Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) "Durmayalım, Dur Diyelim, Faşizmi Durduralım" şiarıyla toplumun tüm kesimlerine çağrı yaptığı 9 maddelik “Demokratik Çözüm Deklarasyonu” ile Diyarbakır'da başlattığı "Vicdan ve Adalet Nöbeti"ne destekler büyüyor. İzmir’de bulunan siyasi parti yöneticileri, bir ayağı İzmir’de yapılacak nöbet öncesi HDP'nin eylemine destek verdi. 

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İl Eşbaşkanı Aslıhan Oğurluoğlu, HDP'nin başlattığı süreci önemsediklerini belirterek, "Deklarasyonda altı çizilmesi gereken cümleler var mesela, 'Herkes için adalet' bu aslında bir çağrı metni ve adalet isteyen herkesi yanına çağırıyor. Yine 'Durmayalım, dur diyelim' bu cümle de bize reddetmekle isyan etmek, karşı çıkmak ile karşısında durmak arasında ki açısal farkı gösteriyor. HDP en başından beri tespit yapmak yerine hareket halinde olan bir parti oldu. Her zaman bir mücadele hattı çizdi ve bu hatta ilerlemeye devam etti. Bu yüzden tespit yapmak yerine insanları birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz" dedi. 

‘BARİKATLAR ENİNDE SONUNDA KIRILACAK’

15 Temmuz darbe girişimi sonrası siyasi iktidarın toplumu kutuplaştırarak iktidarını sürdürmeyi hedeflediğini kaydeden Oğurluoğlu, “Bunun dışında HDP'nin halen herkese sesleniyor olması herkese kucak açıyor olması bu deklarasyonun en önemli noktalarından biri. İktidarı en çok HDP'nin kitlelere ulaşması korkutuyor. HDP ile halk arasındaki barikatın kaldırılması durumunda HDP'nin daha geniş bir kitleye ulaşacağını biliyor ve bunu engellemeye çalışıyor. Ki bu korkunun devam ettiğini referandumda da gördük. Bu barikatların işe yaramayacağını engellemelerin eninde sonunda kırılacağını hepimiz göreceğiz" diye konuştu. 

'SOKAKLARI TERK ETMEYECEĞİZ'

HDP’nin deklarasyonla birlikte uzun soluklu bir direnişe geçtiğini vurgulayan Oğurluoğlu, şöyle dedi: "Bu süreçte ısrarcı olmak bizi insanlarla buluşturacaktır. Bu süreçte HDP'nin tüm eylemliklerinde olacağız. HDP ne planlıyorsa onlarla birlikte hareket etmeye devam edeceğiz. Demokratik siyaset işlevsiz hale getirildi. Meclis işlevsiz halde. Milletvekilleri, belediye başkanları tutuklu. Demokratik siyasette yürütme alanı kalmadı. O yüzden sokaklar meşru hale geldi. Artık Meclis'te bir şey yapma imkanı kalmadığı için biz sokakta olacağız. Sokakları terk etmeyeceğiz." 

'BİRLİKTE MÜCADELEDEN BAŞKA ÇARE YOK'

7 Haziran seçimlerinden bu yana AKP dışında kalan tüm kesimlere karşı baskı ve saldırı olduğunu belirten Emek Partisi (EMEP) İzmir Başkanı Cabbar Demirci de, ülkede yaşayan herkesin Kürdü, Türkü, işçisi, genci ve kadınıyla büyük bir saldırı altında olduğunu vurguladı. "Adalet, özgürlük kalmamış durumda" diyen Demirci, şöyle devam etti: "6 milyon oy almış HDP'nin eş genel başkanları, milletvekilleri ve belediye başkanları tutuklu. Bu ülkede AKP aracılığıyla yapılan uygulamalar ortada. Buna karşı emek ve demokrasi güçlerinin birlikte mücadele etmekten başka bir çaresi kalmamıştır. Tüm güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Eğer sorun ortaksa saldırı ortaksa mücadeleyi de ortaklaştırmak gerekiyor. Biz Emek Partisi olarak Türkiye de yaşayan tüm emek ve demokrasi güçlerinin birlikte mücadele etmesi gerektiğini söylüyoruz. HDP'nin bu çağrısıyla tüm emek ve demokrasi güçlerinin birleşmesi gerekiyor. Mücadeleyi ortaklaştırmak gerekir." 

‘BİRLEŞEN HALK GÜÇLERİ KAZANACAK’

HDP'nin 9 maddelik deklarasyonunun günümüz koşullarında birlikte mücadele etmek için yeterli olduğunu söyleyen Demirci, "Bu metin demokrasi mücadelesini çok fazla detaya boğmayan en geniş kesimleri kapsayan bir metindir. Bu metin daha da genişletilebilir ama başlangıç olarak birlikte mücadele için önemsiyoruz ve önemlidir. Yani tüm emek ve demokrasi güçleri HDP'yi desteklemenin ötesinde mücadeleyi ortaklaştırmalıdır" diye belirtti. 

HDP'nin Diyarbakır’da gerçekleştirdiği grup toplantısına kendi seçmeninin alınmamasına da değinen Demirci, "Her siyasi partinin kendi görüşünü kitlelere açıklama, döneme ilişkin seçmeniyle, emekçilerle görüşme özgülüğü vardır. Bir siyasi partinin bunu yaparken engellenmesi anti demokratiktir. HDP Diyarbakır'ın birinci siyasi partisidir. HDP'nin kendi seçmeniyle buluşması en doğal hakkı. Ama HDP'nin bu hakkı engelleniyor. Çözümü de baskı ve yıldırmada görüyor. Bu sonuna kadar devam edecek mi? Hayır. Demokrasi ve özgülük mücadelesinde birleşen halk güçleri kazanacak" dedi. 

'HDP HALKTAN KOPARILMAYA ÇALIŞILIYOR'

Deklarasyon metninin yerinde ve zamanında açıklandığını kaydeden Yeşiller Sol Parti İzmir İl Eş Sözcüsü Atilla Kılıç ise, 9 maddenin kendi parti programlarında var olan ve 4 adalet dedikleri "Kimlik, ekmek, su ve söz" ilkelerini de kapsadığını önemle vurguladı. Metnin çok olumlu ve uygulanabilir bir eylem planına sahip olduğunu söyleyen Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: "2014 yılı MGK'de alınan 'Çöktürme Planı'na Kürt halkı teslim olmadığı için o tarihte uygulanamadı. Ancak OHAL ile birlikte artık Kürt sorununu da aşan tüm demokratik talepleri yok edecek bir aşamaya geldi. O anlamda da darbe girişiminin gerçekleşmesi ardından OHAL'in gelmesi tüm bunların sonucudur. HDP bileşeni olarak da sol, sosyalist bir parti olarak da işimiz zor ama sonuç alınmaz diye bir şey yok. Mücadele de böyledir." 

Devletin halkı “iradem” dediği HDP'den koparmaya çalıştığını belirten Kılıç, "Emek, ekoloji, kadın, kimlik sorunlarına tek tek yaklaşmak sonuç getirmiyor. Artık AKP eski AKP değil. AKP devlet partisi oldu. Dikta rejimini kuracak bir duruma evirildi. HDP ve bölgedeki mücadele teslim olmayacağını ve başarabileceğini göstermiştir. Bu mücadeleler sonucunda bu baskılar kırılacak ve başarıya ulaşılacaktır. Ne olursa olsun başaramayacaklar" diye konuştu. 

Editör: Haber Merkezi