Cengiz Aldemir/ANKARA- Son dönemlerde şüpheli ölümlerin cezaevinde işkence ve baskılar sonucu olduğu iddialarını anımsatan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, yaşanan hak ihlalleri ile meydana gelecek olumsuzlukların önüne geçilebilmesi için şüpheli ölümlerin ve intiharların tüm boyutlarıyla araştırılması, kötü muamele suçu ile itham edilen tüm görevliler hakkında gerekli hukuki işlemlerin başlatılması, hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlığa erişim haklarının ve tahliyelerinin sağlanması ve cezaevlerinin insan onuruna yaraşır yerler haline getirilmesi gerektiğini söyledi.

TÜRKİYE EN KÖTÜ 10 ÜLKE İÇİNDE

Türkiye’nin en kötü ülkeler arasında ilk 10’da yer aldığını kaydeden HDP'li Kemalbay, "Adalet Bakanlığı’nın 'Cezaevlerimizde işkenceye sıfır tolerans tanıyoruz' şeklindeki söylemlerine karşın Türkiye'nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi'nin İşkenceyi Önleme Komitesi'nin raporunda, Türkiye'de bakanlık düzeyinde yapılan bazı açıklamaların, Ankara'nın 'işkenceye sıfır tolerans' politikasıyla çakıştığı açıklanmıştır.  

Cezaevi yönetimlerinin kaynağını uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve anayasadan alan yasal düzenlemelere aykırı keyfi ve düşman hukuku tavırları karşısında cezaevlerinde meşru hale getirilen işkence ve tecrit politikaları ile tutuklular/hükümlüler bir dizi hak ihlali ile karşı karşıya kalmakta, sürekli hale gelen bu durum yaşam hakkı ihlallerini de beraberinde getirmektedir" eleştirisinde bulundu.

ARTAN HAK İHLALLERİ

İktidarın artan hak ihlallerinin can alıcı boyutlara vardığını, başvurulara kayıtsız kalarak inkâr etme yolunu seçtiğini kaydeden HDP'li Kemalbay, "Yargı organları tarafından bu vakaların üzerlerinin örtülmesi için çaba gösterilmekte, etkin soruşturmalar yürütülmemekte ve cezasızlık politikası egemen kılınmaya çalışılmaktadır. İşkence ve kötü muamele örneklerinin yaşanması sonrasında mahpuslar, yakınları ve hak kurumları tarafından bu uygulamalara karşın hukuk mücadelesi yürütülerek faillerin yargılanması istenmişse de yetkili mercilerin olumsuz tavırları, suç failleri olan kamu görevlilerini aklama, kanunda belirtilen en hafif cezayı gerektiren suç tipi ile yargılama konusundaki tavırları ile benzer vakaların yaşanmasına izin vermektedir" bilgisini aktardı.

YAKINLARI "İNTİHAR DEĞİL" DİYORLAR

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) verilerine göre 2014’den günümüze intihar eden kişi sayısının 97 olduğunu, İHD’nin verilerine göre ise 2021 yılı içinde 13 tutsağın intihar ettiği, 5 tutsağın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiği ve 1 tutsağın da ölüm nedeninin açıklanamadığına dikkat çeken Kemalbay, 2022 yılında ise 6 tutsağın intihar ettiği ve 12 tutsağın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiği bilgisine yer verildiğini söyledi.

Tek kişilik hücrelerdeki ölümlerin şüphe barındırdığını, aileler ve yakınlarının intihar etmediği iddiaları dile getirdi. Kemalbay, Garibe Gezer'in tecavüze uğradığı beyanına rağmen tek kişilik hücresinde tecavüze uğradığını ve yaşamını yitirdiğini, dosyasına da gizlilik kararı konulduğunu anımsattı.

MAHPUSLARDA DARP VE İŞKENCE İZLERİ VAR 

Diyarbakır'da tutuklu 25 yaşındaki Mehmet Ekici'nin, 17 yaşındaki Kadir Aktar'ın Maltepe hapishanesinde, Aydın Cezaevi’nde Yılmaz Ekinci’nin, Tekirdağ'da  Vedat Çem Erkmen'in ve  Silivri'de Ferhan Yılmaz’ın cezaevinde şüpheli ölümlerini de dile getiren HDP'li Kemalbay, ailelerinin vücutlarında işkenceden kaynaklı darp izlerinin olduğu bilgisini paylaştı.

ŞÜPHELİ ÖLÜMLER 

İHD'nin şüpheli ölümlere dair raporunda ise Bolu'da  32 yaşındaki mahpus İlyas Demir'in, kolluk şiddetine uğrayan 35 yaşındaki Murat Ergin’i, Van'da Ferhat Doğan’ın Tarsus'ta Sıddık Uğur’un, Batman'da, Şanlıurfa'da Mehmet Yılmaz, Patnos'da Kadir Seyit Şahin, Antalya'da Mehmet O, Adana'da Y.E.Y. ve 8 Mayıs’ta Bolu'da Yusuf Akmısır’ın bulundukları cezaevi yönetimleri tarafından intihar ettiği iddia edilen isimleri aktaran Kemalbay, "Öte yandan, intihara yönlendirme suçu, 5237 sayılı TCK’nin “Hayata Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmişken intihara yönlendirme politikası cezaevlerinde bilinçli ve sistematik bir şekilde uygulanmakta, özellikle son dönemlerde gardiyanların mahpusları “neden intihar etmiyorsunuz” diyerek intihara ittikleri pek çok cezaevinden gelen haberlere yansımaktadır. Nitekim, Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 60 gardiyanın fiziksel ve psikolojik işkencesine maruz kalan, kendilerine “intihar edin” denilerek ölüme zorlanan ve intihar ederek yoğun bakıma kaldırılan Halil Kasan’ın ailesiyle yaptığı son telefon görüşmesinde “Bunlar bize kendinizi asın diyor. Zulümden dolayı karar verdik, asacağız kendimizi” yönündeki ses kaydı basında yer almıştır" dedi.

KONU ARAŞTIRILMALI 

İHD'nin 27 Temmuz 2022’de açıkladığı raporundaki verileri de paylaşan Kemalbay, "İşkence ağır bir insanlık suçudur. Mahpusların haklarına ilişkin temel ilke, özgürlüklerinden yoksun bırakılan tüm kişilere haysiyetlerine ve insan haklarına saygılı bir şekilde muamele edilmesi gerekliliğidir. Bu olaylara her gün yenilerinin eklenmesi cezaevindeki sorunların kronik bir hal aldığını, cezaevlerinde mahpusların yaşam haklarının tehlikede olduğunu göstermektedir ve iktidar, cezaevlerinde meydana gelen şüpheli tutsak ölümlerinin birinci dereceden sorumlusudur.  Cezaevlerindeki ölümlerin tüm boyutlarıyla araştırılması, sorumlular hakkında gerekli idari ve hukuki işlemlerin başlatılması, hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlığa erişim hakkının ve tahliyelerinin sağlanması, cezaevlerindeki hukuksuzlukların bir an önce son bulması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gereği elzemdir." dedi.

Editör: Haber Merkezi