HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, İnfaz Kanunu’na göre hamile kadınlar, bebekli anneler tutuklanamaz maddesine rağmen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na cezaevlerinde giren 700’e yakın çocuğun durumuyla ilgili Adalet Bakanı’na yazılı soru önergesi verdi. Önergede, ‘Dünyada tek çocuk bayramına sahip ülke olmakla övünen Türkiye’de zorunlu ikameti cezaevi olan 700’e yakın çocuğun nasıl bayram etmesini bekliyorsunuz?’ sorusuna yer verildi.

‘AKP EZİYETİ OLAĞAN HALE GETİRDİ’

Çocukların masum oldukları halde anneleriyle birlikte cezalandırıldıklarını söyleyen Kemalbay, “AKP iktidarı, var olan yasayı, uluslararası sözleşmeleri uygulamak yerine yasaları kendi lehine değiştirmeyi, sudan sebeplerle insanlara eziyet etmeyi olağan hale getirmiştir. Anneleriyle beraber bazen doğumdan, bazen de doğumdan kısa süre sonra cezaeviyle tanışan çocuklar özellikle 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL döneminde ve OHAL’in sözde kaldırılmasından sonra da ceza infaz sisteminde karşılaşılan en can yakıcı sorunlardan biri olmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

‘ÇOCUKLARIN YAŞAM KOŞULLARI ÇOK KÖTÜ’

Cezaevindeki çocukların yaşam koşullarını da özetleyen Kemalbay, “Fiziki koşulları nedeniyle emekleme çağında dar alanlarda olduklarından emeklemeyi öğrenemeyen, fiziksel gelişimini sağlıklı tamamlayamayan çocuklar, 3 yaşına geldiklerinde bile yürümekte zorlanmaktadırlar. Cezaevi yönetimlerinin çocuklar için ayrı, onlara uyacak yemek çıkarmıyor olması, ayrı ekmek haklarının olmaması, annelerine verilen ekmekle yetinmek zorunda kalmaları dengeli beslenmelerini imkânsız hale getirmekte, annenin kendi yemeğini çocuğu ile paylaşması sonucu hem annenin hem de çocuğun yeterince karınlarını doyuramamalarına sebep olmaktadır. Koğuşlarda bebekler ve çocuklar için yeterli hijyen, havalandırma ve ısı koşullarının sağlanamaması nedeniyle hastalanmalar sık sık yaşanmasına neden olurken çocukların doktora anneleri yanlarında olmadan götürülüyor olunması başlı başına bir sorun olmakta ve çocuğu ve anneyi olumsuz etkilemektedir. Oyuncakların çocuğun gelişimini olumlu yönde etkilediği ve mutlaka oynaması gerektiği düşünüldüğünde cezaevlerinde anneleri ile birlikte kalan 0-3 yaş arası çocuklar kreşe gidemedikleri için oyuncaksız büyümektedirler” diye belirtti.

‘ERKEK ÇOCUKLAR CİNSEL KİMLİK BUNALIMI YAŞAYABİLİYOR’

Hemcinslerinden uzak sadece kadınlarla büyümek zorunda kalan erkek çocukların durumuna da değinen Kemalbay, “Cezaevindeki erkek çocuklar sürekli kadınların arasında yaşadıkları ve hemcinslerinden uzakta oldukları için kadınları taklit ettikleri,  ağda, makyaj gibi eylemlere eğilim gösterebildikleri ve cinselliğin keşfedildiği bu dönemde cinsel kimlik bunalımı yaşayabildikleri uzmanlarca dile getirilmektedir. Koğuşlarda bebekler ve çocuklar için yeterli hijyen, havalandırma ve ısı koşullarının sağlanamaması nedeniyle hastalanmalar sık sık yaşanmasına neden olurken çocukların doktora anneleri yanlarında olmadan götürülüyor olunması başlı başına bir sorun olmakta ve çocuğu ve anneyi olumsuz etkilemektedir. Oyuncakların çocuğun gelişimini olumlu yönde etkilediği ve mutlaka oynaması gerektiği düşünüldüğünde cezaevlerinde anneleri ile birlikte kalan 0-3 yaş arası çocuklar kreşe gidemedikleri için oyuncaksız büyümektedirler” açıklamasını yaptı.

Ulusal ve uluslararası kanunları hatırlatan Serpil Kemalbay, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle şu soruları sordu:

20 Temmuz 2016 OHAL sürecinden bugüne kadar “hamile hükümlü veya tutuklular”  ile “doğum yapan hükümlü-tutuklu sayısı kaçtır?

OHAL süreci itibarı ile Türkiye cezaevlerinde anneleri ile birlikte kalmak zorunda bırakılan 0-6 yaş grubu arası kaç bebek bulunmaktadır?

5275 Sayılı İnfaz Kanunu’nun 16/4 maddesine göre hamile kadınlar, bebekli anneler tutuklanamazken bu kanuna neden uyulmamaktadır?

Hâlihazırda toplamda annelerinin cezaevinde tutulduğu için zorunlu olarak cezaevinde yaşayan kaç çocuk bulunmaktadır?

23 Nisan Çocuk Bayramı vesilesiyle dünyada tek çocuk bayramına sahip ülke olmakla övünen Türkiye’de zorunlu ikameti cezaevi olan 700’e yakın çocuğun nasıl bayram etmesini bekliyorsunuz?

700’e yakın çocuk anneleri ile birlikte kalmak zorunda oldukları için cezaevlerindedirler ve masum oldukları halde cezalandırılmaktadırlar. Havana Kuralları gereği ‘tüm dünyada özgürlüklerinden yoksun bırakılan çocukların istismara, zararlı davranışlara ve haklarının ihlaline açık olduğu bilincinden hareketle kurallar geliştirilmiştir’ ilkesi yok sayılmaktadır. Bu nedenle Bakanlığınızın çocuklara hatta bebeklerin fiili cezaevi mahkûmiyeti ile telafisi mümkün olmayan zarar verdiğinizin farkında mısınız? Hukukun üstünlüğünün sağlandığı bir döneme girildiğinde sorumlu tutulacağınızı biliyor musunuz?

Ebeveynlerin tutuksuz yargılanmaları ile ilgili bir çalışmanız olacak mıdır?

Cezaevlerinde bebekleriyle, çocukları ile kalmak zorunda bırakılan kadınlara yönelik, çocukların özgürlüklerinden mahrum bırakılmaması, çocuğun yüksek yararını gözetecek gerekli yöntem ve yasal düzenlemeleri içeren kapsamlı bir çalışma yapılması düşünülmekte midir?

0-6 yaş grubu bebekleriyle cezaevinde tutulan annelere yönelik sürecinde ayrımcılık yapıldığı, mahkûmların siyasi duruşları sebebiyle denetimli serbestlik hakkından faydalanmasının engellendiği yönündeki iddialar araştırılmış mıdır?  Ayrımcılık suçu ile ilgili herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Yapılmadı ise kamuoyunda yaygın bir şekilde ifşa edilen bebekli mahkûmlara yönelik ayrımcı uygulamalara dair herhangi bir çalışmanız olacak mıdır?

İstisnai olarak cezaevinde tutulmaları halinde çocukların özel ihtiyaçları, statülerini dikkate alan özel düzenlemeler yapılmış mıdır? Çocuklara uluslararası sözleşmelerin gerektirdiği hukuki ve insani koşulların sağlanmasına yönelik bir çalışmanız var mıdır?

Editör: Haber Merkezi