Gizem TABAN/İZ GAZETE- İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, İz Gazete’ye özel açıklamalarda bulundu. Partinin Türkiye ve İzmir hedefini açıklayan Kırkpınar, üye ve saha çalışmaları hakkında da bilgilendirmede bulundu. İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Tunç Soyer’in görevde geride bıraktığı 2 buçuk yılı değerlendiren Kırkpınar, çarpıcı mesajlar verdi. Kırkpınar, ayrıca kent gündeminde tartışma konusu olan Çeşme Projesi hakkındaki görüşlerini dile getirdi.

‘BİRİNCİ PARTİ OLACAĞIZ’

Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine eleştirilerde bulunan İYİ Parti İl Başkanı Kırkpınar, iktidar mesajları verdi. Kırkpınar, “Bugün seçilemeyen bir ülkede geçinemeyen bir millet var. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi, halkın derdinden bihaber olan bir yönetim. Biz bunun adına ‘Yönetilemeyen Türkiye’ diyoruz. Şu an oy kaybına uğrayan AKP ve MHP, oyunu en fazla yükselten ise İYİ Parti’dir. İYİ Parti’ye bu ivmeyi kazandıran da Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’dir. Biz hazırlıklarımızı yaptık, seçim hangi gün olursa olsun önümüzdeki ilk Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimlerde birinci parti olacağız. Millet İttifakı’nın 13’üncü Cumhurbaşkanı adayı da Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı olacak. Bizim saha çalışmalarımız, Genel Başkanımızın ülke genelinde yapmış olduğu çalışmalar, milletin bize bakışı, kamuoyu yoklamalarını değerlendirdiğimizde birinci parti olacağımız yönünde güçlü sinyaller alıyoruz” dedi.

İTTİFAK GENİŞLETİLMELİ Mİ?

‘Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlere Millet İttifakı’nın daha güçlü girebilmesi ve seçimi kazanma ihtimalinin daha da yükselmesi için ittifakın genişleyeceğine dair görüşler var? Siz bu noktada ne düşünüyorsunuz?’ sorusuna yanıt veren Kırkpınar, “Biz, 2018 seçimlerinde biz 4 siyasi parti olarak ittifak yaptık; İYİ Parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Saadet Partisi (SP) ve Demokrat Parti (DP) … Ama yerel seçimlerde sadece CHP ve İYİ Parti olarak ittifak yaptık. Demek ki bu iş şartlara bağlı. Kaldı ki yeni kurulan; Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ile Gelecek Partisi, bizim demokrasi yolculuğu adını verdiğimiz birlikteliğin bir parçası olma yönünde onlar da fikirlerini beyan ettiler. Bu kez 6 parti, güçlendirilmiş ve geliştirilmiş parlamenter sisteme dönüş için yapılacak olan yasa değişikliğinde kendi katkılarını da bu tarafa yönelttiler. Ama bu parlamenter sisteme dönüş için bir araya gelmiş; İYİ Parti, CHP, SP, DP nasıl devam eder, onu bilmiyorum. Ama İYİ Parti hem yerelde hem genelde ittifakı devam ettirdiler, bunun devam edeceğine de inanıyorum. Yeni partiler üçüncü bir ittifakı yaparlar mı bilemeyiz” diye konuştu.

‘BARAJ, YÜZDE SIFIR OLMALI’

‘Barajın düşürüleceğine ilişkin iddialara da değinen Kırkpınar, “Barajın yüzde 10 olması, temsilde adaleti sağlamıyor. Örneğin, 9.90 oy almış, yani 10 kişiden birinin oyunu almış bir parti parlamentoya giremiyor. Kişisel görüşüm; adil olan barajın sıfırlanması. Şimdi yüzde 5’e düşürüleceği ifade ediliyor. Bu, yüzde 5 olabilir, yüzde 3 olabilir ama benim görüşüm yüzde 1 bile olsa parlamentoda temsili olmalı” dedi.

‘KÜRT SEÇMENDEN OY BEKLENTİSİ NE?

‘Ülkede yıllardır süre gelen bir Kürt meselesi var. Kürt seçmenin bir bölümü Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) desteklerken bir bölümü de tarafsız ya da başka partileri destekliyor. İYİ Parti’nin Kürt seçmene yaklaşımı ve Kürt seçmenden oy beklentisi nasıl?’ sorusuna yanıt veren Kırkpınar, “Ben ülkede Kürt meselesi olduğu konusunda sizin gibi düşünmüyorum. Her birimizin cebinde bir kimlik var. Bu kimlik aslında Türkiye’nin tapusunun bir parçası. Bu ne anlama geliyor? Herkes gözümüzde eşit, birinci sınıf yurttaştır. Böyle de olmalı. O nüfus kağıdı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Misak-ı Milli sınırlarının tapusunun parçasıdır. Biz meseleye bu boyutuyla bakıyoruz. Cumhur İttifakı’nın, özellikle de büyük ortağı Kürt seçmenin oylarına her dönem talip olmuştur, zaman zaman almıştır, zaman zaman kaybetmiştir. Bu ülkede yaşayan her bir yurttaş demokratik seçimlerde oy kullanıyor, çıkan sonuca göre de parlamentoda temsil hakkı alıyor. O zaman herkesin vatandaşlık hakkını, Anayasal hakkını kullanmasının sonucunda ortaya çıkan tabloya da saygı duyulması gerekir. Kürt seçmen ile HDP ilişkisine bu açıdan bakmamak lazım. İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da, Antalya’da, Mersin’de, hatta İç Anadolu’da HDP’ye oy çıkmıyor mu? Çıkıyor. Hiçbir Kürt kökenli vatandaşımızın olmadığı yerde de az da olsa bu partiye oy veriliyor mu? Veriliyor. Meseleye bu boyutuyla bakmak lazım. Bu ülke hepimizin” açıklamalarında bulundu.

‘VATANDAŞ BİZE GÜVENİYOR’

İYİ Parti’nin İzmir’deki üye sayısı ve hedefine ilişkin bilgiler veren Kırkpınar, “Bizim kısa vade üye hedefimiz 30 bindi ancak pandemi nedeniyle büyük bir kesintiye uğradı. Şu an İzmir’de üye sayımız 19 bine dayandı. Yıl sonuna kadar da 22 bin üye yapmayı hedefliyoruz” dedi. Saha çalışmaları hakkında konuşan Kırkpınar, “İYİ Parti olarak alan çalışmalarımızda ağırlıklı olarak milletin derdini dinliyoruz ve partimize yeni üyeler kazandırıyoruz. Gittiğimiz yerlerde, geçmiş dönemlerde siyasi tecrübesi olan; meclis üyeleri, belediye başkanları, muhtarları da ziyaret ediyoruz. Ziyaretlerimizde genel olarak parti propagandası değil, durum tespiti yapıyoruz. İzmir’imizin 30 ilçesini sürekli geziyoruz. Sahada vatandaşı dinliyoruz, dinlediklerimizi rapor haline getirip genel merkezimize iletiyoruz. Alanda konuştuğumuz vatandaşlar bize; size inanıyoruz, güveniyoruz’ diyor. O inançlarını ve güvenlerini boşa çıkarmamak için İYİ Parti olarak elimizden ne geliyorsa yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ASGARİ YÜZDE 25 OY ALIRIZ’

Partinin önümüzdeki seçimlerde İzmir’deki o hedefine ilişkin, “Asgari yüzde 25 oy alacağımızı düşünüyorum. Onun üzerine çıkacağımıza inanıyorum” diyen Kırkpınar, “Sadece İzmir değil Türkiye’nin her bölgesinde partimize müthiş bir teveccüh var. Yönetilemeyen bir ülkede, milletimizin bize hem inancı hem güveni var. Biz; milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı bir partiyiz. Belli bir gelenekten gelip o geleneğin karşısında duranlara kutuplaşma yaratıp oy devşirme dönemi bitti. Biz Türkiye’nin tüm coğrafyasından oy alacağız” diye konuştu.

‘BEL ALTI YAPIYORLAR’

‘İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne geçmiş süreçlerde ‘istihdam’ yönünde sitemleriniz oldu. Şu an durum nasıl?’ sorusu üzerine açıklamalarda bulunan Kırkpınar, “Sitemlerim oldu ama bu sitemler de ağır bir şey yok. Biz, tek adam sisteminden kurtulmak için bir demokrasi yolculuğu başlattık. Yoksa yerel seçimlerde Büyükşehir başta olmak üzere birçok ilçede Millet İttifakı’nın adayları Cumhuriyet Halk Partililerdi. ‘Biz size oy verdik, siz belediye başkanı oldunuz, meclis üyelerimiz de var, siz bizden işçi alacaksınız’ böyle bir yaklaşım olması mümkün değil! Ama, Türkiye genelinde Millet İttifakı’nın belediye başkanlıklarında bazı yerlerde makul sayıda alımlar oluyor, bazı yerlerde daha eksik oluyor. Bugün ülkeyi yönetenlerin, kendi milletvekillerinin danışmanları da dahil olmak üzere pek çok kişinin en az 5-6 yerde yönetim kurulu üyeliği var, 5-6 maaş alıyorlar. Kimse onları görmüyor. Liyakatin, temsilin olmadığı yerde adalet olmaz, adaletin olmadığı yerde de eşit paylaşım olmaz. O tarafa baktırıyorlar, bu tarafta başka şeyler yapıyorlar. İzmir’de uzunca bir süredir, birkaç ilçe başkanlığı dışında Büyükşehir Belediyesi’ne başbakan adayları, bakanlar aday oldular ama kazanamadılar. Kazanamadıkları yerde muhalefet yaptıklarını zannederek Millet İttifakı’nın belediye başkanlarına bel altı yapıyorlar, anlamsız iddialarda bulunuyorlar” ifadelerini kullandı.

‘TRAFİK, ARKA MAHALLELER VE ALT YAPI’

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer’in görev sürecinde geride bıraktığı 2 buçuk yıla dair değerlendirmelerde bulunan İYİ Partili Kırkpınar, şunları söyledi: “Biz ittifakı paydaşı olarak yapılan hizmetleri öne çıkarmaktan ziyade eksik gördüklerimizi söylemek durumundayız. Bunu bir iç muhalefet ya da iç hesaplaşma gibi değerlendirmemek lazım. Birincisi, trafik çok ciddi problem. Halk, günlük hayat içerisinde ister toplu taşımayla ister bireysel aracıyla şehir trafiğine çıksın, bu iş artık çekilmez hale geldi. Arka mahallelere hizmet daha iyi gidebilir, yeterli görmüyorum. Deniz taşımacılığından daha çok artırılmalı. Altyapı çok eski, Burhan Özfatura zamanından kalma bir altyapı ile yürünüyor. Bana gelen şikayetlerden söyleyeyim; İZSU noktasında sıkıntı yaşanıyor, özellikle müdahale konusunda İZSU’dan ciddi şikayetler var.”

‘İŞ BİRLİĞİYLE ÇALIŞILMALI’

Merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin iş birliği içerisinde çalışması gerektiğini vurgulayan Kırkpınar, “Bu şehirde yaşayan her bir yurttaşımız siyasi düşüncesini sandıkta gösterdiğinde, Büyükşehir’i size vermedi diye cezalandıramazsınız. Merkezi hükümet ile belediye afette ya da salgında nasıl iş birliğiyle çalıştılarsa illaki salgın ya da afet mi olsun? Normal şartlarda da hem yerel yönetim hem de ülkeyi yönetenlerin koordineli bir şekilde halka hizmeti götürmeleri lazım. Sürekli bir kavga, kargaşa ortamında kimin ne dediği anlaşılmadan hiçbir sonuç alınmayacak laflarla zaman kaybediliyor, hizmetler aksıyor” dedi.

ÇEŞME PROJESİ YORUMU

Kent gündeminde tartışma konusu olan Çeşme Projesi’ne ilişkin görüşlerini de dile getiren Kırkpınar, “Çeşme, dünyanın en güzel turizm alanlarından bir parça… Çeşme nüfusu kışın 50 bin civarında, yazın 1 milyon… Altyapı dayanmıyor, her şey yetersiz kalıyor. Siz bir de oraya kuracağınız projenin içinde 400 bin insanın yaşayacağını söylüyorsunuz. 400 bin insanı oraya çağırdınız, turistik tesisler, yaşam alanları, konutlar… Peki, bu şehri, bu ilçeyi yönetenlerden nasıl bir hizmet bekliyorsunuz? Bir katma değer yaratılır, istihdam yaratılır kısmen kamu yararı olur ama fotoğrafın küçüğü Çeşme Projesi, fotoğrafın büyüğü de Kanal İstanbul Projesi. Bugünkü dar boğazda, bu sıkışıklıkta, halk geçinemezken nedir hala bu proje sevdası? Ben bunların projelerinin tamamının altında rant yattığına inanıyorum. Çeşme Projesi de bana göre kısmen rant projesi. Mutlaka altında rant vardır” açıklamalarında bulundu. 

Editör: Haber Merkezi