Cengiz Aldemir/ANKARA - Meclis genel kurulunda konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Türkiye'de tecride karşı, barışın, demokrasinin, adaletin, refahın sağlanması için zindanlarda 62 gündür dönüşümlü, süresiz açlık grevleri yaşandığına dikkat çekerek herkesi duyarlı olmaya çağırdı.

Türkiye'nin uzun bir süredir hukukun olmadığı bir devlet yönetimiyle karşı karşıya olduğunu belirten Kemalbay, güpegündüz kaçırılarak, işkence edilen ve daha sonra gözleri bağlı bir şekilde sokağa atılan elektrik işçisi Gökhan Güneş’in kimler tarafından kaçırılıp işkence yapıldığı konusunda iktidardan hiçbir yanıt alamadıkları eleştirisinde bulundu.

DÜN DGM VARDI, BUGÜNSARAY VESAYETİ

Daha önce Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve askerî vesayetin olduğu Türkiye’de, şimdi saray vesayeti ve MİT mahkemeleri kurulduğunu ifade eden Kemalbay, “Korkunç bir ülke, korkunç bir tablo. Geleceksizlik, karanlık her tarafı sarmış. Böyle bir ülkede bir kadın hakları aktivisti Ayşe Gökkan defalarca gözaltına alındığı ve defalarca tutuklanamadığı hâlde bir kez daha gözaltına alınıyor. Bir kez daha partimize operasyonlar yapılıyor. Ne olacak böyle? Yani Türkiye bu siyasi kavganın içerisindeyken biz hangi teknoparktan, hangi teknokentten bahsedebiliriz? Gerçekten Türkiye'de nasıl bir umut yaratabiliriz, nasıl bir gelecek vaat edebiliriz?” sözleriyle tepki gösterdi.

BİLİMİN YOK EDİLİRKEN YENİLİKTEN BAHSEDEMEZSİNİZ

Karanlık bir Türkiye geleceğinden genç beyinlerin yanı sıra kaçıp kurtulmak için Avrupa'ya giden insan sayısının 2017'den beri artış gösterdiğine dikkat çeken Kemalbay, iktidar sıralarına seslenerek, “Yine bu ülkede hapishaneler en büyük üniversite, gençler dört duvar arasına zincirlenmiş durumda ve bu ülkenin en çok üreten, barışa inanmış akademisyenleri, 6 binin üzerinde ve akademiden uzaklaştırıldılar. Onların biriktirdiği devasa bilgi şu anda yok, Türkiye bundan yararlanmıyor; savruldu atıldı. Onlar bu bilgiyi bir şekilde halka ulaştırmaya çalışıyorlar ama Türkiye'deki akademinin içerisinde bu bilgiler yok edildiler. Peki, böyle bir üniversiteyle, böyle bir gençlikle, böyle bir anlayışla Türkiye'de hangi inovasyondan bahsedebiliriz? Nasıl bir yenilikçilik, ileri teknoloji, AR-GE olabilir? Bu AR-GE, ileri teknoloji halka ne verebilir, halkın ekonomisini nasıl geliştirebilir?” diye sordu.

AMAÇ 5’Lİ ÇETEYE YENİ KAPI AÇMAK

Bu yasaları, halkın ekonomisini geliştirmesi için değil, her zaman olduğu gibi "Sermayeyi daha çok nasıl büyütebiliriz?" diye getirilmek istendiğini ve bunun farkında olduklarını belirten Kemalbay, üniversiteleri, sermayenin hizmetine soktuklarını, bağımsız demokratik bir bilim yapılamadığını ve bu yüzden üniversitelere de kayyum atandığını söyledi. Bu anlayışa sahip bir iktidarla Türkiye'de bilimin, teknolojinin gelişmesinden, ekolojiye, doğaya, kadınlara, halka hizmet edecek bir inovasyondan bahsedilemeyeceğini ifade eden Kemalbay,” Olsa olsa burada 5'li çeteye bir kapı daha açalım, onlara bir ihale daha verelim, bir davetli ihale daha açalım diye çabalıyorsunuz. E, bizi yormayın, biz gelip burada boşu boşuna bunlar için konuşmayalım, tartışmayalım. Çünkü siz bunu zaten yapıyorsunuz, yapacaksınız. İşin içinde bir bilim yok, teknoloji yok, sanayi yok ve bunun halk için kullanılması yok” eleştirisinde bulundu.

YOKLUK ÖĞÜTLEYENLERDE TEKNOKENT UFKU OLMAZ

Diyanet İşleri Başkanının yurttaşlara akşam saatlerinde pazara çıkma öğüdü verdiği bir ülkede, teknoparkı ve bu inovasyon meselesinin konuşulmasının trajikomik olduğunu kaydeden Kemalbay, tepkisini şöyle sürdürdü: “Diyor ki Diyanet İşleri Başkanı: "Gerçek mümin yoklukta sabredendir." Halkımıza yokluk öğütleyen bir iktidarın böyle bir gelişme ufku, teknopark, teknokent ufku olamaz diye düşünüyorum, boşuna bir çabadır. Burada sermayeye yeni bir kapı aralıyorsunuz, biz bunu asla kabul etmiyoruz.”

Editör: Haber Merkezi