Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, İz Televizyonu’nda İz Gazete Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yağız Barut’un sorularını yanıtladı. HDP İzmir İl Binasına yapılan saldırı ve saldırıda parti çalışanı Deniz Poyraz’ın saldırgan tarafından katledilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çepni, HDP’nin kapatılmasına yönelik dava hakkında da değerlendirmelerde bulundu. 

‘ÇADIR, PARTİMİZİ HEDEF GÖSTERİYOR’
HDP’nin sürekli hedef gösterildiğini belirten İzmir Milletvekili Murat Çepni, İzmir Emniyet Müdürlüğü ve İzmir Valiliği’nden, parti binası önünde bulunan evlat nöbeti tutan anneler için oluşturulan çadırın kaldırılmasını defalarca talep etmelerine rağmen kaldırılmadığını söyledi. Çepni, “Parti binamızın önünde başta Diyarbakır il binamızın önünde başlayan ve diğer illerde de sürdürülen bir provokasyon yapılıyor. Belli insanların hassasiyetleri üzerinden iktidar kendine siyasi çıkar elde etmeye çalışıyor. Parti binamızın önündeki çadırda polisler düzenli olarak bekliyor. Biz bu çadırla ilgili İzmir Emniyet Müdürlüğü ve İzmir Valiliği’ne defalarca; ‘partimizi kriminalize ediyor, hedef haline getiriyor, bu çadırın buradan kaldırılması gerekir, aksi halde yaşanabileceklerden siz sorumlu olursunuz’ diye anlattık. Ancak tam tersine kavgaya devam ettiler. Dün orada polisler varken bu saldırı gerçekleşti. HDP’ye dönük saldırıların organizasyonu orada yapılıyor. Bunun başka bir anlamı yok. Birçok kentte buna benze durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. İktidar şu an devletin tüm olanaklarına, halkın ve ülkenin tüm varlıklarını çökmüş durumda. Bu siyaset ancak belli iç ve dış düşmanlar yaratarak gerçekleştirilebilir.  HDP’ye dönük saldırıların temel sebebi; ırkçılıkla, milliyetçilikle, şovenizmle kitleleri zehirleyerek HDP’yi aracı olarak kullanarak bu rant, talan ve mafya düzenini sürdürmeyi sağlamak. Esasen saldırının arka planı bu” diye konuştu.

 

MUHALEFETE ‘MIŞ GİBİ’ ELEŞTİRİSİ
Muhalefetin bu tür saldırılara sessiz kaldığını belirten HDP İzmir Milletvekili Çepni, “Cumhur ittifakı doğrudan HDP’yi hedefe koyarken muhalefet de sessiz kalarak bu senaryoya bir biçimde eklenmiş oluyor. AKP ve MHP’nin niye bunu yaptığı biliniyor ama muhalefet, bir taraftan AKP ve MHP ile mücadele etmek istediğini söylüyor, diğer yandan da AKP ve MHP’nin beslendiği esas meseleye uzak durarak aslında yapmaya çalıştığını ‘mış’ gibi yapmış duruyor. Burada kastettiğim parlamentodaki muhalefet…” dedi.

 

‘DENİZİN BİTTİĞİ NOKTADAYIZ’
Mafya lideri Sedat Peker’in açıklamalarıyla ortaya serilen bir suç ittifakı olduğunu söyleyen HDP’li Çepni, “Her türlü şantajın yağmanın talanın bizzat HDP’ye karşı linç kampanyası yürütenler tarafından icra edildiğini görüyoruz. HDP’ye linç kampanyası yürütenler bir baktık ki her türlü kirli ilişki içerisindeler.  AKP ve MHP niyetini zaten ortaya koyuyor. Devlet Bahçeli’nin HDP’ye saldırmak, HDP’yi tehdit etmek, hakaret etmek dışında başka bir kelimesi yok. Erdoğan’ın Suç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun HDP’ye terör örgütü demekten başka yaptığı bir şey yok. İktidar, Saray İttifakı’nda konumlanmayan, yerli ve milli olmayan herkesin siyaset yapmaya hakkı yoktur diyor. Son ifşaatlarda her şey bu kadar ortaya çıkmışken demokrasi istiyorum özgürlük istiyorum diyenlerin ne yapmak gerektiği konusunda daha ciddiyetli olması gerekir. AKP ile milliyetçilik yarıştırarak, kürt düşmanlığı yarıştırarak AKP ile mücadele etmenin imkansız olduğunu bugün bir kez daha gördük. Sedat Peker ne dedi? ‘Bir kaos ortamı yaratmak gerekiyordu biz bunları yaptık’ dedi. Denizin bittiği noktadayız. Kadınlar, işçiler, emekçiler, gençler açısından, biraz olsun geleceğini kazanmaya çalışan, demokrasi özgürlük isteyen kim varsa, artık denizin bittiğini görmek zorunda. Bu anlamda, HDP’nin karşı karşıya kaldığı katliam siyasetine karşı çıkmak, öylesine bir demokratik tutum olmaktan öteye geçmek zorunda. Bir dayanışma duygusu açıklamaktan öteye geçmek zorunda. HDP’ye dönük saldırıları ısrarla HDP siyasetine yönelik bir saldırı olarak ele alma eğilimi hala güçlü” açıklamalarında bulundu. 

‘KENETLENMEK GEREKİR’
‘Hala bir dayanışmacılık var, hala HDP’nin bu ülkenin en meşru partisi olduğunu söylemeyen, hala HDP ile yan yana görünmekten kaçınan siyasetler var bu ülkede’ diyerek sözlerini sürdüren Çepni, “Katliamı herkes kınayabilir ama HDP’ye yapılan saldırı, demokrasi özgürlük adalet isteğine dönük bir saldırıdır. O yüzden gün bugündür, bunun ötesi yok. Bu anlamda, dayanışmadan ziyade HDP etrafından kenetlenmek gerektiğini söylüyoruz” dedi. 

 

‘KASITLI BİR OGANİZASYON’
Deniz Poyraz’ın katili Onur Gencer’in ‘Kim olsa vuracaktım’ ifadesini değerlendiren HDP’li Çepni, “Bu ülkede, 24 saat HDP’ye, muhaliflere katledilmesi gereken, tasfiye edilmesi gereken kesim muamelesi yapan, ağzından kan damlayan bir iktidar gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bugüne kadar hiçbir katil, Devlet Bahçeli’nin kullandığı kadar ağır cümleler kullanmadı. Bu cümleleri dinleyenlerin her türlü şeyi yapma potansiyeli var. Bu iktidarın, IŞİD ve cihatçı çetelerle iş birliği yaptığını biliyoruz. Bunlar, Kuzey Suriye’de SADAT tarafından eğitildiler. Bunlar gibi çok sayıda insan Türkiye’de. Biz HDP olarak hep şunu söyledik; ‘Siz orada, kürtlere karşı savaşsın diye o çeteleri oraya götürüyorsunuz, yarın bunlar geri dönecekler’ diye iktidarı uyardık. Ama iktidarın gözü halklara karşı düşmanlıkla karardığı için bu noktadayız.  Bu yapılan saldırı da çok bilinçli kasıtlı bir organizasyon. Öylesine bir katliam değil. Katiller bu emirleri verenlerdir. Hepsi sarayda ve çevresindedir. Biz yıllardır söylüyoruz, mesele; yakalanan failden ziyade bu atmosferi örgütleyendir. Erdoğan zaten söyledi, ‘Bunlar daha iyi günleriniz’ demişti. Ama biz her yaşanan durumda yeni yaşanmış gibi meseleyi analiz etmeye çalışıyoruz. Buradan demokrasi güçlerine çağrıda bulunuyorum; bunu böyle yapmaktan vazgeçelim, meselenin beklenmemiş bir olay gibi yansıtılmasından vazgeçelim. Bunun arkasında, önünde, yanında iktidar siyaseti gerçeği var” diye konuştu.

 

‘KÜRT SORUNU KANLA ÇÖZÜLMEZ’
‘HDP PKK ile arasına mesafe koymalı’ söylemlerine ilişkin de konuşan Çepni, şunları söyledi: “Biz bunu söyleyenlere şunu diyoruz; AKP ve MHP, terör örgütleriyle arasına mesafe koymalıdır. Biz kimsenin bize dayattığı cümlelerle konuşmak zorunda değiliz. Biz özgürlükleri demokrasiyi adaleti savunuyoruz. Bu ülkede kan akıyorsa bunun sorumluları kürt sorunundan beslenenlerdir. Biz şunun söylüyoruz; ortada, herkesin kabul ettiği bir kürt sorunu var. Bizim bu kürt sorunun çözümünde bir projemiz var. Bu kanla çözülmez, 40 yıldır çözemedik, çözemediniz. Bizim bu noktada çözüm önerilerimiz var, çözüm sürecinde yaşananlar var. Bunun muhatapları var, bunun muhatabı İmralı Cezaevi’nde Abdullah Öcalan’dır. Bunu siz de kabul ettiniz. Şimdi mutlak bir tecrit uyguluyorsunuz, konuşturmuyorsunuz. Öcalan’a uygulanan tecridin anlamı şudur; dün çözümün adresiyse, ki hala öyle. Herkes bunu kabul ediyor. Şimdi siz bu tecridi uyguladığınız koşullarda siz çözülmesin istiyorsunuz. Çözülmesin demek ne demek? Uyuşturucu ticareti demek, silah kaçakçılığı demek, çeteleşmek demek. Bunu kim söylüyor? Bunu Sedat Peker söylüyor. Bu çok net bir realite…”

‘HDP, SİYASİ BİR ODAK OLMAKTAN ÇIKARILAMAZ’
HDP’ye yönelik kapatma davası hakkında açıklamalarda bulunan Çepni, “HDP’ye dönük saldırıların ana halkası kapatma davası değil. Partimiz, 5 yıldır normal çalışmasını bile yapamaz durumda. İzmir’de de bunu çok defa yaşadık, en basit parti faaliyeti engellenmeye çalışılıyor. Binlerce parti çalışanımız gözaltına alınmış durumda. HDP felç edilmeye çalışılıyor. Ancak HDP kapatılsa bile kitlesi halkı ile ayakta. HDP bir siyasi odak olmaktan çıkarılamaz. Burada mesele şu; Saray faşizmi dediğimiz koalisyon kendisine mutlak bir sessizlik inşa etmek zorunda. Böylesine bir suç ittifakı ancak ve ancak bir suskunlar toplumuyla yürütülebilir. Bu krizi yaratan biziz. Direnişimizle bunu yaptık. Sokaklar terkedilmedi, işçi sınıfı direnişine devam etti, kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya devam etti, öğrenciler Boğaziçi’nde kayyuma karşı mücadele etmeye devam etti. Mücadele, bir bütün olarak sürüyor. HDP bu mücadelenin odağındadır. HDP susturulduğunda bütün bu mücadele ciddi bir sıkıntıya sokulabilir. Mücadelenin önü kesilmeye çalışıyor. Biz bu yüzden diyoruz; bu saldırı HDP’ye dönük değil tüm demokrasi güçlerine dönüktür. AKP’nin temel derdi HDP’yi belirleyici aktör olmaktan çıkarmak. Ancak kapatsa da kapatmasa da bunu başaramıyor. O yüzden daha çok felç etmeye, itibarsızlaştırmaya çalışıyor. İktidarın zulüm düzeninin devamı için bu kapatma davası bir taraftan sopa gibi başımızın üzerinde tutulmaya çalışılıyor. Ama başarı şansı yok. Bu iktidarda bir araya gelen aktörlere bakın hırsızlık, kan ve talandan beslenenler. Bunların HDP’yi kavrama şansı yok. HDP bir özveri hareketidir. HDP’de kimse para kazanmak için siyaset yapmaz, bedel ödemek için siyaset yapar. Bunlar, HDP’yi kapatınca bu mücadeleyi engelleyebileceklerini düşünecek kadar zavallılar” ifadelerini kullandı. 

‘MUHALEFETİ DİZAYN ETMEYE ÇALIŞIYOR’
AKP’nin, HDP üzerinden muhalefeti dizayn etmeye çalıştığını da belirten Çepni, “İYİ Parti söze başladığında önce HDP ile ne kadar uzak olduğunu anlatmaya çalışıyor. CHP o kadar olmasa da yine de açıktan ‘HDP ile yan yana gelebiliriz, HDP ile siyaset yapabiliriz’ diyemez hale getirilmeye çalışılıyor” dedi.

“BİRLEŞİK HATTAN MÜCADELE EDİLMELİ”
Demokrasi güçlerine çağrıda bulunan HDP’li Çepni, “Katilleri biliyoruz nereden beslendiklerini biliyoruz. Bu katliamın sorumluları saray faşist iktidarıdır. Bu katliamlara karşı mücadele mutlaka birleşik hattan faşiste karşı mücadele niteliğinde olmalıdır. Bu anlamda tüm demokrasi güçlerine çağrımız; HDP ile dayanışmak değil HDP ile yan yana gelmek, demokrasi ve özgürlükler konusunda samimiyetle mücadele etmek gerekir. Bu konuda ‘mış’ gibi yapmaktan herkesin vazgeçmek gerekir. Biz halklarımızdan aldığımız güçle dimdik ayaktayız” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi