Derleyen: DUYGU KAYA / İZ GAZETE - "Tugay Can ile Herkes Konuşacak" programının ilk konuğu Akın Birdal, gazetemizin muhabirlerinden Tugay Can'ın sorularını yanıtlayarak gündemi değerlendirdi.

'İNSAN HAKLARI SİYASİ İKLİME GÖRE BELİRLENECEK BİR DEĞER DEĞİLDİR' 

İnsan hakları savunucusu Birdal, son yıllarda insan hakları ihlalilin artması hakkında, "İnsan haklarının bir evrensellik ve bütünselliği var. Biz 1980 askeri darbesi sonrası bütün temel hak ve özgürlüklerin yerle bir edildiği, yaşam hakkının askıya alındığı ve Türkiye'nin bir yarı açık cezaevine dönüştürüldüğü koşullarda kuruldu derneğimiz. İnsan hakları siyasi iklime göre belirlenecek değer değil. İnsan haklarının öznesi herkes. Kimsenin dinine, diline, siyasi görüşüne bakmaksızın herkes insan olmaktan kaynaklanan haklar ve özgürlükleri kullanır. İnsan hakları derneği o günden bugüne böyle bir kültür oluşturmuşken 17 yıl önce AKP iktidarı geldiğinde Avrupa Birliği müktesebatı'na bağlı bazı düzenlemeler yapılırken 2007 yılında ne oldu da çark edildi ve yeniden insan hak ve özgürlüklerine yönelik ağır saldırılar oldu? Tamam, 2004'de ölüm cezası kaldırıldı ama bu yaşam hakkına duyulan saygıdan ötürü değil" diye konuştu. 

'AÇLIK GREVİ BİR HAK ARAMA YOLUDUR' 

Akın Birdal, "Açlık grevleri bir hak arama yoludur. Ama biz insan haklari savunucusu olarak insanin beden sağlığına  ilkesel olarak açlık grevini benimsemeyiz. Bütün hak arama kanalları kapanmış, bu da ne yazık ki son çare oluyor." dedi. 

'İSTANBUL CHP MESELESİ DEĞİL, ADALET MESELESİDİR' 

Birdal,"HDP bir demokrasi seferliği başlatacak ve 31 Martta İstanbul'a gidip nasıl bütün seçmenleriyle sandığa gitmiş ve oy vermișse şimdi daha güçlü şekilde gidecek. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya HDP'nin stratejik kararının sonucudur ve bunu görmemezlikten gelmemek gerekir. Yine İstanbul icin 4-5 gün içinde HDP toplandı ve İstanbul'da yine CHP'ye oy vereceğini açıkladı. Çünkü bu bir CHP ya da İmamoğlu meselesi değildir, bir adalet meselesi ve bir hakkın gaspına karşı sessiz kalmama meselesi." şeklinde konuştu.

'YAŞAM HAKKI HEBA EDİLEMEZ' 

Birdal sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşam hakkı heba edilemez, tecrit çok ağır bir durum ve tarihte çok acı tecrit durumları var o yüzden buna artık son verilmeli. Bu, bizim için bir demokrasi sorunu çünkü orada bir hak gaspı ve manipülasyon var. Demokrasi herkesin kendini özgürce ifade edebildiği bir rejimdir. Tecrit meselesinde CHP'nin HDP'ye teşekkür etmesi beklenmeyebilir ama bu tecritin kaldırılması gerektiğini onlar da gündeme almalı"  

'BİZ YİNE BİRBİRİMİZE LAZIMIZ' 

Akın Birdal, "2009'da Demokratik Toplum Partisinin İstanbul  Büyükșehir Belediye Başkanı adayı oldum ama CHP'ye karşı değil. O zaman da AKP İstanbul'da belediye başkanlığını elinde tutuyordu ve ben onlara karşı aday oldum. Bir seçim büromuz ve bir seçim arabamız vardı, kendimizi çok tanıtma olanağımız olmadı ama İstanbul kazan, bir kepçe dolaştık. Çok güzel sloganlar vardı,  'Barışa bir dal, Akın Birdal' gibi. Orada CHP ile ortaklaşabilseydik daha iyi sonuçlar alabilirdik. Siyasette matematik işlemez, bazen iki artı iki dört değil, yedi, on yapar. Bu yapılmadı. Şimdi ise bu İstanbul seçimlerinde umarım doğru sonuçlar çıkarılabilir. Biz yine birbirimize lazımız" dedi. 

'DEMOKRASİNİN EN GÜZEL ÖRNEĞİ SEFERİHİSAR VE İZMİR'DİR' 

İnsan hakları savunucusu Birdal, İzmir Büyükșehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve İzmir'i şu ifadelerle değerlendirdi: "Katılımcı demokrasinin en güzel örneği Seferihisar ve İzmir'dir. Tunç Soyer'in üç cemreyle açıkladığı projeler, yeniden kooparatifleșme, tarımsal yoksulluğun sona erecek olması beni heyecanlandırdı."

'BELKİ BAHARIN ÇİÇEKLERİ SARMADI AMA...'

Birdal, "İstanbul seçimlerinin bir hukuk gaspı olduğuna ve demokrasi nöbeti tutacaklarına dair 49 baro açıklama yaptı. İzmir Barosu'nun çağrısına Uşak ve Denizli hemen yanıt verdi ve 100 tane avukatla 23 Haziranda İstanbuldayız. Bakın, hepimiz İstanbulluyuz ve 23 Haziran'a kadar da öyle olacağız. Dayanışma çok önemli. Ve belki baharın çiçekleri sarmadı ama 23 Haziran'da baharın meyveleri, ağacın dallarıyla kucaklanacak insanlar ve demokrasinin meyvesini tadacaklar" dedi. 

Akın Birdal ayrıca: "Sanatçıların 'Her şey çok güzel olacak' diye baş kaldırması bence çok önemli. 31 Mart önemli bir milattir. Yenilmezin yenilenebileceği, değișmezin  değișebileceği gözlemlenmiș, kazanamayacak algısının kazanılacağı görülmüştür. İşte bu umut bence Türkiye'nin geleceğini belirleyecektir" ifadelerini kullandı. 

'MAÇAOĞLU DOĞRUDAN DEMOKRASİ MODELİNİ YEREL YÖNETİMLERE TAŞIDI' 

Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçaoğlu'nu değerlendiren Birdal," Maçaoğlu arkadaşımız Ovacıkta kooperatif de çok değerli bir örnektir. O da doğrudan bir demokrasi modelini yerel yönetimlere taşımıştır. Şimdi Dersim Belediye Başkanı ve Ovacık'da olduğu gibi doğrudan demokrasiyi, halkın katılımını yine sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu.

'İNSAN HAKLARININ GASP EDİYORSUNUZ' 

İnsan hakları savunucusu Akın Birdal, Selahattin Demirtaș'ın tutukluluğu hakkında: "Selahattin Demirtaș'ın cezaevinde oluşundan herkes sorumlu. Dokunulmazlığın  kaldırılması ne demek? Demokrasi çok önemlidir ve insanların hakkını resmen gasp ediyorsunuz" dedi. 

'İZMİRLİ OLMAK GÜZEL ŞEY'

Birdal, programın sonunu şu cümlelerle noktaladı: "Ben bir buçuk yıldır İzmir'de farklı inanç ve düşüncelerin bir arada yaşadığına tanık oldum. Bu çok değerli. Sayın Tunç Soyerle bu gelişecek barışın tohumları buradan yeşerecek Türkiye'ye yayılacak. İzmirli olmak farklı ve güzel bir şey."

Editör: Haber Merkezi