DERLEYEN: YAĞIZ BARUT / İZ GAZETE- İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi CHP Gurup Başkan Vekili Av. Murat Aydın, İz Tv’de yayınlanan ‘Gündem Özel’ programına konuk oldu. İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yıl kutlamalarında İBB Başkanı Tunç Soyer’in yaptığı konuşmanın iktidar tarafından hedef alınmasına yönelik açıklamalarda bulunan Murat Aydın, 9 Eylül’de İzmir’in yarattığı umudun asla kırılamayacağını söyledi. Aydın, vatandaşın işsizlik ve yoksulluk gibi gerçek sorunlarına çare bulamayan iktidarın ‘safları sıklaştıralım’ anlayışıyla her zamanki ötekileştirme, düşmanlaştırma dilini kullandığını da belirtti. Öte yandan programda Büyükşehir’in toplu ulaşıma zam yapmasının nedenleri ve Buca Metrosu projesindeki son hukuki süreç konuşuldu.

‘TARTIŞMALAR SUNİ!’

9 Eylül kutlamaları için gururlu, coşkulu ve mutlu olduklarını, yurttaşların yoğun katılımıyla bütün organizasyonun çok güzel geçtiğini, o güne gölge düşürmeye çalışan tüm tartışmaların ise suni ve anlamsız olduğunu kaydeden CHP’li Murat Aydın, “9 Eylül’de yarattığımız coşkuyu, umudu, birlikte başarabiliriz duygusunu kimse kıramaz” diye konuştu.

Atatürk’ü hedef almaya gücü yetmeyenlerin, Atatürk’ün sözlerini kullanan Tunç Soyer’i hedef aldığını da ifade eden Aydın, “Nutuk’un ilk iki sayfasını ve en sonundaki Gençliğe Hitabe’yi okurlarsa Tunç Başkan’ın sözlerinin kime ait olduğunu çok net görürler. Çok açık bir şey var ki toplumları yöneten insanların kimileri başarılarıyla ve zaferleriyle anılır, kimileri de ihanetleri ve başarısızlıklarıyla anılır. Tunç Başkan’ın söylediği de budur. Bir bardakta kopartılmaya çalışılan bu tartışmalar anlamsızdır. Çünkü İzmir ve Türkiye; kurtuluşa, cumhuriyete sahip çıktığını bir kere daha göstermiştir” dedi.


 

‘ASIL GÜNDEM BELLİ!’

Tartışmaların AKP’nin kutuplaştırıcı siyasetinin bir parçası olduğunu hatırlatan ve bunun nedenlerini açıklayan CHP’li Murat Aydın şöyle konuştu: “İktidar, ekonomik olarak halka bir şey veremediği ve yurttaşların en derin hallerini yaşadığı yoksulluğu çözemediği için ‘safları sıklaştıralım’ anlayışıyla yine her zamanki ötekileştirme, düşmanlaştırma dilini kullanıyor. Normal şartlarda bir cumhurbaşkanı, bir şehrin belediye başkanına hakaret içeren sözler söyleyebilir mi! Cumhurbaşkanının hakaret etme özgürlüğü mü var! Aynı sözleri biz söylesek anında hakaret suçundan gözaltına alınırız. Ama işte, biz onlara bir şey söyleyelim, onlar bize söylesin ve bu iş kayıkçı kavgasına dönsün, vatandaşın da gerçek sorunları konuşulmasın diye bunu yapıyorlar. Yurttaşın gerçek sorunları belli; işsizlik, yoksulluk, niteliksiz eğitim ve kötü sağlık koşulları… Bunlar konuşulmasın diye kim kahraman, kim hain tartışması yapıyorlar. Kimse kusura bakmasın, Türk halkı 100 yıl önce kim kahraman kim hain buna karar verdi zaten. Fatih Sultan Mehmet’in emaneti olan İstanbul’u kimin işgal kuvvetlerine teslim ettiğini biliyoruz. O yüzden kimse ecdat tartışmasına girip yeni bir tarih yazmaya kalkmasın. Bizi bu yarattıkları çamurlu alana da çekmeye çalışmasın. Bunların halkta hiçbir karşılığı yok. Bu ülkenin insanları Atatürk’ün kim olduğunu bilir, kim yerli işbirlikçidir, kim emperyalizme boyun eğmiştir bunu da bilir. O yüzden mütareke basınının ağzıyla konuşanlara laf yetiştirecek halimiz yok. Biz şunu söylüyoruz; ne yazık ki bu ülkede bazı çocuklar beslenme çantasına koyacak yiyecek bulamazken beyefendiler Saray’dan ecdat tartışması yapıyor! İzmir halkı, 100’üncü kurtuluş yılını layığıyla kutlamanın gururunu yaşamaktadır. Bizim için önemli olan tek şey budur. O yüzden yapılan tartışmalar bu toplum için değerli değildir. Bize 9 Eylül 2022’den kalan şey gururdur. Bunu hep içimizde taşıyacağız, bu coşkunun parçası olmanın mutluluğunu hep yaşayacağız.”

BİZ DE ‘DEVLET İŞGAL ALTINDA’ MI DİYELİM!

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un ‘İzmir yönetimi işgal altındadır’ sözlerini de eleştiren CHP’li Aydın, “İzmir’i yöneten Tunç Soyer; İzmir’i ve ülkemizi kurtaran, cumhuriyetimizi kuran Atatürk’ün partisinin bir mensubudur. Eğer Murat Kurum, İzmir’i işgal altında görüyorsa kendisini kimin temsil ettiğini sormak lazım! Bizi işgalci olarak tanımlıyorsa kendini ne olarak tanımlıyor onu sormak lazım. Ama bence bunların içlerindeki kodlar ortaya çıkıyor. Bu şehrin yönetimini beğenmeyebilir, eksik bulabilir ama işgalci diyemez!” açıklamasında bulundu ve Bakan Kurum’un mensubu olduğu AKP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak’ suçundan mahkûm edildiğini hatırlatarak “O zaman biz de ‘Devlet işgal altında’ mı diyelim?” diye sordu.

ESHOT, PETROL BULACAK DEĞİL YA!

İBB Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Murat Aydın, toplu ulaşıma yapılan zamlara gelen eleştirileri yanıtladı ve zamların yapılmasının nedenlerini açıkladı. Belediyenin hiçbir zaman ulaşımdan kâr etmediğini ve hatta verilen açığın bütçeden karşılandığını ancak bunun sürdürülebilir olmadığını ifade eden Murat Aydın, artan döviz kuruna ve akaryakıta gelen fahiş zamlara işaret etti.

MALİYETİ KİM KARŞILASIN?

Bu konuda asıl sorulması gerekenin, ulaşım hizmetlerindeki maliyetin nasıl karşılanacağı olduğunu söyleyen Aydın, şu açıklamayı yaptı: “Biz ulaşımda kârdan bahsetmiyoruz bile! Hemen hemen hiçbir belediye de ulaşımdan kâr etmez, ancak maliyetini karşılar hatta çoğu zaman da maliyetini karşılayamadığı için kendi bütçesinden ‘görev zararı’ olarak destek verir. Büyükşehir’in bu yıl ulaşıma 2,5 milyar lira tutarında kendi bütçesinden katkı vermesi söz konusu, bu rakam geçen yıl 550-600 milyon liraydı. İzmir halkı şunu bilsin; ESHOT, hiçbir yılında ulaşımdan kâr elde etmemiştir, hep ulaşım maliyetinin altında bilet tahsilatı yapmış ve aradaki farkı ise bütçesinden ödemiştir. Peki Büyükşehir’in bütçesi nereden geliyor; yine yurttaşın parasından geliyor. Biz yurttaşa; ‘Ulaşımı 10 liraya mâl ediyoruz, sen bana 12 lira ver’ demiyoruz ki, aksine ‘Sen 9 lira ver, ben 1 lirasını bütçeden karşılayayım’ diyoruz. Ama 10 liraya mâl olan şey için 5 lira alırsanız o zaman geri kalan 5 lirayı karşılayacak bütçeniz olmadığı için başka hizmetlerden kısmak zorunda kalırsınız! Bakın bazı ülkelerde şöyle bir şey var; ulaşım ücretsiz ama sizden şehirli vergisi alıyorlar. Yani o şehirde yaşamanın vergisini ödüyorsunuz ve bu vergilerle ulaşım gibi bazı hizmetleri alıyorsunuz. Bu da bir yöntemdir ama o zaman da şöyle bir sorun çıkıyor; o hizmeti almayanlar da o parayı ödemiş oluyor. Bugün İzmir’deki ulaşım maliyeti, bilet fiyatlarının çok üzerinde ve bunu karşılamanın iki yolu var; ya bilet fiyatlarına zam yaparsınız ya da bütçenizden bu farkı ödersiniz. Bilete zam yaparsanız sadece o hizmeti kullananlar öder, bütçeden karşılarsanız tüm yurttaşlar öder. Bunun başka bir çözümü yok!”

MOTORİN NE KADAR?

Belediyelerinin ulaşımda kullandığı akaryakıttan ÖTV alınmasının doğru olmadığını çünkü bunun ulaşım maliyetlerini arttırdığını ifade eden Murat Aydın, “Elbette ki belediyeler verimli hizmet sunmalı, gereksiz harcama yapmamalı, tasarruf sağlamalı ama burada herkese görev düşüyor. Büyükşehir Belediyemiz bu konuda da büyük gayret gösteriyor zaten. ESHOT, şuan pek çok yedek parçasını kendi üretiyor, tamiratlarının büyük çoğunluğunu kendi atölyelerinde yapıyor, lastiklerinden motor bakımlarına kadar her konuda tasarruf sağlamaya çalışıyor. Otobüs filosunu ciddi şekilde gençleştirdi ve bu sayede yakıt, tamir ve yedek parça maliyetinde ciddi bir tasarruf sağlıyor. Yani belediye en doğru ve en verimli hizmeti üretmeli ama vatandaş da en azından maliyeti oranında bu giderin harcanmasına katkı sağlamalı. Yoksa tabii ki hiçbirimiz zam istemeyiz! Öğrencilerin ücretsiz taşınmasını isteriz, hatta ulaşımın hak olduğuna, herkesin ücretsiz taşınması gerektiğine inanırız. Ama o zaman soru şu; bu hizmetin maliyetini kim ödeyecek? Bizim için şu an iki şey önemlidir; tasarruf yani maliyeti düşürmek ve geliri arttırmaktır. Bütçeyi başka nasıl dengeleyeceksiniz? ESHOT, gelir arttırmak için reklam hizmeti yapıyor, yedek parça üretiyor. Ama en büyük girdi maliyeti olan petrolü de kendi bulacak değil ya! ESHOT’un maliyetlerinin büyük bir kısmı dövize bağlı maliyetler. Geçen sene doları ve motorini kaça alıyorduk, bu yıl kaça alıyoruz? Bunun maliyetlere yansımaması mümkün değil.” diye konuştu.

BUCA METROSU’NDA GÜRÜLTÜ KOPARANLAR SESSİZ!

Kent tarihinin en büyük yatırımı olma özelliğini taşıyan Buca Metrosu projesinde ihaleyi kazanamayınca mahkemeye başvuran Nurol-Yapı Merkezi ortak konsorsiyumu geri adım attı. Nurol- Yapı Merkezi, İzmir 4'üncü İdare Mahkemesi’ne feragat dilekçesi gönderip ihalenin iptal talebini geri çekti. Böylece, Buca Metrosu'nda hukuki tüm pürüzler ortadan kalkmış oldu. Bu süreçte pek çok AKP'li isim ise davadaki itiraz dilekçesini dayanak göstererek ihalenin iptal edileceğini ileri sürmüştü, buna karşılık Büyükşehir cephesinden de sık sık “O metro Buca’ya gelecek” çıkışları yapılmıştı.

Tüm hukuki süreci İz Tv’de değerlendiren CHP’li Av. Murat Aydın, “Baştan beri söylüyorduk, yaptığımız işte hiçbir usulsüzlük ve yanlışlık yoktu. Mahkeme de bunu tescilledi zaten. O tarihlerde sanki bir şey varmış gibi gürültü koparan arkadaşların sessizlikleri de bunu gösteriyor” dedi.

HATA OLSAYDI DÜZELTİRDİK

Her zaman bilgiyle konuştuklarını ve ‘bir hata olabilir mi’ diye de samimiyetle dosyayı incelediklerini söyleyen Aydın, şu ifadeleri kullandı: “Bir hata yapıyor olsaydık bunu düzeltirdik çünkü kamu işi yapıyoruz. Ama gördük ki ve söyledik ki burada bir sorun ve yapılan işlemde herhangi bir hukuka aykırılık yok. Davacının bütün iddialarını ilk davada mahkeme reddederken Büyükşehir’in ihalenin bütününe ilişkin tezlerinin doğru olduğunu da tescil etti. Sadece iki belge eksikti, onları da tamamladık. Danıştay’dan da lehimize karar çıktı. Anlaşılan o ki ilgili firma da sonuç alamayacağını öngörerek ikinci davasını geri çekti ve hukuki süreç tamamlanmış oldu. Zaten Buca Metrosu’nun çalışmaları hiç durmadı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) alacağımız kredinin ilk dilimi de geldi ve çalışmalar sürüyor. Umuyoruz ki 4 yılda projeyi bitirelim. Çünkü aldığımız kredi için ilk 4 yıl ödeme yapmayacağız. Yani 4 yılın sonunda metro faaliyete geçip gelir elde etmeye başladığı anda, kredi taksitleri ödenmeye başlayacağı için kendini amorti edecek. Baştan beri söylüyorduk, yine söylüyoruz; o metro Buca’ya gelecek.”

Editör: Haber Merkezi