HDP Milletvekili Serpil Kemalbay, TBMM’nin açılışının 100.yılının kutlandığı günde Türkiye’nin içinde bulunduğu dönemde demokratik anlamda geriye gittiğinin altını çizerek, “TBMM oluşturulurken, nispeten daha çoğulcu olmaya çalışan ve halkçı temelde toplumun farklı kesimlerini yan yana getirmeye çalışan bir durumu görmekteyiz. Süreç sonunda da göreceli olarak demokratik bir anayasa olduğunu görmekteyiz. Ancak bugün geldiğimiz noktada saray iradesi, tekçilik üzerine kurulan bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız. 100.yılda çokta daha ileri demokratik, katılımcılığı konuşuyor olmamız gerekirken, geri noktalardan tartışıyoruz.” dedi.

‘UMUDUMUZU KAYBETMEMELİYİZ’

Parlamenter sisteme yeniden geri dönüş olması noktasında değerlendirmede bulunan HDP’li Kemalbay, “ Yaşanmakta olan pandemi ve yarattığı kriz süreci duvara dayanmış olduğumuzu görüyoruz. Bugün yasama yürütme yargı tekçi bir anlayışa göre yönetiliyor. Tüm demokrasi güçlerinin el ele vermesi en başlıca yöntemdir. Yerel yönetimlerinde kayyumcu politikalarla etkisiz hale getirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Sadece seçmek, halk iradesinin sandıkta gösterilmesi yetmiyor. Her gün demokrasiyi güçlü bir şekilde sahiplenmesi ve korumamız gerekiyor.  Umudumuzu hiçbir zaman kaybetmemeliyiz. “ açıklamasında bulundu.

‘EMEKÇİ VE İŞÇİYİ YOK SAYAN ANLAYIŞ’

Koronavirüs salgını döneminde cezaevindeki  bulunan kişilerin koşullarına dair de açıklamada bulunun HDP’li vekil  Kemalbay, “ Virüsün sınıfsal bir boyutu da var. İşçi ve emekçilerin yok sayan bir anlayış var. Evde kal çağrılarına uyan insanların nasıl geçineceğiniz sorunlarıyla mücadele edilirken, diğer taraftan da 301’e yakın cezaevinde yatan mahpuslar ve bir kısmını infaz paketiyle serbest kalması durumu var. Ancak geride kalan kişiler koronavirüs salgınıyla baş başa kalacak. İnfaz paketi görüşülürken, şunu anlatmaya çalıştık. Bir tek cinsel suçlardan ve kadına yönelik şiddet suçlarında içeride olanlar serbest bırakılmamalı. Tabi ki virüse karşı güvenliğe alınmalı. Geri kalan herkesin evine gönderilmesini ve uygun yöntemlerle cezalarının bir süre ertelenmesini savunmuştuk. AKP ve MHP iktidarı bu paketi mafya babalarını çıkarmak adına kullandılar. İçerideki siyasi tutsaklar başta olmak üzere 50 bine yakın tutuklu var. İnfaz paketi tartışılırken cezaevlerinde salgının olduğunu söylemiştik.” dedi.

‘İKTİDARINI PAYLAŞMAK İSTEMEMESİDİR’

Doğu ve güneydoğu’daki kayyum atamalarıyla ilgili açıklamada bulunan HDP’li Kemalbay, “Halkın iradesine el koyan iktidarla karşı karşıyayız. Her gün İstanbul, İzmir, Adana gibi şehirlerden örnekler görüyoruz. Belediyelerin ekmek dağıtmasına bile tahammül edemeyen ve bunu paralel bir yapı olarak ifade eden iktidarla karşı karşıyayız. Demokrasinin alfabesidir yerelden yönetim. Kayyum zihniyeti tek adamın iktidarı hiçbir şekilde paylaşmak istememesidir. Sadece HDP belediyelerine yönelik bir anlayışta değildir.  Böyle bir yönetime hiçbirimiz layık değiliz.” dedi.

‘EKOLOJİK TAHRİBAT DEVAM EDİYOR’

Salda Gölü’nün millet bahçesi adı altında oluşturularak  tahribatına salgın sürecinde de devam edilmesine yönelik,  “İktidarın şuan tek derdi bekasını korumak. Koronavirüs döneminde Bakan’ın yaptığı açıklamalar ve sürecin şeffaf yürütülmemesi. Bununla birlikte eş zamanlı olarak sömürünün devam etmesi. Aynı zamanda ekolojik tahribatın devam etmesi de söz konusu. Bütün bunlar pandemi sürecinin iyi kavranmadığını halkın yaşam haklarının önemsenmediğini göstermektedir. Belli üst sınıflardan can güvenliğinin önemli olduğunu da gözler önüne sermiştir. Süreçte karın devam etmesidir. Bütün çabaları bu yöndedir. Ancak Salda’ya yapılan saldırıda özellikle bu dönemin sonunda da teşhir olduklarını düşünüyorum.”açıklamasında bulundu.              

Editör: Haber Merkezi