İZ GAZETE- Daha önce hava yoluyla ve gıda ile su aracılığıyla vücuda giren plastik parçacıkların, laboratuvarda test edilen insan hücrelerinde alerjik reaksiyonlara, hücre duvarı hasarına ve hücrede ölüme yol açtığını tespit eden Hull York Medical School araştırmacılarının üzerinde deney yapılan 13 akciğer dokusu örneğinden 11'inde plastik parçacıklarının bulunduğu bilgisini paylaşan TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, en yoğun görülen plastik türlerinin ise ambalaj, borularda kullanılan polipropilen, şişelerde kullanılan PET ve kıyafetlerde bulunan naylon olduğunu aktardı.

AKCİĞERİN EN DERİN BÖLGESİNDE BULUNDU

Mikroplastiklerin solunarak vücuda girebildiği ve ince hava yollarından geçerek akciğerin en derin bölgesine yerleştiğini belirten CHP'li Bakan, "Akciğerin üst bölgelerine yapışmasını ya da filtrelenerek atılmasını beklediklerini söyleyen uzmanlar, bu şaşırtıcı bulgunun mikroplastiğin solunum sağlığı üzerindeki etkileri üzerine yapılan çalışmalarda aydınlatıcı etkisi olacağını ifade etmektedir" dedi.

MİKROPLASTİK UYARISI

Daha önce yapılan çalışmalarda otopsi sırasında alınan akciğer dokularında plastik parçacıkları bulunduğunu anımsatan Bakan, "Ancak ilk kez yaşayan insanlardan alınan örneklerde de bu parçacıklar tespit edilmiştir. Mikroplastik ayrıca daha önce hamile kadınların plasentasında da saptanmıştır. Geçen ay ise Amsterdam Özgür Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan testler sonucunda, çalışmaya katılan 22 kişiden 17'sinin kanında mikroplastik tespit edilmiştir. Araştırmanın baş yazarlarından biri olan Laura Sadofsky, elde edilen verilerin hava kirliliği ve mikroplastik alanında önemli bir ilerleme olduğunu, insan sağlığını nasıl etkilediği konusunda yapılacak yeni çalışmalara yol açacağını açıklamıştır" bilgisini paylaştı.

BESİN ZİNCİRİ İÇİNDE

Science ofthe Total Environment adlı bilim dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, erkeklerin akciğerlerinde kadınlara göre daha çok plastik parçacık bulunduğunu kaydeden CHP'li Bakan, konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı:

"Mikroplastik kirliliğe dünyanın her yerinde rastlandığı ve insanların özellikle okyanus ve deniz kirliliğinden dolayı balıklar aracılığıyla besin zincirine dahi giren bu plastiklerden/mikroplastiklerden kaçınmasının çok zor olduğu gerçeğinden hareketle, bunun insan sağlığı üzerindeki riskler noktasında endişeler günden güne artmaktadır.

Canlı cansız tüm hayat ve ekosistem açısından doğrudan tehlike arz etmektedir. Plastik kirliliği neredeyse iklim krizine eşdeğer bir tehlike yarattığı öne sürülmektedir.

Potansiyel kanserojen etkilerinin incelenmeye devam edilmesi gerektiği noktasında uyarıları her geçen gün arttırmaktadır" dedi.

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YAPILIYOR MU?

Konuyu Meclis gündemine taşıyan CHP'li Bakan, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi'ye şu soruları yöneltti:

İçme sularımızda mikroplastik olup olmadığı konusunda bilimsel araştırmalar yapılmakta mıdır? Hangi sıklıkta, kimler tarafından, hangi bölgelerde yapılmaktadır? Detayları nedir?

Bugüne kadar içme sularında hiç mikroplastik tespit edilmiş midir? Bu konuda hangi çalışmalar yapılmıştır ve yapılması planlanmaktadır? Detayları nedir?

Editör: Haber Merkezi