Hükümetin halk sağlığını ve doğal yaşamı yok sayan, sermayeyi koruyan enerji politikaları izlediğini belirten HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, yaşam alanlarını savunan doğa savunucuları, yerel halk ve köylülerin itirazlarına rağmen, mülki idare amirleri eliyle desteklenen hukuksuz müdahaleleri meclis gündemine taşıdı.

“BİZİ DEVLETİMİZ DÖVDÜ”

Yaşanan doğa katliamlarını ve yerel halka yapılan kolluk müdahalelerine Rize, Aydın, Manisa, Konya, örnekleriyle ortaya koyan Kemalbay, yaşanan jandarma şiddetinin en sonuncusunun 24 Temmuz 2020 tarihinde Manisa Salihli Çapaklı köyü yakınlarında yaşandığını hatırlatarak, “Kurulmak istenen Biyogaz Enerji Santraline karşı nöbet tutarak şirketin iş makinelerinin araziye girmemesi için yol kapatan ve 150 kişiden oluşan  köylülerin karşısına jandarmaları şirketin özel güvenlik gücü gibi diken siyasi iktidarın cop, tartaklama, biber gazı sıkma ve yerlerde sürüklenmesi ile yaralananlar olmuş ve yaklaşık 30’a yakın yurttaşımız göz altına alınmıştır. Kadınlar taciz edilerek götürülmüş, yurttaşların darp edildiği, babasını kurtarmak isteyen bir çocuğu jandarmanın kafasına bastıra bastıra sürüklediği, “bizi devletimiz dövdü, karga tulumba aldı” sözleri kadınların dile getirmiştir. Yaşananlar basında da yer almıştır” dedi. 

“Devletin, kendi yetkililerinin, görevlilerinin, temsilcilerinin, kurumlarının veya devlet adına hareket eden diğer kişilerin kadınlara yönelik şiddet anlamına gelen fiillerden kaçınmalarını sağlama” yükümlülüğünün yer aldığı  İstanbul Sözleşmesi’nin 5’inci maddesini hatırlatan Kemalbay, kolluk güçlerinin işlediği suçların cezalandırılmayışının, yasanın ihlali anlamına geldiğini vurguladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, “Şirket, hükümet politikası ve yurttaşlar arasındaki çıkar çatışmalarında halkın hak aramak için demokratik hakkını kullanmasına karşı kolluk neden taraf olmaktadır? Neden yasalara uymayan pratikler sergilemektedir?” diye soran Kemalbay, şu sorularının da yanıtını istedi:

Çapaklı köyü yakınlarında kurulmak istenen Biyogaz Enerji Santraline karşı nöbet tutarak şirketin iş makinelerinin araziye girmemesi için yol kapatan yurttaşlara hukuksuz müdahale emrini kim vermiştir?

Yurttaşlara kötü muamele eden, şiddet uygulayan ve orantısız güç kullanan görevlilere ilişkin olarak herhangi bir idari ve adli soruşturma başlatılmış mıdır?

Demokratik haklarını kullanırken insanlık onurunu zedeleyen muamele ve tacize maruz kalan kadınların ifadeleri doğrultusunda ilgililer hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır? Kadınlara şiddet ve tacizi uygulayan kolluk görevlileri halen görevdeler midir?  Görevde iseler neden hala görevden alınmamışlardır?

Manisa'nın Salihli ilçesi Çapaklı Köyü yakınlarında köylülerin zor kullanılarak uzaklaştırıldıkları müdahale sonrası her bir araca jandarma erleri oturtularak iş makinelerinin geçirildiği iddiaları doğru mudur? 

Köylülerin Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı’na yasaları çiğneyen şirket hakkında şikâyette bulunması üzerine yetkililerin şirketin yasayı çiğneyen, haksız hukuksuz çalışmalarını durdurması gerekirken, tam tersini yapmaları, şirketin iş makinalarını, araçlarını sahaya sokmak için kolluğun köylüyü gözaltına alması, şiddet uygulaması yönündeki hukuksuz müdahale emrini veren mülki idare amirlerinin söz konusu şirketle çıkar ilişkisi mi vardır? Haklarındaki şikayetler doğrultusunda mülki idare amirlerine yönelik herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Bakanlığınıza bağlı Jandarma Genel Komutanlığı arasında imzalanan Kadına Yönelik Şiddet ve 6284 sayılı Kanun kapsamında tutulan verilerin paylaşılmasına ilişkin protokol uyarınca bölgede kolluk güçlerince kadınlara uygulanan şiddet ve taciz nedeniyle herhangi bir tutanak tutulmuş ve veriler ilgili bakanlık ile paylaşılmış mıdır?

Kolluk güçlerini eğitmek ve evrensel hukuka ve insan hakları normlarına her koşulda kayıtsız şartsız uymasını sağlama görevi ve yükümlülüğü kimin sorumluluğudur? Bu görevi/sorumluluğu yerine getirmeyenler anayasal haklarını kullanan halka şiddet uygulanmasından, işkence yapılmasından, tacize uğramalarından sorumlu olanlar hukuk önünde hesap verecek midir?

Jandarmaya biber gazı sıkması talimatını siz mi verdiniz" diye kendisine soru soran köylü kadına mandalina yiyerek "Farzet ki ben verdim. Özür dilerim! Biber gazından bişey olmaz yaa" diyen, Jeotermal santral işletmecileri ve yetkilileri ile yapmış olduğu yat gezisi görüntüleri basında yer alan ve halkın yaşam hakkına, sağlığına, haklarına karşı ciddiyetsiz, sorumsuz ve saygısız tutumu nedeniyle bulunduğu görev unvanı ile uyuşmayan Aydın Vali Yardımcısı Mustafa Hulusi Arat hakkında herhangi bir idari soruşturma açılmış mıdır?

Yıllardır jeotermal santrallerinin çevre, sağlık, tarıma etkilerinin tartışıldığı Aydın’da Vali Yardımcısının JES şirketi yetkilileri ile yat keyfi yaptığı fotoğrafları basına yansımışken, Vali yardımcısının aynı zamanda JES projelerinin tarıma etki kararlarının değerlendirilip karar verildiği Toprak Koruma Kurulu'na başkanlık yapıp hem de Vali yardımcılığına devam etmesi etik ilkelerle bağdaşmakta mıdır?

Kolluk kuvvetlerinin şirketlerin özel güvenlik güçleri gibi şirketlerin lehinde vatandaşların karşısında konumlandırmalarının nedeni nedir?

Uygulanan cezasızlık politikalarından vaz geçerek kolluk kuvvetlerinin yurttaşlara pervasızca uyguladığı şiddete engel olmaya yönelik Bakanlığınızın herhangi bir çalışması bulunmakta mıdır?

Editör: Haber Merkezi