Gizem TABAN/İZ GAZETE- Uzun yıllar kentte bürokrat olan görev yapan ve 2019 yerel seçimlerinden bu yana İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) İYİ Parti Grup Başkan Vekili olan Kemal Sevinç, İz Gazete’ye konuştu. Sevinç, İBB’nin bütçe maratonundan kentin trafik sorununa, Meclis’teki muhalefetten Adıgüzel Vakfı protokolüne, Tarihi Elektrik Fabrikası’ndan Dünya Bankası kredisine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İBB’ye yönelik eleştirilerinden hükümetle ilgili yatırım tartışmalarına kadar pek çok konuda görüşlerini paylaştı.

‘UYUM İÇERİSİNDE ÇALIŞIYORUZ’

‘Bu yıl daha önceki dönemlerin aksine daha sakin ve daha az tartışmalı bir bütçe maratonu yaşandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna yanıt veren İBB İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kemal Sevinç, “Biz Meclis’te temsiliyeti olan siyasi partilerin grup başkan vekilleri olarak büyük bir uyum içerisinde çalışıyoruz. Bu bütçe maratonu öncesinde de grup başkan vekilleri olarak istişare ettik. Diğer arkadaşlarımıza; İzmir halkı bizi izliyor. Dolayısıyla hizmet odaklı, İzmir’e hitap eden konularla ilgili düşüncelerimizi dile getirelim. Genel merkez siyasetine girmeyelim dedim. Onlar da anlayışla karşıladılar. Bundan dolayı da huzurlu bir bütçe maratonu geçirdik” dedi.

‘PLANLAMAYA İHTİYAÇ VAR’

Kentteki trafik sorununa görüşlerini dile getiren İYİ Partili Sevinç, “Ne yaparsanız yapın dünyanın tüm gelişmiş kentlerinde trafik sorunu vardır. Japonya’da yollar 4-5 kat olmasına rağmen trafik ciddi bir problem ama metroya binerseniz istediğiniz yere konforlu bir şekilde gidebilirsiniz. New York’ta da böyle, Londra’da da böyle, Paris’te de böyle… Pandemide sağlık gerekçesinden dolayı insanlar toplu taşıma yerine özel araca yönelince trafiği etkiledi. Ama önemli olan trafiğin akması. Trafik de belli hızla da olsa akışı sağlanabiliyorsa sorun yok. Tıkanıyorsa sıkıntı var, bir planlama hatası var. Gerekiyorsa kavşak düzenlemesi, sinyalizasyon yapısı buna göre yapılmalı. Alt-üst geçit gerekiyorsa, yapılmalı. Bu kritik noktaların tespit edilmesi lazım. İzmir trafiğindeki tıkanmalar genelde pik saatlerde oluyor. Bu noktalarla ilgili iyi bir planlama yapılması lazım. Bunun yanında raylı sistem de genişletilmeli. Trafik ile ilgili tüm sistem ve çalışmalar günümüzün şartlarına yeniden ele alınmalı” diye konuştu.

‘BAZEN ÖLÇÜYÜ KAÇIRIYORLAR’

İBB Meclisi’ndeki muhalefette olan AKP ve MHP’yi değerlendiren Sevinç, “Muhalefet olması lazım, muhalefet yönetime daha hatasız daha iyi iş yaptırmayı sağlar.  Ama muhalefet, muhalefet yapmak için yapılmaz. Zaman zaman ayar kaçıyor. Bazen ülke siyasetine giriyorlar o da hoş olmuyor. Bu sefer CHP ile AK Parti’nin sataşması söz konusu oluyor. Bir anlamı da olmuyor, o an birbirlerini üzüyorlar. Muhalefetin de bir ölçüsü var, bazen ölçüyü kaçırıyorlar. Bu kez kişisel tartışmalara dönüşüyor. Sonra kendileri de üzülüyorlar. Hatalar olabilir, iş yapılan yerde hata da olur kusur da olur yeter ki kasıt olmasın” dedi.

‘KAMU YARARINA TAVIR ALIYORUM’

‘Meclis’te eleştirilerinizi veya görüşlerinizi ifade ederken CHP ile İttifakta olmanızdan dolayı seçerek konuştuğunuz ya da konuşmaktan çekindiğiniz zamanlar oluyor mu?’ sorusuna yanıt veren Sevinç, “Ben yapım gereği barışçıl insanım, karşımdaki hangi düşüncede olursa olsun ona da düşüncesine de saygı duyarım. O an Meclis’te konuşulan konu gerçekten İzmir’in yararınaysa, kamu yararınaysa, vatandaş yararınaysa, onu muhalefet farklı noktaya çekse bile hiç çekinmem o konuda İzmir’in, kamunun, vatandaşın yararına tavır alıyorum. Orada hiçbir güç benim tavrımı değiştiremez. Kamu menfaatine olmayacak ya da öncelik olmayan bir konuysa da bunu Millet İttifakı da getirse ret veriyorum. Bunları da Başkan ve CHP’nin ilgili kişileri ile konuşuyorum. Muhalefete de aynı şekilde, kamu yararına olan bir konuda muhalefet ret veriyorsa onlara da bunun yanlış olduğunu ifade ediyorum” ifadelerini kullandı.

‘ZAMANLAMA DOĞRU DEĞİL’

İBB ile Adıgüzel Eğitim, Kültür, Araştırma, Yardımlaşma ve Sağlık Vakfı arasında imzalanacak olan ve Tarım ve Teknoloji Üniversitesi projesi hedefini içeren protokole İYİ Parti olarak ret oyu kullanmalarının gerekçesini açıklayan Sevinç, “Ülkenin içinde bulunduğu durumdan, zamlardan, dalgalanmalardan dolayı öncelikler şu an bile değişti. Şu an kent ile ilgili birçok yapılması gereken öncelikli hizmet var. Önce bu temel hizmetleri bir tamamlansın istiyorum. Bir vakıf ile üniversite girişimini şu an İzmir için çok erken görüyorum. Zamanlama doğru değil. Böyle bir şey yapılacaksa bile İzmir’de üniversitelerimiz, meslek odalarımız, vakıflarımız var. Bunların hepsiyle görüşürsünüz, bu kentin hangi noktasında ne tür bir ihtiyaç olduğunu belirlersiniz sonra ona göre bir yol yürürsünüz. Söz konusu vakıf, bilmediğimiz bir vakıf. İstanbul’daki bir vakıf niye bizimle şu an böyle bir girişim yapıyor? Kamu menfaati açısından öyle bir vakıfla iş birliğini şu an uygun görmüyorum. Kamu kaynaklarının şu an öncelikli hizmetlerde kullanılmasını arzu ediyorum” açıklamalarında bulundu.

‘AYNI PARTİDEN OLSALARDI…’

İBB’nin, Tarihi Elektrik Fabrikası’nı ihaleye girerek satın almasına rağmen Bakanlık tarafından onay verilmediği için alamaması hakkında açıklamalarda bulunan Sevinç, “Aynı siyasi partiden olsalardı o çoktan bedelsiz bile tahsis edilirdi. Ama muhalefet olduğu için, ihaleye girip almasına rağmen onaylanmadı. Bu da acı bir gerçek. Ancak, bildiğim kadarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı orada bir projesi olacak. Sonuçta burada güzel bir proje yapılması bizi sevindirir. Ama İBB’nin ihaleyi kazanmasına rağmen Bakanlığın onay vermemesi İzmir için bir kayıptır” dedi.

‘BAŞKAN ANKARA’YA GİTMELİ’

İBB’nin Dünya Bankası ile mutabakata varmasına rağmen hükümet tarafından onayı beklendiği için kullanılamadığı öne sürülen yaklaşık 340 milyon dolarlık kredi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Sevinç, AKP’nin, söz konusu kredi konusunda İBB ve Dünya Bankası’nın anlaşması olmadığı yönündeki iddialarına ilişkin de konuştu. Sevinç, şunları söyledi: “Hükümet, Dünya Bankası’nın belli bir miktardaki kredisini belli belediyelerin kullanması için görüşme yapmış. Onu da o belediyeler de kullanacak. Bizim Başkanımız da depremden, salgından sonra kendi diplomasisi ile Dünya Bankası yetkilileri ile görüşmüş. Onlar da olumlu bakmış. Ancak İBB’nin, bununla alakalı gidip hükümetin ilgili kurumlarıyla, yetkilileriyle görüşmesi lazım. Başkan kalkıp, dosyayı alıp Ankara’ya gitmeli ve hükümet yetkilileriyle görüşmeli. Dünya Bankası hazine garantisi ister. Hazine garantisini sağlayacak olan da devlettir. Ancak bunun için devletin ilgili makamlarına konunun detaylı ve eksiksiz şekilde yüz yüze aktarılması lazım.”

‘SEN YAPTIN, BEN YAPTIM OLMAMALI’

‘AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem konutlarının teslim töreninde İBB’yi hedef aldı, bunun ardından İBB de eleştirilere yanıt verdi. Bu tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusunu yanıtlayan Sevinç, “İki tarafın da dile getirdiği konuları uygun görmüyorum. Devletimizin her vilayetin ihtiyacına göre yapması gereken görevler var. Bunu yapmak zorunda. Belediye de kentte, bütçesi imkanında, yasaların verdiği görevleri yapmak zorunda. Yani herkes görevini yapmak zorunda. ‘Sen yaptın, ben yaptım’ demek üzücü…” dedi. İzmir’in verdiği vergi oranına karşın hükümetin İzmir’e yeterli yatırımı yapmadığına dair iddialar hakkında görüşlerini de açıklayan Sevinç, “Hükümetin illere yapması gereken yatırımlar var, belediyelerin kente yapması gereken yatırımlar var. Örneğin; Halkapınar-Otogar Metrosu’nu hükümet yapacağını söyledi, bu tür projelerin biraz öne çekmesi lazım. Belli yatırımlarda hükümetin geriye attığı durumlar oluyor, yapmayacağını söylemiyor ama iş geri kalıyor. Ama bu durumlar kentin hizmetine engel teşkil ediyor. Bazen, merkezi hükümet ve yerel yönetimin aynı görüşten olmamasının sıkıntıları oluyor. Bazı projeler ile ilgili onaylarda gecikmeler olabiliyor. Ama buna rağmen belediyenin de o projeler nezdinde girişimini, heyecanını yitirmemesi gerekiyor. Ankara nezdinde, kendi ve muhalefet milletvekilleriyle, buradaki il ve ilçe başkanlarıyla uyum içerisinde o projeye asılması lazım” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi