Gizem TABAN/İZ GAZETE- İYİ Parti Adalet Politikaları Konferansı İzmir’de gerçekleşti. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıya İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem, TBMM İYİ Parti Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, partinin il yöneticileri, ilçe başkanları ve belediye meclis üyeleri katıldı.

‘TOPLUMU KUTUPLAŞTIRDILAR’

Programın açılış konuşmasını yapan İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, “Ülkemizin geçmiş olduğu bu süreçte ekonomik sıkıntılarla birlikte salgın, coğrafyamızın etrafında vuku bulan olaylar silsilesi, ülkeyi yönetenlerin deneme yanılma yöntemiyle geliştirmeye çalıştıkları dış politika konusunda zor günler yaşadık. Tüm bunlara sebep olan şeyin sistemden kaynaklı olduğu aşikar iken pek çok konuda olduğu gibi toplumu kutuplaştırarak kendilerinden farklı bir söz söyleyecek olanları yok sayan ve sadece kendi bildiklerinin doğru olduğunu iddia eden bir hükümetle karşı karşıyayız. Bu sistemin adı Partili Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi… Genel Başkanımız, daha henüz siyasi bir partinin lideri olmadan Türkiye’nin dört bir yanını gezerek Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte yapılan referandum için halkımızdan ‘hayır oyu’ istemiştir. Sayın Genel başkanımız, bunun ardından iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmekle ilgili hedefinden parlamentoda söz etti. Daha sonra ana muhalefet partisi ve diğer partiler hemfikir oldu. 6 siyasi partinin yetkilileri bir araya gelerek bu çalışmayı hemen hemen tamamlama noktasına getirdiler. Bu toplantının ülkemiz için İzmir için hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

‘BU UCUBE SİSTEMİ YERLE BİR EDECEĞİZ’

Kırkpınar’ın ardından kürsüye çıkan TBMM İYİ Parti Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu’nun açıklamaları ise şöyle:

Türkiye, önemli günler geçiriyor. Bu günler bir sistem değişikliği ile başladı. Türkiye, parlamenter demokratik sistemle yönetilirken iktidarın daha önce ortaklık yaptığı grupların bir darbe teşebbüsü ortaya çıktı. Bu teşebbüs sonrasında ülkemiz ciddi savrulmalarla karşı karşıya kaldı. Bu teşebbüs incelenmesi gereken bir teşebbüs olma özelliğiyle de kendini hissettiriyor. Bu teşebbüsün nasıl ortaya çıktığını, sebep ve sonuçların zaman sorgulayacak ve yargılayacaktır. Bizim açımızdan gerçek şu; bu darbe teşebbüsü, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi Türkiye’de farklı bir sistemi beraberinde getirdi. Darbeler yapılabilir, ülkelerde rejimler değişebilir. Çünkü darbeler kendi mantıklarına uygun düzenler oluşturmak için yapılır. Ama bir darbe teşebbüsünün rejim değiştirdiğini tarih bu zamana kadar kaydetmemişti. Bunun olduğu tek ülke Türkiye. Asıl sorgulanması gereken nokta budur. Darbe teşebbüsü gerçekleşti, akabinde Cumhurbaşkanı ve hükümet olağanüstü şartlardan kaynaklı olağanüstü yetkiler kullanma ihtiyacı hissetti. Ve ardından bu değişiklik gerçekleştirilmek istendi. Neticeyle, Türkiye’de bir sistem değişikliği yapıldı. Olağanüstü dönemlerde kullanabilecek yetkiler olağan durumlarda kullanılmak üzere meşrulaştırıldı. Şimdi olağan durumlarda olağanüstü yetkiler kullanan bir sistemle karşı karşıyayız. O nedenle bu sistemi Allah’ın izniyle yerle bir edeceğiz. Bu sistem değiştiğinden itibaren ekonominin uçacağını söylediler, yere çakıldı. Dış politikada acil ve ani kararlar alabilme imkanı sağlayabileceğini söylediler ama maceraperest adımlar ve yapılan yanlış müdahaleler Türkiye’yi yalnızlaştırdı.

‘BAMBAŞKA BİR MUHALEFET ANLAYIŞI GETİRDİ’

Onların gözünde aldatılmaya kandırılmaya elverişli bir halk var. Onlar şunu görmediler; saraylara kapandıktan sonra gözleri kör, kulakları duymaz oldu. Bu milletin ne kadar aydın insanlardan müteşekkir olduğunu, Türk milletinin siyasi köle olmadığını unuttular. Türk milletinin medeni hak ve hürriyetlerinden yararlanmaya sahip necip bir millet olduğunu unuttular. Ve bunların tekerine çomak sokan bir siyasi hareket ortaya çıktı. İYİ Parti, verdiği demokrasi ve mücadelesi akabinde kuruldu. Bundan toplumsal dalga oluşturdu. Onlar da o dalgayla geçici başarı elde edecek sonra da o dalgayla birlikte sönecek sandılar. Ama sizlerin kimler olduğunu akıllarından geçirmediler, sizlerin liderinin kim olduğunu analiz etme ihtiyacı hissetmediler. Sizleri durdurabileceklerini, susturabileceklerini sandılar. Oysa siz milletin inadının günümüzdeki temsilcisi olan siyasi hareketin temsilcisiydiniz. Liderinize inandınız, güvendiniz. Oyunları bozuldu. Türkiye’de bambaşka bir muhalefet anlayışı gündem geldi. İYİ Parti, sadece sorunları dile getiren değil eleştirilerle birlikte çözümünü de ortaya koyan bir siyasi bakış açısı geliştirdi. Bütün partiler üsluplarını İYİ Parti’ye göre ayarlamak mecburiyetinde hissettiler. Bu, İYİ Parti’nin Türk siyasi hayatında aslında ne yaptığının basit bir göstergesidir. İYİ Parti olmasaydı ne olurdu? İYİ Parti olmasaydı bugün bu iktidardan kurtulmanın yolu ve yöntemi noktasında başka başka cevaplar akıllara gelirdi. İYİ Parti sayesinde eşitlik duygusu güçlendirilmektedir, her alanda zedelenmiş adaletin yeniden mülkün temeli olmasının şartları oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu feraset de herkes tarafından çok doğru biçimde anlaşılmaktadır. Biz İYİ Parti olarak iktidara talibiz. Bu ucube sistemi değiştirmeye talibiz. Ve buna olan inancımızı Cumhurbaşkanlığına değil Başbakanlığa talip olarak ortaya koyduk. Biz onlar ‘tek bayrak’ değil Türk bayrağı diyoruz.

‘TÜRKİYE SİZİN BABANIZIN ÇİFTLİĞİ Mİ?’

İYİ Parti Hukuk Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem de şunları söyledi: “Milletçe, ülkece zor günlerden geçiyoruz. Ekonomik bir buhrandan geçiyoruz. Ülkeyi yönetememenin, kötü yönetmenin sonucu… Bu ekonomik krizin en önemli nedeni hukukun bir kenara bırakılması, hukuktaki kriz. Birçok devletin kanunlarında OHAL döneminde Anayasa’da tek bir kelime oynatamazsınız ama ne yaptılar; 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamenter sistemini değiştirdiler. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde kuvvetler ayrılığı dediğimiz; yasama-yürütme-yargı birbirinden bağımsız olabilseydi, milletin meclisi iktidarı denetleyebilseydi o zaman belki kabul edilebilirdi. Bu adamlar geldiklerinden beri denetlenmek istemiyor, at koşturmak istiyorlar. Yirmi senedir böyleler. Kimseye sormayayım, ben ne dersem o olsun, canım ne isterse onu yapayım hukuk arkamdan gelsin! Böyle bir anlayış olur mu? Burası sizin babanızın çiftliği mi? Burası Türkiye Cumhuriyeti! Burada, İYİ Parti var, Meral Akşener var, İYİ Parti’nin neferleri var. Bu adamlar Türkiye’yi açlığa mahkum ettiler. Millet bıktı ama vatandaşın anlaması gereken bir şey var; bu ülkede hukuk bozuldukça ekonomi bozuluyor. Bunun bütün sebebi anonim ortaklık gibi ülkeyi yönetmek isteyenlerdir. Bizim iyileştirmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem, yepyeni bir parlamenter sistem. Bunun ilkelerini hazırladık. Bu parlamenter sistem, daha önceki parlamenter sistemin mevzuatta ne kadar açığı yanlışı varsa bunları dikkate alarak hazırladığımız bir sistem. Bir kere Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. Milletin temsilcisi olan Meclis’teki milletvekilleri bakanları denetleyecek. Özellikle Cumhurbaşkanını kim seçecek bunu belirlemek lazım. Parlamento mu seçsin yoksa millet mi seçsin, aslında parlamenter sistemde parlamento seçer. Ancak Avusturya'da olduğu gibi millet de seçebilir. Biz bu hakkı referandum ile halka vermişiz. Şimdi AK Parti'nin trolleri sansar gibi bekliyor. Çünkü, “Meclis seçecek Cumhurbaşkanını” diyeceğiz sonra onlar da “Gördünüz mü bunları… Bu CEHAPE anlayışı…” diyecekler. Çünkü onlar için muhalefet demek CHP demek. Daha bunlar uyanamadı arkadaşlar, muhalefette biz varız. Biz hem yapıyoruz hem öğretiyoruz hem canlarına okunması gerektiği yerlerde canlarına okuyoruz. Çünkü biz İYİ Partiyiz.”

Editör: Haber Merkezi