TUGAY CAN / İZ GAZETE - Çiğli Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ‘Halk Toplantısı’nda CHP İzmir milletvekili Zeynep Altıok, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi Başkanlar Kurulu üyesi Pelin Bektaş Çiğlililerle buluştu. Halk toplantısına ayrıca Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, Emek Partisi İzmir Başkanı Emine Uyar, Cumhuriyet Halk Partisi Çiğli İlçe Başkanı Utku Gümrükçü, ÖDP İl Başkanlar kurulu üyeleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve yüzlerce vatandaş katıldı.

Moderatörlüğünü gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal’ın üstlendiği Halk toplantısında tek adam rejimine karşı demokrasi güçlerinin üstüne düşen görevler tartışıldı. Toplantıda, boykotun da bir ihtimal olduğu ancak 2019 seçimlerinde ihtiyacın çok yönlü mücadele olduğu vurgulandı. 

Sunumuna televizyonların kapatıldığı, ana akım medya kuruluşlarının satıldığı bir dönemde halk toplantıları düzenlemenin önemli olduğuna vurgu yaparak başlayan Ümit Kartal, etkinliği düzenleyen kurumlara ve siyasi parti farkı gözetmeksizin tüm demokrasi güçlerine belediyenin salonunu açan Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan’a teşekkür etti.

“OHAL’İN BASKISI İLE SEÇİME GİDİYORUZ”

2019 seçimlerinin diğer seçimlere nazaran ayrı bir öneminin olduğunu ifade eden Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, “Türkiye seçimlere giderken, siyasal iktidar bir yol temizliğine girişmiş durumda. Baskı ve OHAL koşullarında, şiddetin arttığı bir dönemde, üstelik hükümetin Afrin’e operasyon düzenlediği, bölgede yürütülen savaşın bir parçası olduğu bir dönemde 2019 seçimlerine gidiyoruz. Bunun yanı sıra tutuklamaların bolca olduğu, hükümetin en ufak bir eleştiriye bile tahammülü olmadığı bir süreçte seçimlere gidiyoruz. Basının susturulduğu ve susturulmaya çalışıldığı bir dönem içerisindeyiz”dedi.

“ANA AKIM MEDYAYA BİLE TAHMMÜL YOK”

“Burjuvazinin ve işçi sınıfının sesi olarak iki farklı basın sesinden bahsedebiliriz” diyen Gürkan “Ancak bugün burjuva medyası dediğimiz, ana akım medya kuruluşlarına dahi tahammül yok ki, hükümet Doğan Medya Kuruluşu’nu tehditle, zorla satın almış durumda. Bu karar hiç kuşkusuz ki zorla aldırılmış bir karardır” ifadelerini kullandı.

Gürkan şöyle dedi: “Grevlerin yasaklandığı, toplu yürüyüş hakkının kısıtlandığı, medyanın baskı altına alındığı, muhalefet sesini çıkardığı zaman en basitinden tutuklamalarla karşılaşıldığı bir atmosferde seçime gidiliyor. Diğer taraftan OHAL koşulları devam ediyor. Hükümet ittifak yasası kapsamında seçimle ilgili çalışmaları sürdürmeye devam ediyor. Son yasa ile birlikte seçim güvenliğinin nasıl sağlanacağı, usulsüzlük yapılıp yapılmayacağına dair pek çok soru işareti ve tartışmalarla seçime gidiyoruz. Dolayısıyla hangi koşullarda seçimlere gidiliyorsa, hukümetin yapmış olduğu düzenlemeler neyse, bunları dikkate alarak hareket etmek gerekir”

“İKİ KUTUPLU BİR SİYASET İSTENİYOR”

Gürkan sözlerini şöyle sürdürdü: “2019 seçimlerinin en önemli özelliği, tek adam, tek parti rejiminin bu seçimle de meşrulaşarak devreye girip girmeyeceğine karar verilecek bir seçim olmasıdır.  Ancak hükümet bunun adımlarını yeni atmadı” diyen Gürkan, geçmiş dönemlerde yapılan referandumlardan örnekler verdi. Gürkan “ Hükümetin istediği tek bir şey var, iki kutuplu bir siyaset oluşsun. Muhalefetten de aykırı bir ses çıkmasın. Bir ses çıkaracaksa, siyasi iktidarın yörüngesinde hareket etsin. Göstermelik bir muhalefet olsun. Türkiye diktatörlük ile daha kolay yönetilebilsin. Bunu arzuluyorlar” şeklinde konuştu.

Gürkan ayrıca, “Özellikle seçim yasasının çıkmasıyla beraber, hak ihlalleri ve usulsüzlükler yönünden, seçim hırsızlığı yönünden pek çok tartışma söz konusu. Ama esas olarak da bizim bir şeye karar vermemiz gerekiyor. Bu iki kutuplu siyaset hedefini nasıl boşa çıkaracağız. Yasamanın, yürütmenin, yargının tek adam tarafından belirlendiği ve tek elde toplanan bir sistemi; nasıl halkın iradesinin esas alındığı, halkın devlet yönetimine doğrudan katıldığı, demokratik mekanizmaların işletildiği bir düzene çevirebiliriz diye çabalamalıyız” ifadelerini kullandı.

METİN ALTIOK ŞİİRİ OKUDU

Toplantının moderatörü Ümit Kartal, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir milletvekili Zeynep Altıok’a söz vermeden önce, Zeynep Altıok’un Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren şair babası Metin Altıok’un ‘Kanadı Kırık Bir Akşam’ şiirini okudu.

CHP İzmir milletvekili Zeynep Altıok, “Yaşadıklarımızın hiçbiri bugüne mahsus değil, hepsi geçmişten geliyor. Bu ülkede özellikle yok edilmeye çalışılan toplumsal bir hafıza var. Çünkü toplumsal hafıza, yaraların sarılabilmesi, hak, hukuk ve adaletin sağlanabilmesi için olmazsa olmazdır” dedi.

“DÜN NURCULAR, SÜLEYMANCILAR; BUGÜN ENSARCILAR, TÜRGEVCİLER…”

Konuşmasını 1978 yılında katledilen savcı Doğan Öz’ü hatırlatarak sürdüren Altıok, “Adına Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen, aslında bir şiddet rejimi var ortada. Ve bu şiddet rejimi her zaman ittifaklardan beslenmiştir. O ittifaklar, aydınlık savaşçıları, Cumhuriyet mücadelecileri ve Doğan Öz gibi asla teslim olmayanları hedef almaya çalışmakta. Bize bu günleri yaşatan, tek adam rejimi olarak önümüze dayatılan gerici ittifakın ortakları dün başkalarıydı. Dün Doğan Öz bu gerici ittifakı açık ettiği için katledilmişti. Dün, Doğan Öz’ü hedef alan, Nurcular, Süleymancıların yerini bugün, Ensarcılar, Türgevciler aldı. Bu gerici sistemin bize dayattıklarının yanı sıra bize yasakladıklarının neler olduğunu anlamak lazım. Bununla böyle mücadele etmek gerekir.” ifadelerini kullandı.

“İttifak bir gelenektir” diyen Altıok sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ittifak iktidara gelebilmek için Fethullah Gülen ile yan yana olan, sonra onlarla birlikte kadrolaşan, sonra 12 Eylül’ün darbeci anayasasıyla mücadele ediyoruz safsatasıyla önümüze çıkan, kendi içerisinde rant, talan, çıkar çatışmasına düştüklerinde yeni bir ittifaka ihtiyaç duyanların, yepyeni bir anayasaya, yeni bir referanduma ihtiyaç duyanların kurduğu düzendir. OHAL ve bugün yaşadığımız şiddet sarmalı şu anda budur. Bunları bir umutsuzluk hissetmemiz adına söylemedim. Bazı şeyleri büyük resme bakarak daha iyi anlayabiliriz. Bu sistemde hedef alınan eğitim var, hukuk var.”

Zeynep Altıok “Asıl umut bu ittifakın nereden çıktığını anlamak ile başlıyor. Şuna dikkat etmek gerekir ki 7 Haziran sonrası koalisyonu şeytanlaştıran, kötü gösteren, istikrarın ittifak olursa olmayacağını neredeyse inandığı her değer üzerine yemin ederek söyleyen tek adam, şu anda ittifaka mecbur kaldı” dedi.

"AKP’Yİ DEFALARCA YENDİK"

Özgürlük ve Dayanışma Partisi Başkanlar Kurulu üyesi Pelin Bektaş ise  “AKP yenilmez değildir. Bizler AKP'yi defalarca yendik; Gezi'de, 7 Haziran'da, 16 Nisan'da, Adalet Yürüyüşü'nde... Yenilmez sanılanı yendik. Yendiğimiz noktaları hatırlamamız, onların yenilebilir olduğunu hatırlamamız lazım. Onlar bunun farkında, onlar bunu biliyor. Bastıkları zemin titriyor. Farkındalar, kaybediyorlar. Denize düşenin yılana sarıldığı gibi onlar da Bahçeli'ye sarıldılar. Aslında AKP-MHP ittifakı bir kaybetmeye mahkûm olanların, yarın yenilecek olanların ittifakıdır.” dedi.

“YALANIN, ÇALMANIN YASASI”

“Seçim Yasası çalmanın, yalanın, yasasıdır. Doğan Medya'yı alıp Demirören'e sattılar. Artık dolaylı yoldan yönettiği medyayı doğrudan yönetmek istiyorlar. İşlerini şansa bırakmak istemiyorlar. Erdoğan 2019'a giderken kendisi dışında bir sürprizle karşılaşmak istemiyor” ifadelerini kullanan Bektaş, “İşte tam da bu noktada sürprizi yaratacak olan bizleriz. Karşımızda bir AKP - MHP ittifakı değil cephe var. Soygunun cephesini, faşizmin cephesini kurdular” dedi.

“SOL BİR AKLA İHTİYAÇ VAR”

Bektaş sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün sağa doğru adım atmak, sağa dair olumlu beklentiler içinde olmak iktidarı değiştirme anlamına gelmez. Aksine aslını yaşatır. 2019'a giderken sağa dair olumlu beklentiler şimdiden seçimi kaybetmek demektir. Gezi'deki gibi Hayır'daki gibi aynı hedefe çok ve farklı yerlerden yürümeliyiz. Tekleşmiş bir itiraz değil çok sesli çok renkli bir süreç geliştirmeliyiz. Bu memleketin sola, sol bir akla ihtiyacı var. Devrimcilerin görevi bunu örgütlemektir. Bugün bize düşen sorumluluk budur.”

Halk Toplantısı soru cevap kısmı ile devam etti. Toplantıya katılan vatandaşlar, üç konuşmacıya da sorular sordu.

Editör: Haber Merkezi