Altıok yaptığı yazılı basın açıklamasında 24 Haziran seçimlerinin tarihi bir seçim olduğunu ve seçimlere Ohal koşulları altında eşit, özgür ve adil olmayan şartlarda gidildiğini kaydetti. Altıok açıklamasında “Türkiye’nin siyasal rejimini, iç barışı ve bölge barışını belirleyecek seçimlere gidiyoruz. Geldiğimiz aşamada demokrasi, insan hakları ve özgürlük kavramlarından uzaklaşarak, yönünü tek adam dikta rejimine çeviren bir siyasal anlayışla karşı karşıyayız. Tam da bu noktada, kimlerin milletvekili seçilip seçilemediğinden çok ‘nasıl bir siyaset anlayışı tercih ettiğimiz’ 24 Haziran seçimleri ve daha sonrası için belirleyici olacaktır” dedi.

Altıok açıklamasının devamında diktaya karşı mücadelenin meclisle sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek “Başta örgütümüzle birlikte bizler sokakta, mecliste, alanda, eylemde hep birlikte konuşacağız, tartışacağız ve ortak akılla; ya yeni bir yol bulacağız ya yeni bir yol yapacağız! İstibdada karşı mücadelede yolumuz açık, solumuz açık olsun!” dedi.

Zeynep Altıok’un açıklamasında öne çıkanlar şunlar;

ORTAKLAŞAN İTİRAZ VE DEĞİŞİM TALEBİNİ MUHARREM İNCE İLE HİSSETMEYE DEVAM EDİYORUZ

“Aydınlık bir Türkiye” diyerek çıktığımız yolda İktidarın dayatmaları ile şekillendirdiği toplumun kodları ile hareket ederek değil solun adalet, ahlak ve vicdan sacayağında kitleleri buluşturacak samimi bir anlayışla ülkenin nefes almasını sağlayabiliriz. Solun, ezilenlerin ve kadının dışlandığı bir anlayış kalıcı bir demokrasi, adaletli bir gelecek, barış içinde birlikte yaşam koşullarını sağlamaz. 7 Haziran öncesi mevcut baskı iktidarına karşı her yerde hissettiğimiz ortaklaşan itiraz ve değişim talebini bugün Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce’nin tek tek ziyaret ettiği illerde aynı güçle, aynı kuvvetli rüzgarla hissediyoruz. Muhalefet partilerinin ve cumhurbaşkanlığı adaylarının ülkemizin iyileşme ihtiyacı için sunduğu ilkeler ortaklığı ve adalet talebi çok geniş kitlelerde karşılık buluyor ve tek adam rejimine karşı bir ortaklaşma tanımlıyor.

BASKIYA DİKTAYA VE ZULME TAMAM DİYECEĞİZ

Bizler, diktaya/ faşizme karşı mücadelenin sadece TBMM ile sınırlı kalınmaması gerektiğinin farkındayız. Bu koşullar altında bugüne kadar örgütümüzle omuz omuza yürüttüğümüz mücadeleyi tüm demokratik haklarımızı ve demokratik muhalefetin her türlü yöntemini kullanarak, AKP’nin TBMM’ye ve salonlara hapsetmeye çalıştığı siyaset anlayışına karşılık, alternatif siyaset alanlarında sürdüreceğiz. Baskıya, diktaya ve zulme TAMAM diyeceğiz! Kullanılan siyasi nefret dili ile ayrıştırılan, düşmanlaştırılan, hedef gösterilen toplumun farklı kesimleri arasında yeni bir dayanışma kültürü oluşturarak, mücadele alanlarını ortaklaştıracak ve yeni bir “siyaset dili” yaratacağız. İhtiyaç duyduğumuz en önemli şey, tüm kesimlerinin olabildiğince geniş ve birlikte mücadelesinin sağlanmasıdır. Gerici faşist anlayışa karşı ortaklaşan mücadele artık ihtiyaç değil zorunluluktur.

ADALET YÜRÜYÜŞÜ PUSULAMIZ OLMALIDIR

Buradan hareketle etnik kimliği, mezhebi, inancı/inançsızlığı, yaşam tarzı, cinsel yönelimi, sınıfsal aidiyeti vb. özellikleriyle toplumun bütün katmalarını içinde barındıran “Gezi Hareketi” ve iktidarın mağdur ettiği çok farklı kesimlerin adalet talebi ile Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde gerçekleşen tarihi “Adalet Yürüyüşü” bizim pusulamız olmalıdır. Toplumsal barış ve huzur hedefi üzerinden talep ortaya koyan bu toplumsal hareketin buradan nasıl ilerleyeceği, derinleşeceği, katılımcı ve eşitlikçi bir bakış açısıyla mümkündür. Geleceğin iktidarı için, “Eşitlik, Adalet ve Özgürlük” temelinde gerici, dinci, baskıcı politikalar karşısında Türkiye’nin her yerinde ekonomik olarak ezilen, kimliği, inancı, tercihleri ve yaşam tarzından dolayı ötekileştirilen tüm kesimlerle, yeni bir iktidar alternatifi yaratma çabası içinde; özgürlükçü, anti-kapitalist, ekolojist bir mücadele yürüteceğiz. Temel amacımız ortak bir akılla kitleleri birbiriyle karşılıklı etkileşim içine sokarak mevcut siyaset tarzının/anlayışının değiştirilmesine öncülük eden gücünü eşitlik, özgürlük, adalet, paylaşım ve barıştan alan yeni bir siyaset kültürü ve mücadele alanı inşa etmek olacaktır. Önce yaşanabilir, adil, özgür bir Türkiye hayali kurup, geniş kitleleri bu hayali gerçekleştirebileceğimize ikna etmeliyiz…

HALKA KARŞI OLANLARIN KARŞISINDA HALKLA BİRLİKTE OLACAĞIZ

AKP iktidarının kadın düşmanı politikaları nedeniyle kadınların eşit ve özgür yaşam hakkına saldırı her geçen gün artıyor. Militarize edilen cinsiyetçi milliyetçilik, laik/seküler yaşama yönelik dinci-muhafazakâr saldırılar, kadın bedenine yönelik tahakkümler vb kadın düşmanı politikalar bizi kuşatıyor. Bu kuşatmayı kırmak ve kadın kimliği ile siyaset alanında karar verici olmak için çoğalmamız gerekirken, maalesef azaldık. Siyaset her dönemde kadınlar ve gençler için zorlu bir yolculuk olmuştur. Yeni mücadele alanlarından birisi olarak kadının siyaseten eşit temsili temel bir hedef olacaktır. Laikliğe, Cumhuriyete, demokrasiye, özgürlüğe, kadına, gence, üniversitelere; yani halka karşı olanların karşısında halkla birlikte olmaya devam edeceğiz.

MÜCADELE YOLUMUZ AÇIK SOLUMUZ AÇIK OLSUN

Ömrümce sürdürdüğüm mücadele anlayışı dün bütün makamlardan ve sıfatlardan azadeydi bugün de öyle. Makamların gelip geçici olduğu bilinciyle İzmir’de, Taksim’de, Sur’da, Cizre’de, Roboski’de, Akkuyu’da, Cerattepe’de hak aramaya devam edeceğiz. Halka karşı kurulan kirli ittifaklara karşı; işsiz bırakılan yurttaşla, ötekileştirilen kesimlerle, ezilen sınıflarla, sömürülen işçiyle, baskı altına alınan memurla, emeği çalınan köylüyle, susturulmaya çalışılan gazeteciyle, doğruları söylediği için tutuklanan muhaliflerle, ikinci sınıf vatandaş yapılmak istenen kadınlarla, barış istediği için ihraç edilen akademisyenle ve Atatürk devrimleri mücadelesini yaşatan herkesle ittifak halinde olacağız. Başta örgütümüzle birlikte bizler sokakta, mecliste, alanda, eylemde hep birlikte konuşacağız, tartışacağız ve ortak akılla; ya yeni bir yol bulacağız ya yeni bir yol yapacağız! İstibdada karşı mücadelede yolumuz açık, solumuz açık olsun!

Editör: Haber Merkezi