Nil KAHRAMANOĞLU / İZ GAZETE - İzmir Barosu konferans salonunda gerçekleştirilen ortak basın açıklamasında mültecilerin yaşam hakkı ihlaline ‘son verilmeli’ çağrısı bulunuldu. Açıklama, İzmir Barosu, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İzmir Şubesi ve Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi tarafından yapıldı.

Sınır hatlarında her gün yeni bir insan hak ihlali ile karşılaştıklarını ifade eden Kaban, “Özellikle son yıllarda yaşanan savaşlar sebebiyle mülteciler başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalmışlardır. 2011 yılında Suriye’de başlayan savaş binlerce insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarca insanın ülkesini terk etmek zorunda kalmasına sebebiyet vermiştir. Son süreçte İdlib’te savaşın tırmanması ile bağlantılı olarak mülteci konusunda yeni bir döneme girilmiştir. Siviller, egemen güçlerin sürdürdüğü ve tarafı olmadıkları bir savaş sebebiyle topraklarını bir kez daha terk etmek riskiyle karşı karşıyayken; Türkiye hükümetinin 27.02.2020 tarihinde Avrupa’ya geçmek isteyen mültecileri engellemeyeceği yönündeki açıklamasının ardından Türkiye’de bulunan binlerce mülteci kara ve deniz yoluyla Yunanistan’a geçmek için hareket etmişlerdir” diye konuştu.

'SERT VE HUKUKSUZ YAKLAŞIM'

Avrupa ülkelerinin sert ve hukuksuz yaklaşımlarıyla büyük bir insani krizi meydana getirdiğini belirten Kaban, “Yunanistan askerleri tarafından sınırı geçmek isteyen ve tampon bölgede bekletilen mültecilere plastik mermi ile ateş edilmekte, ışık ve ses bombası atılmakta, deniz yoluyla gelen mültecilerin botları batırılmaya çalışmaktadır. Yunanistan’a geçmeyi başaran bazı mültecilerin insan hak ve onuru hiçe sayılarak giysileri çıkarılmış tekrar Türkiye’ye gönderilmiştir. İltica hakkını kullanmak isteyen mülteciler içinden Yunan askerlerinin ateşi ile hayatını kaybedenler olmuş, Türkiye’den Yunanistan’a geçmek isteyen mültecileri taşıyan bot Midilli açıklarında alabora olarak biri çocuk dört kişi yaşamını yitirmiştir” dedi.

'İHTİYAÇLAR KARŞILANMALI'

Mültecilerin insani haklarının bir an önce karşılanması gerektiğini dile getiren Kaban, “Mültecilerin pazarlık aracı olarak kullanılmasına son verilmeli, Türkiye mültecileri güvensiz geçiş yollarına yönlendirmekten vazgeçmelidir. Türkiye hükümeti ülkemizde kalmak isteyen mültecilere gerekli hukuki korumayı sağlamayı sürdürmelidir. Tüm mültecilerin beslenme, barınma, sağlık, eğitim, çalışma, serbest dolaşım ve yerleşim hakları tanınmalı, insani ihtiyaçları derhal karşılanmalıdır” şeklinde konuştu.

'SORUMLULUĞA DAVET EDİYORUZ'

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan Geri Kabul Sözleşmesi’nin fiilen sona erdiğini söyleyen Kaban sözlerini şöyle tamamladı: “İltica hakkının doğrudan ihlali olan bu sözleşme resmi olarak da lağvedilmelidir. Mültecilerin güvenli ve kontrolü bir şekilde geçişlerine olanak tanınması için tüm uluslararası bileşenler üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Gerek Avrupa Birliğini gerekse sınır ülkelerini, yaşanan bu hak ihlallerine derhal son vermeye, başta 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi ve 1967 tarihli ek protokol olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk mevzuatını etkin bir biçimde işletmeye, insan haklarına uygun şekilde sorumluluk almaya davet ediyoruz.”

Editör: Haber Merkezi