İZ GAZETE- Konuyu Meclis gündemine taşıyan Kemalbay, "Dışarda olduğu gibi cezaevlerinde de yurttaşların en temel hak arayışları ve baskılara itirazları kriminalize edilmekte, şiddet ve çeşitli ‘’disiplin’’ cezaları ile karşılık bulmaktadır. Tutukluların yaşam ve özgürlük hakları; 2020 Aralık ayında yayınlanan, insan haklarına, Anayasaya, uluslararası sözleşmelere ve Anayasa’da belirlenen eşitlik ilkesine aykırı bir yönetmelik ile takdir yetkisi genişletilen Cezaevi İdare Gözlem Kurulu’nun keyfi raporları ile pazarlık konusu edilmekte, siyasi mahpuslara karşı yaptırıma ve şantaja dönüştürülmektedir" dedi.

A. ÇAKAL, İÇERİDE KEYFİ TUTULUYOR

Cezaevlerinden kendisine gelen bilgilerde Ocak ayı itibariyle çok sayıda hükümlü, haklarında herhangi bir disiplin işlemi uygulanmasa dahi, keyfi ve subjektif “iyi hal” koşullarını taşımadığı gerekçesiyle tahliye edilmediğini bilgisini paylaşan Kemalbay, İzmir Şakran 2 No’lu T Tipi Cezaevinde mide kanseri nedeniyle kemoterapi alan 68 yaşındaki Ahmet Çakal'ın Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca verilen “terhis edilmesi uygundur” görüşüne rağmen,  itirafçılığa zorlandığı ve keyfi olarak içeride tutulduğu bilgisini paylaştı.

İHK RAPORU UYARIYOR

Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHK)’in Ceza İnfaz Kurumlarında Bulunan Tutuklu Ve Hükümlülerin Sağlık Hizmetlerine Erişimi Hakkında hazırlamış olduğu bir inceleme raporunu da paylaşan Kemalbay, konuyla ilgili kolluk tarafından oluşturularak savcıya verilen rapor doğrultusunda karar tesis edilmesinin hatalı olduğunu ve söz konusu kararların somut delillere dayanmadığını, yargısal olmaktan çıkıp tamamen kolluğun düzenleyeceği raporun sonucuna göre belirlendiği hususuna dikkat çekildiğini kaydetti.

İTİRAFÇILIK DAYATILIYOR

Kemalbay, "Ahmet Çakal için verilen kararda da Cumhuriyet Başsavcılığının sadece cezaevi değerlendirmesiyle karar verdiğini belirtmiştir. 

Bu ve benzeri birçok uygulama da yaşam hakkının ve özgürlüklerin siyasi saiklerle pazarlık konusu edildiği, yaşama karşı onur kırıcı, itirafçılık pazarlığının mahpuslara dayatıldığı görülmektedir" ifadelerini kullandı.

YAŞAM HAKKI CEZAEVLERİNDE GEÇERLİ DEĞİL Mİ?

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e, "ATK’nın kanser tedavisi için cezasının ertelenmesi raporuna rağmen Cezaevi İdare Gözlem Kurulu’nun ertelemeyi keyfi reddi Ahmet Çakal için ölümle sonuçlanabilecek bir karardır. Anayasal güvence altında olan yaşam hakkının korunması cezaevlerinde geçerli değil midir?" sorusunu yönelten HDP'li Kemalbay, şu sorularına da yanıt istedi:

Ceza İnfaz Kurumu’na muhaliflere yönelik kimliksizleştirme, siyasi görüşlerinden arındırma, yıldırma ve sindirme gibi yasal olmayan bir görev mi verilmiştir?

Söz konusu kanun dışında tüzük ve yönetmeliklerle düzenlenen mevzuat kapsamında “iyi halli” olmadıkları gerekçesi ile 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren mağdur edilen tutuklu sayısı kaçtır? 

Müebbet hapis hükümlüsü olan Ahmet Çakal’ın ağırlaştırılmış müebbet hükümlüleri ile kalmasının yarattığı hukuksuzluk ve adaletsizliğin hesabı sorulacak mıdır?

Söz konusu kanundan yararlanarak serbest bırakılan tutukluların işlemiş oldukları suçlara göre dağılımı nedir?  Serbest bırakılan tutuklu sayısı kaçtır? 

Uluslararası mevzuat devletlerce özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklemiştir. Bakanlığınız, ATK Raporlarına rağmen “iyi halli” olmadıkları gerekçesi ile serbest bırakılmayan hasta mahpusların sağlık ve yaşam haklarını engellemelerinden kaynaklı olarak yaşanacak bir olumsuzluk durumunda sorumluluk alacak mıdır? 

Cezaevlerindeki koşullu salıverilme şartları oluşmuş hükümlülerin idare ve gözlem kurulunun keyfi raporları doğrultusunda iyi halli sayılmadığı ve koşullu salıverme hakkından faydalandırılmadığı yönündeki hak ihlallerinin giderilmesine yönelik Bakanlığınızın bir çalışması bulunmakta mıdır?

5275 sayılı Kanuna “Bu Kanunun 89 uncu maddesi hükümlerine aykırılık taşıyan, yaşam hakkının ve özgürlüklerin siyasi saiklerle pazarlık konusu edildiği, yaşama karşı onur kırıcı, itirafçılık pazarlığının mahpuslara dayatıldığı kanun dışında çeşitli tüzük ve yönetmeliklerle düzenlenen mevzuatın yürürlükten kaldırılması düşünülmekte midir?

Editör: Haber Merkezi