Cengiz Aldemir/ANKARA - Adalet Bakanlığı’nın son dönemde veri paylaşmamasına rağmen bakanlık verilerine göre 355 hapishane 282 bin 703 mahpus bulunduğunu, İnsan Hakları Derneği (İHD)  Genel Merkezi verilerine göre ise 604’ü ağır olmak üzere toplam 1605 hasta mahpusun bulunduğunu belirten Kemalbay, sağlık hak ihlalleri yaşayan mahpuslardan örnekler paylaştı.

ÇOK SAYIDA BAŞVURU VAR

Avrupa Konseyinin İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) 2020 raporunda, Türkiye hapishanelerinde kalabalığın azaltılması için acil önlem almasını ve tutukluların sağlık hizmetine ulaşabilmesi uyarılarını anımsatan Kemalbay, “Covid-19 pandemisi ile birlikte hastaneye, doktora ulaşma zorluğu ile ilgili cezaevlerinden İnsan Hakları Dernekleri’ne ve tarafımıza ulaştırılan çok sayıda başvuru bulunmaktadır” dedi.

SAĞLIK SORUNLARI ÇÖZÜLMÜYOR

İzmir 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevinde Abdulbari Yıldırım’ın 13 sene önce tüberküloz rahatsızlığı geçirdiğini yüksek tansiyon hastası, bel fıtığı ve mide rahatsızlıkları olan Yıldırım’da, ailesinin 5 ay önce boğazında şişlik oluştuğu, son zamanlarda ağrılarının gittikçe şiddetlendiği bilgisini  paylaşan Kemalbay,” Savcılığa yapılan başvuru ve tarafımca cezaevi yönetimi ile görüşmem üzerine Çiğli Araştırma Hastanesi’ne götürülmüş, ultrason randevusu verilmiş olup cezaevine geri getirilmiş ve 14 gün karantinaya alınmıştır. Karantinadan çıkmasına ve ağrılarının yoğun şekilde devam etmesine rağmen pandemi ve jandarma tarafından Covid-19 nedeniyle askerin riske atılamayacağı gerekçesi ile hala ultrasona götürülmemiş ve dolayısıyla boğazındaki şişliğin nedeni tespit edilememiştir ve tedavisi yapılamamaktadır” dedi.

ÖLÜNCE Mİ HABER VERECEKSİNİZ?

İzmir Ödemiş T Tipi Kapalı Cezaevinde kanser hastalığı ilerleyen Mehmet Salih Filiz’in sağlık durumunun kritik olmasına rağmen emtia adı altında iğne uygulaması kararı verilmiş ancak, kendisini muayene edebilecek, iğne yapabilecek, poliklinik ve doktoru olmayan Ödemiş devlet hastanesine götürülmek istendiği bilgilerinin aileleri tarafından verildiğini söyleyen Kemalbay, dilekçesinde Kırıklar Cezaevinde bulunan bir başka tutuklu Lütfi Koç’un ise karnında şişlik oluştuğunu, şiddetli ağrıdığını ve 40 gün içinde 15-20 kilo kaybettiğini, doktorların  kanser şüphesi üzerine kolonoskopi ve endoskopi çekilmesi gerektiğini ancak 16 aydır çekilmediğini söyledi. Menemen Cezaevine nakledilen Lütfi Koç’un aylar sonra çekilen MR’ında beyninde bulunan kistlerin giderek büyüdüğünü, gidip gelenlerle aynı koğuşa konulan Koç’un covid testinin pozitif çıktığını bildiren eşi Züleyha Koç’un,” Eşimin korona olduğunu bile haber vermediniz, ne zaman haber verecektiniz, ölünce mi?” diyerek sorduğunu ve insanların ölüme terk edildiği tepkisini dile getirdi. Karabük T Tipi Kapalı Cezaevinde akciğerinden rahatsız olan 37 yaşındaki mahpus Yılmaz Çelik’in kaldığı koğuşta mahpusların açlık grevi eyleminde bulunduğu örneğini de dilekçesinde yer veren Kemalbay, Çelik’in ailesine cezaevinde Covid-19 salgını olduğunu, covid testinin pozitif çıktığı bilgisini verdiğini kaydetti.

MAHPUSLARDAN DEVLET SORUMLU

Cezaevlerinde 280 bini geçen tutuklu/hükümlünün koğuş kapasitenin üzerinde, sağlık ve hijyen koşullarının yetersizliği, salgının hızla yayılma riski nedeniyle mahpusların yaşamlarının tehdit altında olduğu uyarısında bulunan Kemalbay, devletin mahpusların insan onuruna yaraşır bir şekilde tedavilerini yapma yükümlülüğünü ve olumsuzluktan direk yetkililerin sorumlu olduklarını vurguladı. Yaşanan hak ihlalleri ile yaşanacak olumsuzlukların önüne geçilmesini içeren dilekçesini Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na verdi.

           

Editör: Haber Merkezi