Yapılan açıklamaya İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, İzmir Barosu Genel Sekreteri Av. Perihan Çağrışım Kayadelen ve İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Sinan Balcılar’ın katıldı.Sinan Balcılar'ın okuduğu basın yazı şu şekilde:

"12 Aralık 2018 tarihinde Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen Işıklar Madeninde göçük altında kalan 11 işçiden 7'sinin yaralandığı haberini aldık. Bilindiği üzere 13 Mayıs 2014 tarihinde de ayni şirket tarafından işletilen Eynez ocağında 301 işçi hayatını kaybetmiş 168 kişi yaralanmıştı. Göçükten etkilenen isçiler bu defa şanslılardı çünkü ölmemişlerdi ve bu sebeple büyük medya kuruluşlarında kendilerine haber değeri dahi atfedilmedi. Bundan 5 ay önce 8 Temmuz 2018 tarihinde kasta varan ihmaller sonucu gerçekleşen ve 25 yurttaşımızın hayatını kaybedip 340 yurttaşımızın yaralanmasıyla sonuçlanan Çorlu tren kazasının acısı geçmemişken benzer ihmaller sonucu 13 Aralık 2018 tarihinde Ankara’da Ankara –Konya seferini yapan hızlı trenin kılavuz tren ile çarpışması neticesinde 3 ü makinist 9 kişinin hayatını kaybettiğini birçok kişinin de yaralandığı haberini aldık. Hatırlayacak olursak,  301 kişinin öldüğü bir katliama ilişkin açılan Soma davası tam karar aşamasına gelindiğinde Manisa’da Savcılığın yürüttüğü gizli soruşturmalarla yargılama 1,5 yıl gibi bir süre sürüncemede bırakılmış,  daha sonra HSK eliyle yargılamaya müdahale edilerek hakimlerin görev yeri değiştirilmiş ve en nihayetinde yeni atanan heyet Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a basit taksirden 15 yıl hapis,  babası Alp Gürkan’a ise “Beraat” kararı vermişti.

Çorlu tren kazasında ise bilirkişilerce asli kusurlu bulunan 4 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ve hala yargılama başlamadı.Bu toplu veya ferdi işçi ve yurttaş ölümlerinin arkasındaki sebeplere baktığımızda kamu hizmetinin doğrudan veya dolaylı olarak devlet idaresi eliyle yerine getirilmesi esnasında meydana geldiklerini ve geride kalan mağdur yakınlarını toplum vicdanını sarsacak boyutta acılara boğduğunu görmekteyiz. Çorlu'da bir tren kazasında 25 kişinin hayatını kaybetmesinden sadece 5 ay sonra başka bir tren kazasında yaşanan toplu ölümler bir tesadüf fıtrat ya da kader değildir. Siyasal iktidarın insan yaşamına bakış açısının bir yansımasıdır. Türkiye ‘de her gün ortalama 5 işçinin hayatını kaybettiğine ilişkin istatistiklerde bu durumu ortaya koymaktadır. İnsani koşullarda çalışmak ve yaşamak istediğini belirten yurttaşlar ise gözaltı ve tutuklama sopasıyla terbiye edilmeye çalışılmaktadır. Yakın tarihte meydana gelen İstanbul 3.  hava limanı işçilerinin tutuklanması ve ilk duruşmada serbest bırakılması bu durumun en yakıcı örneklerinden biridir.

Bir kez daha söylüyoruz bütün göstermelik yargılamalara karşı, insan yaşamına işçi sağlığı ve güvenliğine karşı gösterilen bu ilkel yaklaşımlara biz hukukçuların sessiz kalması mümkün değildir. Biz bu toplu ölümleri, Soma’yı Ermenek’i Çorlu’yu bu ölümlerin yarattığı çığlığı unutmadık. Her kazada hatırlamaya ve hatırlatmaya devam edeceğiz. İzmir Barosu olarak Soma’da göçük altında kalan işçilerin, Ankara’daki tren kazasında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın ve yakınlarının acısını paylaşıyoruz. Soruşturma makamlarını etkin bir soruşturma yapması, sorumluların topluma hesap vermesi için toplum vicdanının sesi ve takipçisi olacağımızı bildiriyoruz.

 

Editör: Haber Merkezi