NİL KAHRAMANOĞLU/ İZ GAZETE- Gizem Taban’ın sunduğu Z Raporu programının bu haftaki konuğu CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel oldu. Sertel, ülke siyasetinden kent gündemine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

Son günlerde çok konuşulan elektrik faturalarından TRT ve enerji fonu payları kaldırılması meselesi hakkında açıklamalarda bulunan Sertel, “TRT bu konuda vatandaşın sırtına yüktü. Halk için televizyoncuk yapmayıp iktidarın borazanlığını yapıyor. Ancak sırtını halka yüklüyor. Son günlerde sıklıkla dile getirilen ‘CHP söyler AKP yapar’ söylemi vardı. Doğru. Biz söylüyoruz, AKP yapıyor. Çünkü bayır aşağı yuvarlanıp gidiyorlar. Bu azalmayı, eksilmeyi giderebilmek için de CHP’nin önerilerine sığınmaya başladılar. Şu süreçte erken seçime gitmeyecekler. Çünkü anketlerin onları çok fena halde gösterdiklerini biliyorlar. Bir çıkış yolu arıyorlar ama bulamayacaklar. Millet ittifakı açık arayla iktidarı alacaktır. Cumhurbaşkanı da 11-12 milyon farkla seçilecektir. Halkın cumhurbaşkanı olacak. Eski parlamenter sisteme geri dönülecektir. Türkiye’ye de bu yakışır. Bir kişinin iki dudağı arasında yönetilemeyecek kadar büyük bir ülkedir” dedi.

‘HALKTAN KOPUKLAR’

Hükümet temsilcilerinin halktan kopuk açıklamalarının tepki çektiğini söyleyen Sertel, “Bornova Pazarı’na giderim, fiyatlara bakarım. Giyilmeyecek kalitedeki çorapların 10 liraya, tişörtlerin 25-30 liraya satıldığını gördüm.  Bir kilo peynir, zeytin, domates alsınlar 100 liranın üzerinde rakamla çıkıyorlar.  100 liranın alım gücü çok düştü. Yoksulluk sınırının 10 bin lira olduğu bir ülkede yaşıyoruz” diye konuştu.  

‘HER ŞEYİ YASAKLADILAR’

İzmir’deki ‘Başka bir tarım mümkün’ vizyonunun iktidara örnek olması gerektiğini belirten Sertel, “Bakan atandığında bu arkadaş gelsin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde tarım konusunda staj görsün dedim. Beni iş insanlarına şikâyet etmiş. Ama ben samimiyetimle söylemiştim. Çünkü başka kalkınma modelleri var. Bunu yapan da İBB. Gerçekten bir tarımsal kalkınma mümkün. Bunlar tarımı, çiftçiyi küçümsediler, desteklemediler. Pandemi ve ilkim değişikliği nedeniyle önlem alınmadığı için verim azaldı ve Türkiye açlıkla, kuraklıkla karşı karşıya kaldı. Ama iktidarın umurunda değil. İzmir’de tarımda bir kalkınma modeli kurulmuş. Gübre, mazot desteği veriyor. Kooperatifleştiriyor, ürünleri satın alıyor. Buğday ithal eden bir ülke haline geldik. Bu ülkede her şeyi yasakladılar. Tütün ekimini yasakladılar. Kendi yerel tohumunu yok ettirdiler bu ülkeye. Yerel yönetimler sayesinde ata tohumu yeniden harekete geçti. Uluslar arası şirketlere satan bir iktidarla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.

‘PEK ÇOK SORUN VAR’

İnfaz koruma memurlarının güvenlik görevlisi olması yönünde verdiği önergeye de değinen Sertel, “Cezaevlerini ziyarete gittiğimde orada bulunan infaz koruma memurlarından tutun da cezaevi aracını kullanan şoföre, doktorundan aşçısına kadar tümünün pek çok sorunu var. Can güvenliği sorunu var. Yaşam koşulları açısından da mağduriyetler de yaşıyorlar. Yasa teklifinde, infaz koruma memurlarıyla ilgili şunu söyledim; 60 bini kadrolu, 10 bini de sözleşmeli çalışıyor ve aralarında uçurum var. Mesai sorunu var. Mesai ücreti vermiyorlar. Büro memuru muamelesi görüyorlar. Cezaevinin iç güvenliğini sağlıyorlar. Nasıl büro memuru olabilir? Diken üstündeler. Bu yüzden güvenlik sınıfına geçmeleri gerektiğini söyledim. En zor görevi gören meslek grupları arasındadır. İtfaiyeciliğin meslek sayılması yönünde de teklif vermiştim. İtfaiyecilik meslek olacak, infaz koruma memurları da güvenlik statüsüne geçecek. Ama ne zaman? Seçime beş kala? Bu olmaz. Biz her şeyi seçim için mi yapacağız? Böyle olmaması lazım” şeklinde konuştu.

‘5 YILDIR SINAV YOK’

TRT’deki usulsüz atamaların hesabının sorulacağını dile getiren Sertel, “2016 yılı TRT’nin sınav açtığı son yıl olmuş. 5 yıldır sınavla kimseyi almıyorlar. Özel hukuka tabi diye bir personel alımı var. O statüden istedikleri kişileri işe alıyorlar. Arkanda kimse yoksa istediğin kadar başarılı, bilgili ol. Diğer kurumlarda olduğu gibi TRT’de de liyakat dönemi bitti. TRT iktidarın çiftliği haline geldi. Bugün çözüm bulamıyoruz ama yarına ışık tutuyoruz. Yaptıkları kanunsuzlukların, hukuksuzlukların hesabını verecekler” dedi.

‘DÜZENLEMELER YAPILACAK’

CHP iktidarında yerel medyanın daha özgür olması için birtakım düzenlemeler getireceklerini söyleyen Sertel, “Medyanın üzerindeki baskılar kalkacak. Siyasi düşüncesi, yayın çizgisi neyse onu yapacak. Bunu yaparken de kimsenin hak ve özgürlüklerini ihlal etmeyecek. İktidarımızda yerel basın başta olmak üzere basının desteklenmesi noktasında tarafsız ve ilkeli bir tutum sergileyeceğiz. İktidara yakını öne çıkaralım diğerini batıralım düşüncesi olmamalı. Basın İlan Kurumu yeniden düzenlenecek. Tüm ilkeleriyle basının yanında olacak. RTÜK’te de düzenlemeler olacak. Biz Anadolu basınına çok önem vereceğiz. Çünkü gerçekleri söylen ve demokrasiyi yaşatan kurumlardır” ifadelerine yer verdi.

‘SEÇİMLE GELEN…’

İzmir’de CHP ilçe başkanlıklarındaki görevden almalar hakkında konuşan Sertel, “Seçimle gelenin seçimle gitmesi lazım. Doğrusu bu. Seçimler ertelendi, süre uzadı.  5-6 ilçe başkanı gönderildi. Hatalar olabilir.  Hatayı, faturayı sadece ilçe başkanlarına kesmek doğru değil. Onlarla beraber bir üstte bulunanların da payı vardır. Her şey zamanında yapılmalı. Yönetim seçimleri zamanı geldiğinde yapılmalıdır. Süreci niye uzattığımızı da bilmiyorum. Şekle göre değil sürece, kurala göre olmalı” dedi.

‘MİLLET SEÇMELİ’

Önseçim olmadığı takdirde aday olmayacağını yineleyen Sertel, “Bir sonrasını hiç düşünmedim. Önseçim konusunu sıklıkla sorulduğu için sıklıkla dile getiriyorum. Yıllarca önseçimi savundum. Halk seçti beni. Buna çok saygı duyuyorum. Genel Başkanın seçtiği listenin onaylanmasını istemem. İkinci Yüzyıl beyannamesinde de milletin vekilini millet seçer diyor. Ben de bunu isterim.  Halkın onayı yoksa genel merkezin hazırladığı listeyle halkın karşısına çıkayım. Kendime olan saygıyı kaybederim. Önce parti içinde uygulayacaksın ki halk demokrasi getireceğine inansın” diye konuştu.

‘REFERANDUM YAPILSIN’

Son olarak çok tartışılan Çeşme projesi hakkında konuşan Sertel, “Bu konuda karar verecek merci Çeşme halkıdır. Referandum yapsınlar. Bakanlığın açıklamasına göre 100 bin kişi istihdam edilecekmiş. 100 bin kişiyle birlikte kaç kişini yaşayacağı bir düşünülsün. O şehir bunu kaldıracak mı? Bir rant var diye düşünüyorum. Gerçekleşeceğine dair öngörüm yok. Bir hayal projesi olarak görüyorum” açıklamasında bulundu.

'BASIN ÇOK ZOR DURUMDA’

Ulusal ve yerel medyaya dair değerlendirmelerde de bulunan Sertel, “Yandaş medya diyorlar ya ben artık yandaş da demiyorum. Tamamen iktidarın borazanı olmuş bir yapı. ‘Saray’daki insana nasıl hizmet edebilirim?’ düşüncesi var. Yandaş değil, kalleş medya.  Yerel basın yaygın medyaya göre daha temiz duruyor. Tabii ki baskı var. Tüm baskılara rağmen yerel medyada yer bulabiliyoruz, ses çıkarabiliyoruz. Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk ulusal basının yanında yerel basının desteğiyle başarıya ulaşmıştı.  Anadolu basının desteği çok önemliydi. Böyle değerlendiriyorum.  Çalışan gazeteci arkadaşlarımızın ekonomik koşulları, sendikalaşma olanakları, yaşam koşulları olarak bakarsak bizim dönemimizle kıyaslanamayacak kadar kötü. 3-4 memur maaşı alırdık, sendikamız vardı, özgürdük. Şimdi çok zor durumdalar.

Editör: Haber Merkezi