genel kurulunda konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, görüşülmekte olan torba yasanın halkın doğasını talan etme üzerine kurulmuş, sendikaların, demokratik kitle ve ekoloji örgütlerinin görüşleri alınmadan getirilmiş bir düzenleme olduğunu savundu. Ekolojinin ekmek, su kadar önemli bir konu olduğunun altını çizen Kemalbay, “Halkın geçim kaynaklarını ortadan kaldıran bir doğa saldırısı Türkiye'de son on sekiz yıldır artarak devam ediyor. Son iki yıldır çığırından çıkmış bir durumda. Her yer delik deşik edilmiş bir şekilde. Madencilere, JES'lere, HES'lere, RES'lere, yenilenebilir enerji adı altında Türkiye'deki bütün yer üstü zenginlikleri, varlıkları, tarihî, kültürel yapıları, bir avuç şirkete peşkeş çekiliyor” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

RANT İŞTAHI DOĞAYA SALDIRIYOR

Yenilenebilir enerji üretilmesi için bilimle ve sivil toplum örgütleriyle iş birliği yapılması gerektiğini kaydeden Kemalbay, hedeflenen şeyin AKP-MHP bloğunu ayakta tutabilmek için ihtiyaç duyduğu bir avuç sermayedara yeni bir iş alanı açmak olduğunu vurguladı. İktidarın inşaatçı politikaları yerine, enerji politikaları yerleştirilmeye çalıştığını ve halkın bütçesinden oluşturulan kaynakların enerji şirketlerine peşkeş çekildiğini söyleyen Kemalbay, “Bir zamanlar Türkiye'de ihracat destekleniyordu ve hayali ihracatlar olmuştu. Bugün de aslında Türkiye'de sanki yenilenebilir enerji kaynakları destekleniyormuş gibi bütçeden ayrılan bu paylar, şirketler tarafından âdeta hayali ihracatta olduğu gibi çarçur ediliyor ve ellerine kazmayı, küreği, kepçeyi alan irili ufaklı şirketler doğaya saldırıyor; Karadeniz'de, Kürt coğrafyasında, Ege'de, Kaz Dağları'nda her yerde. Bugün eğer doğa bu kadar büyük, ağır saldırı alıyorsa işte bu kâr iştahından, rant talanından oluyor. Bu rant talanına "Halk ne diyor?" diye baktığımızda, hayatında belki karakola gitmemiş köylü kadınlar bugün jandarmayla karşı karşıya geliyorlar” dedi.

HALKA KATKISI OLMAYAN PROJELER

İzmir Seferihisar Orhanlı köyünde JES projeleri yüzünden jandarmaların karşı karşıya gelen köylülerle görüştüğünü ifade eden Kemalbay, Somalı maden işçilerinin; "Öyle mi alay komutanı?" dediğini ve bugün aynı şeyi Orhanlı köylülerinin yaşadığını söyledi. Kirazlıyayla’lı kadınların doğalarını, geçimlik tarımlarını korumak için çırpındıklarını hatırlatan Kemalbay, “Bu yasa teklifi gelirken "Tamamen yatırımcı ve işletmecilerin lehine birtakım kolaylıklar sağlanacak." deniliyor. Aslında, zaten mevcut yasalar da kâğıt üzerinde kalıyor; fiilen, hayatta gerçekleşen şeyse ÇED'lerin uygulanmaması, vali, kaymakam, il müdürlükleri eliyle yasaların bir şekilde boşa düşürülerek, bu şirketlerin istedikleri gibi at koşturmasının önünün açılmasıdır. ÇED'in halka sunulması gerekirken kaçırıldığını görüyoruz. Bütün bu projelerin halka ekonomik katkı sunmayan projeler olduğunu görüyoruz” eleştirisinde bulundu.

TORBANIN TERSİNE ÇALIŞMA YAPILMALI

Bölgelerin ekolojik yapısını yok eden, geri dönülmez bir şekilde ortadan kaldıran tahribatlara uğradığını belirten Kemalbay, ÇED raporlarının bilimsel yöntemlere göre uygulanmamasından kaynaklı olarak sorunlar yaşandığını, kümülatif etkilerinin gözetilmediğini ve doğanın yok olma sınırına dayandığı uyarısında bulundu. Kemalbay, torba yasanın tam tersine, ÇED raporlarını halktan kaçıranlara yaptırımın olduğu, doğayı koruyacak, iklim ve gıda krizine karşı önlem alacak bir yasa yapılması önerisinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi