TUGAY CAN / İZGAZETE - Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi İzmir milletvekili Zeynep Altıok İzmir Kitap Fuarının 2. gününde SODEV ve Tekin Yayınevi’nin düzenlediği ‘Kadın ve Siyaset’ panelinde konuşmacı olarak yer aldılar. Türkiye'de kadınların siyaset sahnesinde ki yerinin konuşulduğu panelde ayrıca, gündeme dair birçok şey de tartışıldı.

Moderatörlüğünü Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim üyesi Gülgün Erdoğan Tosun’un yaptığı panelden öne çıkanlar başlıklar şu şekilde;

“GEZİ DİRENİŞİNİ CHP BAŞLATMADI”

Seçim güvenliği ve sandığa gitmenin önemine vurgu yapan Kaftancıoğlu, “Bundan on yıl sonra en azından inandığımız ve uğruna çalıştığımız şeyler uğruna çaba gösterdik diyebilelim. O zalim yıkıldığında 10 yıl sonrası için adım atmıştık diyebilmek bunun bir parçası olmak önemli.” ifadelerini kullandı.

Kaftancıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eleştirmek çok kıymetli ancak ben birbirimiz ayna tutmamız gerektiğini düşünüyorum. Gezi direnişinde ana muhalefet partisinin tutumunu ben eleştiriyorum. Ancak ana muhalefetin yaptıklarına ve yapmadıklarına da toplum güçlü bir örgütlenmeyle dikkat çekebilir. Gezi direnişini CHP başlatmadı. Toplum öyle bir irade gösterdi ki CHP de oraya katılmak zorunda kaldı. Birbirimizin eksiklerini görmek önemli ancak birbirimizin eksiğini, açığını kapattığımız zaman bu karanlıklardan kurtulmamız çok uzun zaman almayacaktır.”

KADINLARLA BİRLİKTE DEVRİM VURGUSU

“Bu topraklarda kadın olmak zor, ancak kadın siyasetçi olmak da zor.” diyen Kaftancıoğlu Cumhuriyet’in ilk kadın muhtarının İzmir’den çıktığını hatırlatarak, “Türkiye’nin ilk kadın muhtarı Gül Esin, ilk iş olarak çoklu evliliği ve kahvehanelerde kumar oynanamasını yasaklıyor. O yıllarda bile kadının siyaset alanında yaptığı değişimi göstermesi açısından bu örnek çok önemli. Bugünlerde cumhuriyet ve laiklik mücadelesi veriyoruz. Atatürk başlattığı kadın devrimini biz kadınlarla birlikte devrime dönüştürmek zorundayız.

Kaftancıoğlu’nun “Bu topraklarda laikliğe ihtiyaç var. Ancak kadınların daha çok laikliğe ihtiyacı var. O zaman biz kadınlara daha büyük görevler düşüyor.” ifadeleri salondan alkış aldı.

TÜRKİYE’DE AHLAKLI SİYASETÇİLERE İHTİYAÇ VAR

Birlerinin sinirilerini adım Canan olduğu için ya da her gün kırmzı giydiğim için bozmadım. Kadın kimliğim sinirlerini bozdu. Parti ayrımı yapmadan erkek egemen siyasette bulunmam birlerinin sinirini bızdu. Erkek egemen siyasette doğru olduğunu düşündüğüm şeyleri söylemem birlierinin sinirini bozdu. Şu anda türkiye toplumunda sahici, samimi, ahlaklı siyasetçilere ihtiyaç var. Türkiye toplumu bunu istiyor.

Türkiye topluımunda kadın olmak ve siyasetçi olmak zor olamasına rağmen, Türkiye toplumunu ayağa kaldıracak ve inanç sağlayacak, Türkiye’de yaşamamızı sağlayacak potansiyel kadınlarda bulunuyor. Kardeşliğin Türkiye’sinde yaşamımızı sağlayacak olan kadınlardır.

İLKELİ KADINLAR AKP’DE SİYASET YAPSINLAR ORAYI DA DEĞİŞTİRİRLER

Konuşmasını kadınlara çağrı yaparak sonlandıran Kaftancıoğlu, “Sevgili kadınlar emin olun bütün dünayda olduğu gibi Türkiye’de de bir şeyleri değiştirme gücüne sahibimiz. Bu gücü inandığımız ilkelerle , doğrularla hak verilmez alınır diyerek sağlayabiliriz. Bunun için sadece kota isteyerek değil, inandığınız parti hangisi olursa siyasetin içinde yer almamız gerekiyor. İlkeli kadınlar AKP’de siyaset yapsın orayı da değiştirirler. Önce türkiyede sonrasında dünyada değişim bir sağlayabiliriz.” dedi.

CHP’YE CANAN HANIM VESİLESİYLE KATILMIŞ BİRİSİYİM

Panelin bir diğer konuşmacısı Zeynep Altıok ise, kadınları daha çok koltuk makam yerine siyaseti şekillendirmeye davet ettiğini ifade ederek,

Ben CHP’ye Canan hanım vesilesiyle katılmış birisiyim. Sokakta siyaseti birlikte omuz omuza yürütürken, kadın kadına omuz verdiğinde neler yapabildiğimizi görmemiz lazım.” dedi.

“SADECE TAHRİK OLMA ÖZGÜRLÜĞÜ VAR”

Bugün Türkiye yıkılmazlığını Aydınlanma devrimi ve laiklikten alan cumhuriyetimizde, ötekileştiren, kendinden olmayını yok sayan bir anlayışın rejimiyle karşı karşıyayız. Bu rejimin gücünü aldığı siyasal iktidar, kendisini özgürlükler vaadeden, darbe anayasasıyla yüzleşeceğiz diyerek pazarlasa da, yaptığı tek şey tahrik olma özgürlüğünü serbest bırakması oldu. Birisinin birisini tahrik etmesinden dolayı 1993 yılında Sivas’ta aydınları diri diri yakan bir zihniyet bu.” şeklinde konuştu.

Altıok, “Öyle bir Türkiye’deyiz ki herkes sadece kendi hakkını savunurken toplumun tüm katmanları Gezi’de bir araya geldi. Gezi ise bizlere 7 Haziran’ı getirmiştir. Bu süreç 1 Kasım da yaşanan dayatmayı bize açıklıyor. Ancak bu da referandumu bizlere getirmiştir. Ihtiyaç duyduğumuz Toplumsal ittifakı kurguladığımızda bu düzeni yıkabileceğimizi düşünüyorum.” dedi.

“TÜRKİYE’DE KADINSANIZ...”

“Sadece ve sadece kendinden olanın hakkını koruyan bir adalet anlayışı hakim Türkiye’de. Uslu durursanız çözüm var. Böylesi bir nefret kültüründe kadın nerede duruyor peki? Kürt, alev,i işsiz, yalnız ve kadınsanız, Türkiye’de yaşamanın ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz. Diktatörden hesap sormanın ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyorsunuz. Kadın ve siyasetçiyseniz ise bunu en güzel Canan hanım dik duruşuyla göstermiş ve örnek olmuştur.” şeklinde konuştu.

Altıok sözlerini şöyle tamamladı:

İstihdam içerisinde kadının yaptığı işlerin kısıtlı olduğunu ifade eden Altıok, “Türkiye de iki kadın vali aynı anda bir kez var görev yapabilmiştir. Milletvekilleri mecliste şiddete maruz kalırlar, siyasette kadına nasıl bakıldığı toplumda nasıl bakıldığının en önemli örneğidir. Kadına çok çok önce seçme ve seçilme hakkı önce vermiş bir ülkeyiz, bunları yaşıyor olmamız çok üzücü.”

Altıok sözlerini şöyle tamamladı:

“AKP, Kadını sadece sembolik bir şekilde meclise sokabilmek adına türban adı altında bir özgürlük daha vaadetti. Söz hakkı vererek değil, sadece görüntü üzerinden. AKP’li kadın vekiller tecavüz yasısında hayır oyu veremediler. Akp’nin kadına nasıl baktığını görüyorsunuz. Kadın vekilin söylediği eğer aykırı ise, Bülent Arınç’ın dediği gibi bir kadın olarak sus denilecektir size.”

Editör: Haber Merkezi