CENGİZ ALDEMİR/ ANKARA- Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt dışında yaşayan çocuk ve gençlerin, Türkçe'yi yaygınlaştırmak için yürüttüğü çalışmalar, eğitim ataşelerinin karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerilerinin görüşüldüğü Meclis Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Alt Komisyonunda konuşan HPD İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Türkiye’nin kültürler ve kimlikler zenginliğinden oluşan çoğulcu bir yapı olduğunun altını çizdi.

KÜLTÜREL ÇOĞULCULUĞUMUZ KORUNMALI

Türkiyeli çocukların yurt dışında kültürünü yaşatmasının yanı sıra başka halklarla yaşayabilme özgüvenini verebilmenin çok önemli olduğunu söyleyen Kemalbay, “Ama bunun tek tipleştirici bir tarzda yani ırkçılığa varan ideolojik bir empoze etme şeklinde olmasının son derece çağın dışında, daraltıcı ve Türkiyeli çocuklara katkınız açısından da sınırlayıcı olduğunu düşünüyorum. Ve bu sunum hep bunu çağrıştırdı bana.  Yani buradaki kültürel çoğulculuğumuzun, kültürel varlıkların tek tipleştirilmesine yönelik bir çalışma gibi yansıdı. Bunun Türkiye halklarını daha iyi yansıtabilecek, Türkiyeli çocukları yansıtabilecek bir boyuta genişlemesi gerektiğini düşünüyorum” sözleriyle görüşünü dile getirdi.

ANA DİL BİR İNSAN HAKKIDIR

Türkçenin yurt dışında diğer dillerle eşit bir şekilde Türkiyeli çocukların ana dili olarak saygı duyulması ve onun geliştirilmesi ve kullanılmasının önemine değinen Kemalbay, “Ana dilinde eğitimin çok önemli olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bundan yoksun bırakılmaya karşı bir tutum alınması çok önemli. Bunun için gerekli çabaların Türkiye tarafından gösterilmesi kadar yani kendi içindeki demokrasisini geliştirerek kendi içinde de bir örnek olma durumunun yaşanması önemli yani çifte standartlı olmamak gerekiyor elbette. Eğer biz Türkiye olarak çifte standartlı olmazsak, o zaman yurt dışında da Türkçeyi daha iyi temsil edebileceğimizi düşünüyorum. Ana dilin bir insan hakkı olduğunu ve bütün ana diller için geçerliliğini ifade etmemiz önemlidir diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

EĞİTİMDE KATILIMCI UYGULAMALAR ETKİLİ OLUR

Türkçenin değerini ortaya koyabilmek için edebiyata, diğer kültür alanlarına da kıymet vermek gerektiğini vurgulayan Kemalbay, kültür, sanat, edebiyat alanlarının çoğulcu, renkli, katılımcı bir tarzda üretimine önem verilmesini ve çekim merkezi olmasını sağlamak gerektiğini söyledi. Kültür, Sanat, Tarih, Edebiyatta ilgi çekici dinamikleri ülke içinde coşturulmasını, dışarıda da bunların takibini, yarattığı etki alanlarını ve Türkiyeli yurttaşlara ulaşmasını sağlamanın önemli olduğunu savunan Kemalbay, “Bu açıdan, hani, çok dar, ideolojik, tek tipleştirici uygulamalar yerine daha perspektifi geniş, katılımcı, zengin uygulamaların millî eğitimin programlarında daha etkili olabileceğini düşünüyorum. Yine bu mütekabiliyet kavramı yani yarışmacı ya da işte, “Mutlaka karşılığını şöyle vereceğiz.” gibi bir yaklaşımın sorunları çözmede ne kadar etkili olabileceğini bilmiyorum. Ben hiçbir çocuğun ana dilinden mahrum bırakılmamalıdır” diye konuştu.

ÖĞRENCİDEN VERGİ ALMA SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Bir üniversitenin işleyişini, eğitim kalitesini etkileyecek tutum almanın doğru olmadığını söyleyen Kemalbay, öğretmenden, öğrenciden ve çocuktan vergi alma gibi sorunların çözülmesi gerektiğini söyledi.

Editör: Haber Merkezi